10 Kasım Cuma hutbesi 2023: Bu hafta Cuma hutbesinin konusu nedir? Diyanet Cuma hutbesi tamamı 10 Kasım 2023
![](https://image.posta.com.tr/i/posta/75/750x0/654de7bee4bfdc1b50e98e0d.jpg)
10 Kasım 2023 Cuma hutbesi Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından paylaşıldı. Her hafta inananlara İslam dininin emir ve yasaklarından bahsederken, aynı zamanda bir Müslüman’da olması gereken hasletler de Cuma hutbesinde aktarılıyor. Peki, bu hafta Cuma hutbesinin konusu nedir? İşte 10 Kasım 2023 Diyanet Cuma hutbesinin tamamı…
![](https://image.posta.com.tr/i/posta/75/750x0/654de7bde4bfdc1b50e98e0b.jpg)
Diyanet İşleri Başkanlığı 10 Kasım 2023 Cuma günü için “Azim ve Gayret Sahibi Bir Mümin Olabilmek” konusunu seçti. Ayet ve hadislerle desteklenen hutbede Peygamber Efendimiz’in (S.A.V.) hayatından örnekler yer alıyor. İşte Diyanet’in bu haftaki (10 Kasım 2023) hutbesinin konusu ve içeriğinin tamamı…
10 KASIM 2023 CUMA HUTBESİ
![AZİM VE GAYRET SAHİBİ BİR MÜMİN OLABİLMEK](https://image.posta.com.tr/i/posta/75/750x0/654de7bee4bfdc1b50e98e17.jpg)
AZİM VE GAYRET SAHİBİ BİR MÜMİN OLABİLMEK
Muhterem Müslümanlar!
Peygamber Efendimiz (s.a.s), bütün insanlığı, bir olan Allah’a inanmaya ve sadece O’na kul olmaya çağırdı. Mekkeli müşrikler, onun bu davetine icabet etmediler. Dahası ona cephe aldılar, düşmanlık ettiler. Her türlü zulüm ve baskıyı ona reva gördüler. Allah Resûlü (s.a.s) ise hiçbir zaman davasından vazgeçmedi. İnancını, azmini ve gayretini asla yitirmedi. Çünkü onun bir gayesi vardı. O gaye, yeryüzünün en değerli varlığı olan insanoğluna başıboş bırakılmadığını, sorumluluklarının olduğunu hatırlatmaktı.
![AZİM VE GAYRET SAHİBİ BİR MÜMİN OLABİLMEK](https://image.posta.com.tr/i/posta/75/750x0/654de7bee4bfdc1b50e98e0f.jpg)
AZİM VE GAYRET SAHİBİ BİR MÜMİN OLABİLMEK
Aziz Müminler!
Bugün, Müslümanların içinde bulunduğu sıkıntıların temel sebebi, inandıkları dava uğrunda yeterince azim ve gayretlerini gösterememeleridir. Bu uğurda, ahlaklı, dürüst, ilkeli ve disiplinli çalışma alışkanlıklarına gereken önemi verememeleridir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), bir hadisinde şöyle buyurmaktadır: “Allah Teâlâ, sizden birinin yaptığı işi en güzel şekilde yapmasından memnun kalır.”
![](https://image.posta.com.tr/i/posta/75/750x0/654de7bfe4bfdc1b50e98e1e.jpg)
Kıymetli Müslümanlar!
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in ümmeti olarak bize düşen, İslam davası uğruna azim ve gayret sahibi bir mümin olabilmektir. Azim, İslam’ın hayat veren mesajlarına bağlı kalma kararlılığıdır. Samimi bir niyetle iyiye ve güzele ulaşma arzusudur. Bütün sıkıntılara rağmen morali yüksek, ümidi diri tutma iradesidir. Gayret ise azmedilen şeyleri hayata aktarma çabasıdır. Maddi ve manevi bütün sebeplere sarıldıktan sonra sabırla hedefe yürümektir. Her daim iyiliğin ve hayrın yayılması için mücadele etmektir. Kötülerin kötülüklerine rağmen iyi kalabilme ve iyiliği hâkim kılabilmektir. Zalimlerin zulmüne rağmen hak ve hakikatten ayrılmamaktır. Bu yolda asla yılgınlığa kapılmamak, âcizlik göstermemektir.
