2020'de hayatımıza giren 8 sağlık alışkanlığı

Her şey Mart 2020'de ilk corona virüs vakasının ülkemizde görülmesiyle başladı... Tüm dünyayı etkisi altına alan corona virüs alışkanlıklarımızı da kökünden değiştirdi. Eskiden rahatça dolaştığımız sokaklarda şimdi maskesiz gezemiyor, kalabalık ortama giremiyor ve her şeyi dezenfekte ediyoruz. İşte corona virüsle birlikte 2020'de hayatımıza giren 8 sağlık alışkanlığı. / Mine Bozkurt 2020'den önce Uzak Doğu'lu turistlerin maske takarak gezdiklerini sık sık görürdük. Corona virüs pandemisiyle birlikte neredeyse tüm dünyada maske zorunlu hale geldi. Hal böyle olunca da evde maske stokları yaptık ve maskesiz dışarı adım atmadık. El dezenfektanlarına aslında eskiden beri aşinayız. Corona virüs pandemisiyle birlikte hijyene daha fazla önem vermemiz gerekti. Kimimiz marketlerdeki dezenfektan stoklarını tüketti, kimimiz araştırdı ve evde kendi dezenfektanını yaptı. Artık hem evimizde hem de çantamızda muhakkak dezenfektan taşıyoruz. Kalabalık alanlarda corona virüsün yayılma şansı da artıyor. Bu nedenle sosyal mesafe denilen bir kavram girdi hayatımıza. Artık kalabalık alanlara girmiyor, yanımızdaki diğer kişiyle aramıza en az 1,5 metre mesafe koyuyoruz. Tabii ki öpüşmek ve tokalaşmak da yok. Onun yerine dirsek selamı vermeyi alışkanlık haline getirdik. Salgının 2020 Mart ayında ülkemizde de görülmesiyle Sağlık Bakanlığı harekete geçti ve Hayat Eve Sığar uygulamasını geliştirdi. Bu uygulama ile bulunduğumuz bölgenin ne kadar risk altında olduğunu öğrenebiliyor. Uygulama hastalık sonrasında temas zincirinin kolay bir şekilde bulunmasını sağlıyor. Corona virüsün kargoyla bulaşması her ne kadar az bir ihtimal olsa da özellikle yurt dışından gelen kargolar alıcıları tedirgin etti. İnsanlar çareyi tüm kargoları gelir gelmez dezenfekte etmekte buldu. Aynı şey market alışverişlerinde de geçerli oldu tabii. Bazı kişiler alışverişlerini 2 gün balkonda bekletmeyi alışkanlık haline getirdi. Siberkondriya olarak adlandırılan internetten hastalık aratma hastalığı, salgın günlerinde artış gösterdi. Bazılarımız en ufak bir belirtide hemen Google'a koştu ve corona virüs olup olmadığını anlamaya çalıştı. Neyse ki Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığı gibi güvenilir kaynaklar, bu süreçte belirtilerle ilgili en doğru bilginin bize ulaşmasını sağladı. Pandemi psikolojik sorunları olan insanların daha da kötüleşmesine neden oldu. Psikologlar çareyi online terapi vermekte buldu. Bu sayede hem hastalar evlerinden çıkmıyor hem de tedavilerini olabiliyorlar. En çok da kaygı problemi yaşayan insanları etkileyen corona virüs salgınında psikolojik tedavileri aksatmamak oldukça önem taşıyor. Hayatımızı baştan aşağı değiştiren corona virüs yeni terimleri de peşinden getirdi. Mesela pik yapmak, Koronasomnia, izobar gibi terimleri anlayabilmek için corona virüs sözlüğüne bakar olduk.