45 yaş ve üzeri olanları tehdit ediyor! Ölüm oranı en hızlı artan hastalık: Çabuk yorulma ve balgamlı öksürüğe dikkat

Sağlık alanındaki gelişmeler, KOAH ve akciğer kanseri gibi önemli sağlık sorunlarına yönelik umut verici adımların atıldığını gösteriyor. Son araştırmalara göre, bilim insanları bu hastalıkların önlenmesi ve tedavi edilmesi konusunda yeni yöntemler üzerinde çalışıyor. Uzmanlara göre, erken teşhis ve kişiselleştirilmiş tedavi yöntemleri, KOAH ve akciğer kanseri gibi hastalıkların etkilerini azaltmada kilit rol oynayabilir. Bu alandaki yenilikler, hasta odaklı çözümlerle birlikte gelecek ve hastaların yaşam kalitesini artırmaya yönelik umutları güçlendiriyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Nihal Başay ve Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Muhammet Reha Çelik, akciğer kanseri ve KOAH hastalığı hakkında merak edilenleri posta.com.tr okuyucularıyla paylaştı.

SERPİL DOKUREL / Posta.com.tr| Solunum yollarını etkileyen ve yaşam kalitesini düşüren bir hastalık olarak bilinen KOAH'ta, yeni tedavi yöntemleri ve ilaç geliştirmeleri sayesinde hastaların yaşam kalitesinde artış sağlanabiliyor. Ayrıca, akciğer kanseriyle mücadelede de benzer bir gelişme söz konusu. İleri teknoloji ve genetik araştırmalar, bu kanser türünün daha etkili bir şekilde tanı ve tedavi edilmesine olanak tanıyor.

Toplumun sağlığını koruma ve iyileştirme hedefiyle yürütülen çalışmalar bilim dünyasını umutlandırırken, hastalar ve yakınlarına da yeni bir umut ışığı yakıyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Nihal Başay, KOAH’ın (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) hava yolu darlığı ile seyreden ve nefes almakta zorluk yaratan bir hastalık olduğunu ve kronik bronşit ve amfizem olarak iki grup hastalık bulunduğunu belirtiyor.

TOZLU ORTAMLARDA ÇALIŞANLAR DİKKAT!
Dr. Nihal Başay, KOAH’ın başlıca nedeninin sigara olduğunu, bunun yanı sıra nargile, elektronik sigara, puro içilmesi, uzun sürelerde tozlu, dumanlı ortamlarda çalışma ve kimyasal madde solunmanın da KOAH’a neden olabildiğinin altını çizdi.
ÇABUK YORULMA VE BALGAMLI ÖKSÜRÜK EN BÜYÜK BELİRTİSİ
Dr. Nihal Başay, KOAH’ın belirtilerini şu şekilde sıraladı:
• Nefes darlığı (özellikle fiziksel aktiviteler sırasında)
• Göğüste nefes alıp verdikçe hırıltı duyulması
• Balgamlı ya da balgamsız inatçı öksürükler
• Yorgunluk halsizlik
• Ayaklarda şişlik
• Kilo kaybı
• Çabuk yorulma
Bu yakınmaları olan kişilerin mutlaka bir göğüs hastalıkları kliniğine başvurması gerekiyor.

KOAH NASIL TEŞHİS EDİLİYOR?
Yukarıdaki belirtilerle başvuran hastalara; akciğer grafisi, solunum testi, kan tetkikleri, kan gazı ve gerek görülmesi durumunda akciğer tomografisi çekiliyor. Dr. Nihal Başay, akciğer grafisinin, KOAH olduğu düşünülen bir hastada mutlaka çekilmesi gerektiğini ve enfeksiyon ayrımında önemli olduğunu vurguladı.

AKCİĞER HASTALIKLARI KOAH BELİRTİLERİNİ ALEVLENDİRİYOR
Dr. Nihal Başay, KOAH’ın hafif, orta, ağır, çok ağır olarak dört grupta incelendiğini, ağır ve çok ağır KOAH’lı hastalarda kan oksijen düzeyi iyice azaldığından bu hastaların oksijen tedavisine mutlaka ihtiyaç duyulacağını belirtti. Akciğer enfeksiyonları KOAH hastalığını alevlendirebiliyor. Bu yüzden enfeksiyonlardan korunmak büyük önem taşıyor. Hastalara hastalığın şiddetine göre hava yolunu rahatlatacak inhaler ilaçlar veriliyor. Ancak sigara bırakılmadığı sürece hastalığın tedavisi ve ilerlemesine engel olmak pek mümkün değil.

