İşte Erdoğan'ın açıklamalarının satır başları:

İsrail'in barış istemeyen tarafta yer almadığını görüyoruz.

Durum böyle iken, İsrail'in barnışı istemeyen tarafta yer aldığını görüyoruz. Fİlistinlilerin 10 yıllardır her türlü insanlık dışı muameleye maruz kalmaları, devletsiz kalmaları asla kabul edilemez.
Bu doğrultuda Türkiye şimdiye kadar çok ciddi çaba sarf etti. Bundan sonra da edecektir.
Harp zamanlarında sivillerin korunmasına dair Cenevre sözleşmesi, İsrail'in bu durumunu kayda geçirdi. İsrail şımarıklığa devam ediyor.
Çok önemli fırsatları kaçırdı İsrail. BM'nin reforme edilmesi konusundaki ısrarımızda bir haklı durum daha ortaya çıktı. Dünya 5'ten büyüktür.
İnşallah Filistin halkına desteğimiz sürecek.
2 Haziran günü kurulan Filistin Birlik hükümeti ile çok önemli kazanımlar elde edildi.
Eğer burada atılan adımdan, Netenyahu rahatsızsa ha demek ki, bu doğru adımdır.
İsrail, Mescid-i Aksa konusunda gerilimi tırmandırıyor.
Türkiye, İsrail'in bu pervasız, hukuk tanımaz durumuna karşı mücadelesini sürdürecektir.

Filistin'de yaz aylarında başlayang katliam hafızalarda tazeliğini koruyor. Binlerce Filistinlinin hayatını kaybettiği saldırılar tarihe kara bir leke olarak geçmiştir.

Gazze'nin yeniden imarı çalışmalarına başlandı ancak donörler vaad ettikleri paraları henüz ne yazık ki vermiyorlar. Bu inşaanın başlaması da zorlaşıyor. Gazze ve diğer Filistin'deki kardeşlerimize gerekli yardımı yapmaya çağırıyoruz. 200 milyon doları biz Türkiye olarak verdik.

Filistin halkına yönelik Türkiye'nin verdiği güçlü destek eksilmeden devam edecek.

MAHMUD ABBAS:

Böylesine güzel ve güzizde bina Türkiye'ye yakışır. Filistin halkı verdiğiniz destekle kendi ülkesini kuracaktır. Filistin halkımızın yaşadığı sıkıntıları kendilerine arz ettik. Yerleşim yerleri ve utanç duvarıyla ilgili konları anlattım.

1967'den sonra Mescid-i Aksa'ya yönelik politikaları reddediyoruz. İşgalin sona ermesi için her türlü çabamız devam etmektedir.

Netanyahu'yu Fransa'daki mitingde görünce ne hissettiniz?

ERDOĞAN:

Olayın faili bellidir. Fransız vatandaşıdır. Bu Fransız vatandaşları böyle bir katliamı işlerken faturanın kesildiği yer müslümanlardır. Bu çok manidar. Bu kişiler cezaevinde çıkıyor. Sonra Fransız birimleri tarafından takip edilmez mi? Müslümanlara karşı islamafobi almış başını gidiyor. Biz müslüman olarak barış dinin mensupları olarak böyle bir katliam nereden gelirse gelsin, böyle bir terör eylemini tasvip etmemiz olumlu bakmamız zaten mümkün değil.

Ancak bazı gerçekleri de görmek lazım. Gazze'de 2 bin 500 kişiyi katleden bir katilin el sallamasına nasıl bakıyorsunuz. Sanki tribündekiler onu bekliyor diye el sallıyor. Hangi yüzle oraya gitti? Katlettiğiniz kadınlarıjn çocukların hesabını verin. Suriye'de 350 bin insan öldürüldü. Dünyanın kılı kıpırdıyor mu?

SULTANAHMET SALDIRISI...

Batının iki yüzlülüğü ortadadır. Biz hiç bir zaman katliamların içind eolmadık. Bu katliamgların içinde nefret suçları, ırkçılık yatıyor. Camilerimize yapılan saldırılara karşı tedbirleri alsınlar. Sultanahmet'e kadar gelip polisimizi şehit edenler, Dolmabahçe'de polis bahçesine yapılan saldırılar bir senaryonun neticesidir.