![](https://image.posta.com.tr/i/posta/75/750x0/654de7bfe4bfdc1b50e98e1b.jpg)
Değerli Müminler!
Resûl-i Ekrem (s.a.s),إِنَّ اللّٰهَ يَلُومُ عَلَى الْعَجْزِ “Allah, ihmalkârlık ve gevşeklikten hoşlanmaz.” buyurmaktadır. Bunun içindir ki Müslüman, hayatının hiçbir anında gevşeklik göstermez, rehavete kapılmaz. Vazgeçmez, mücadeleyi bırakmaz. Nemelazımcılık, vurdumduymazlık ve boş vermişlik mümine yakışmaz. Müslüman, tembellikten uzak durur. O, çalışmadan kazanamayacağını, emek vermeden ve alın teri dökmeden başarı elde edemeyeceğini bilir.
![](https://image.posta.com.tr/i/posta/75/750x0/654de7bee4bfdc1b50e98e15.jpg)
Muhterem Müslümanlar!
Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in dualarından biri de şöyledir: اَللَّهُمَّ! إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْعَجْزِ وَالْكَسَلِ “Allah’ım! Acizlikten ve tembellikten sana sığınırım.” Onun bu duasına gönülden “Âmin!” diyen müminler olarak, azim ve gayrete sarılıp insanlığı haksızlık ve zulümlerden kurtaracak olan bizleriz. İmanımızdan aldığımız güçle insanlığın barış ve huzuru için çalışacak olan biziz. Bizlerin azim ve gayretiyle başta Filistin’deki kardeşlerimiz olmak üzere bütün mazlumların yüzü gülecektir; hüzün, yerini sevince bırakacaktır. Zira inancımız, bize bu görevi yüklemekte; insanlık, bizden bunu beklemekte; tarihimiz, bizi buna davet etmektedir.
![](https://image.posta.com.tr/i/posta/75/750x0/654de7bee4bfdc1b50e98e12.jpg)
Öyleyse Aziz Kardeşlerim!
İlmin, irfanın ve bilimin ışığında çalışmalarımıza hız verelim. Yeryüzünün imarı, güvenli bir geleceğin inşası için sorumluluklarımızı yerine getirelim. Yaptığımız her işin hakkını verelim; en sağlam, en doğru ve en güzelini yapmaya çaba gösterelim. Nitekim şanlı ecdadımız, aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimiz, bu toprakları bize vatan kılmak için var gücüyle gayret gösterdiler. Nice başarılar elde ettiler. Her birini rahmet ve minnetle yâd ediyoruz. Mekânları cennet, makamları âlî olsun. Unutmayalım ki, Rabbimiz, azim ve gayretle çalışan hiçbir kulunun emeğini asla zayi etmeyecektir.
Hutbemi Kehf suresi otuzuncu ayetin mealiyle bitiriyorum: “İman edip dünya ve ahiret için yararlı işler yapanlar bilmelidirler ki, biz güzel iş yapanların ecrini asla zayi etmeyiz.”
![](https://image.posta.com.tr/i/posta/75/750x0/654de7bee4bfdc1b50e98e19.jpg)
Cuma namazının hükmü nedir?
Cuma namazı âkil, bâliğ, mukîm ve mazereti olmayan erkeklere farz-ı ayındır. Farz oluşu Kitap, Sünnet ve icma ile sabittir. Yüce Allah, “Ey inananlar! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında, alışverişi bırakıp hemen Allah’ı anmaya koşun. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah’ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz.” (el-Cum'a, 62/9-10) buyurmaktadır. Hz. Peygamber (s.a.s.) de “Cuma namazına gitmek, ergenlik çağına ulaşmış her Müslüman erkeğe farzdır.” (Ebû Dâvûd, Tahâret, 124 [342]; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, 3/245-246 [5577-5579]) buyurmuştur. Cuma namazı, Hz. Peygamber (s.a.s.) döneminden günümüze kadar kılınagelmiş ve bunun farz olduğu konusunda herhangi bir farklı görüş ortaya çıkmamıştır.