2020'de evden de yapılabildiğini anladığımız 10 şey

2020 zor bir sene oldu. Zorluğundan olsa gerek, çok da öğretici oldu. Evden çıkmadan geçirdiğimiz aylarda bol bol düşünmeye vaktimiz vardı. Pek çok şeyin evden dahi çıkmadan yapılabildiğini anladık. Bir baktık dört duvar arasında kendimizleyiz ve hayat o kadar da aksamıyor. Bir bakalım, 2020'de nelerin evden de yapılabildiğini öğrenmişiz. // Neslihan Arslan Elbette birinci sıraya bunu koyacaktık, hizmet sektörü dışında pek çok sektör, iş alanını eve taşıdı. Ofisteki arkadaşlarımız yoktu, sabah kalkıp duş alma, makyaj yapma ve yola koyulma ritüelini uygulayamasak da zamanla işlerin evden de yürüdüğünü anladık. Daha stressiz bir çalışma ortamı. Sevmediğimiz insanlardan uzakta... İşbaşınden 3 saat önce uyanmak zorunda değiliz, akşam eve gelirken trafik çekmiyoruz ve hala para kazanmaya devam ediyoruz. Para harcayacak pek yer olmasa da... Corona virüs salgını nedeniyle iptal edilen festivallere özellik ilkbahar ve yaz döneminde her geçen gün bir yenisi daha eklendikçe, dinleyicilerin ev konforunda deneyimleyebileceği etkinlikler de arttı. Pandemi döneminde içeceklerimizi hazırladık, sandalyeleri bir kenara çektik, halıları kaldırdık ve dans ettik. Bazen yalnız, bazen ev arkadaşları, bazen kardeşlerimizle. Umarız siz de yapmışsınızdır. Sinema ve müzik halihazırda dijital ortamda oldukça aktif iki sanatken; tiyatronun tek kanalı sahneydi. Ancak salgının belki de en iyi tarafı, tiyatronun -sanal da olsa- daha geniş kitlelerce takip edilebilmesi oldu. Pek çok özel tiyatro, devlet tiyatrosu, belediye tiyatrosu, şehir tiyatroları değerli oyunlarını YouTube'a aktardı. Şaka gibi ama gerçek. O her sene ağlaya zırlaya anne baba peşinden sürüklendiğimiz bayram ziyaretleri bu sene son buldu. Açtık ön kameraları anneanne, dede, amca, hala ne varsa görüntülü konuştuk. Belki harçlık almadık, harçlık vermedik, baklavalara gömülemedik, babaanneye sarılamadık ama bir nebze olsun hasret giderdik. Zaten pek çoğumuz online alışverişe biraz aşinaydık ama iş market alışverişine kadar düştü, artık anne babalarımız bile internetten domates biber alır oldu. Neredeyse anneanneler paçalı donlarını online alışveriş uygulamalarından yapacak. Sokağın sonundaki Fatma Teyze bile artık mahalleyi gözetlemez, kargo yolu gözler oldu. Evde ekmek yapmayan kaldı mı? Mayalı, mayasız, ekşi mayalı, tam buğdaylı, kepekli... Tencereye atıp ekmek pişirme işini gerçekten sevdik. Hepimiz bir anda ekmek ustası, gurme kesildik. İçinde kabarcıklar arttıkça sevindik, buzluğa atıp sonra ısıtıp ısıtıp yedik. Yetmedi, gurur duyduğumuz ekmekleri poşetleyip poşetleyip eşe dosta verdik dilim dilim. Uzaktan eğitim bu sene imkanları yeterli olanların sefası, imkanları yeterli olmayanların cefası oldu. Eğer iyi bir laptopınız ve iyi bir internet bağlantınız varsa, yani paranız varsa eğitiminize devam etmişsinizdir. Avantajlı taraftasınız. Bir de imkanı olmayanlar vardı. 3 GB'lık internetini bir büyük çocuğu, bir küçük çocuğuna yettirmeye çalışanlar vardı. Üst komşudan laptop ödünç alanlar... Bu konuda çok da emin değiliz. Eğitim uzaktan yapılabilir mi? Yapılabilmesi için gerekli koşullar neler, ne kadarı karşılandı? Birer soru işareti. Arkadaşlarımızla görüşemedik. Doğum günü hafta içine denk gelenler biraz olsun şanslıydı, arkadaşlarıyla en azından sosyal mesafe kuralları içinde parklarda bahçelerde buluştular. Doğum günü sokağa çıkma yasağına denk gelenlerin ise fazla şansı yoktu. Arkadaşlarla Zoom toplantısına mecbur kaldılar. Dışarı çıkamıyoruz diye flörtlerin, online çöpçatanlık uygulamalarının sinek avladığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Tinder, Ockupid, Bumble, Hornet ve daha birçokları aynı hızda kullanılmaya devam etti. İnsanlar görüntülü görüşmelerle yemek yiyip şarap içti, HES kodlarını ormanda yürüyüşe çıktı. Siz evde oturdunuz diye herkes öyle yaptı sanmayın. Mutfak kategorisinden bir ürün daha. Eskiden sadece annelerimizin yaptığı turşu, artık insanların ev arkadaşlarıyla ve sevgilileriyle yaptığı bir şeye dönüştü. Her bidon, her kavanoz yeni bir heyecana dönüştü. Sirkelisi, bol sarımsaklısı, limonlusu... Kornişonu, lahanası, domatesi derken turşu uzmanı da olduk. Ne yapalım, uzmanlar da 'Turşu suyu korona düşmanı' demeseydi.