SİGARA İÇENLER VE BIRAKMIŞ OLANLAR KOAH RİSKİNİ AZALTMAK İÇİN NELER YAPMALIDIR?
Dr. Nihal Başay, KOAH’ın görülme sıklığının yüzde 15-20 olduğunu, bu hastalıktan yüzde 80-90 oranında sigaranın sorumlu olduğunu belirtti. KOAH aynı zamanda, dünyada ölüm sıralamasında 3. hastalık olarak biliniyor ve Türkiye’de ölüm nedenlerinin yüzde 61’i KOAH nedenli oluyor. Dr. Nihal Başay, sigaranın, KOAH’a etkilerini şu şekilde anlattı:

“Hastalığın gelişiminde sigaranın en önemli risk faktörü olduğunu düşünürsek, sigarayı erken yaşta bırakmanın ne kadar önemli olduğunu söyleyebiliriz. Sigaraya başlama yaşı, dumanın yoğunluğu, günlük ve toplam içilen miktar hastalığın gelişimini etkilemektedir. Anne ve babası sigara içen çocukların solunum sistemi hastalıklarına ve kronik bronşite yakalanma riski fazladır. Sigara içmeyen ancak dumanına maruz kalan kişilerde de KOAH gelişme riski vardır. Haftada 40 saatten fazla ve 5 yıldan uzun süre sigara dumanına maruz kalan bireylerde, hastalığın gelişme riski yüzde 50 civarındadır.''

”KOAH HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON DAHA FAZLA''
Yapılan çalışmalar KOAH’lı hastalarda anksiyete ve depresyonun fazla olduğunu gösteriyor. Bu nedenle özellikle 65 yaş üstü KOAH’lı hastaların aile bireylerinin desteğine oldukça ihtiyacı bulunuyor. Gereğinde profesyonel yardım almaları da oldukça önem taşıyor.

AKCİĞER KANSERİ SAĞLIKLI DOKULARA DA ZARAR VERİYOR
Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Muhammet Reha Çelik, akciğer kanserinin, genellikle akciğerin yapısını oluşturan hücrelerin kontrolsüz büyümesi ve çoğalması sonucu ortaya çıkan ve sağlıklı dokulara zarar vererek ilerleyen bir tür kanser olduğunu belirtti. Akciğer kanseri genellikle akciğerlerin bronş ve bronşçuk adı verilen hava yollarında başlıyor. İlerleyen evrelerde hem içinde büyüdüğü akciğere hem de organlara hem de beyin gibi uzak organlara yayılıyor.

İLK BELİRTİ KEMİK AĞRILARI OLABİLİR
Erken evrelerde genellikle belirti vermiyor, bu nedenle rutin kontroller ve risk faktörlerinin kontrolü önem taşıyor. Belirtileri bazen tümörün akciğerde büyümesinin bir sonucu olabileceği gibi zaman zaman ilk belirti, örneğin kemiklere yayılma sonucu oluşan ağrılar gibi, uzak organa yayılmasının sonucu olabiliyor.

Prof. Dr. Muhammet Reha Çelik, akciğer kanserinin sıklıkla görülen belirtilerini şu şekilde sıralıyor:
- Kronik öksürük veya öksürükte artış
- Kan tükürme veya kanlı balgam
- Nefes darlığı
- Göğüs ağrısı
- Ses kısıklığı
- İştah kaybı
- Kilo kaybı
- Yorgunluk
- Tekrarlayan akciğer enfeksiyonları

Akciğer kanserinin erken teşhisi, tedavi şansını artırabiliyor. Erken evrede yakalanan birçok kanser tipinde olduğu gibi, akciğer kanseri için de erken teşhis önem taşıyor çünkü bu aşamada kanser hücreleri henüz vücudun diğer bölgelerine yayılmamış oluyor ve hastanın en iyi tedavi şekli olan cerrahiden faydalanmasını sağlıyor.

45 YAŞ ÜZERİ BİREYLERDE DAHA SIK GÖRÜLÜYOR
Prof. Dr. Muhammet Reha Çelik, akciğer kanserinin en yaygın risk faktörünün sigara içimi olduğunu ve sigara içmenin, akciğer kanseri gelişme riskini büyük ölçüde artırdığının altını çizdi. Hem aktif sigara içenler hem de pasif içicilerde (sigara dumanına maruz kalanlar) akciğer kanseri riski yükseliyor. Buna ek olarak:
• Akciğer kanseri genellikle 45 yaşın üzerindeki bireylerde daha sık görülüyor ve risk yaşla birlikte artıyor.
• Erkeklerde akciğer kanseri riski genellikle kadınlara göre daha yüksek oluyor ve bunda çoğunlukla sigara içme ve mesleki toksinlere maruz kalma oranının yüksek olması etkili oluyor.
• Aile öyküsü, genetik yatkınlık oluşturabiliyor ve akciğer kanseri riskini artırabiliyor.
• Asbest, radon gazı, arsenik, nikel ve polisiklik aromatik hidrokarbonlar gibi çevresel faktörlere maruz kalma ve mesleki maruziyet, akciğer kanseri riskini artırabiliyor.
• Kirli hava ve özellikle uzun süre kirli havaya maruz kalındığında, akciğer kanseri riskini artırabiliyor.
• Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) gibi kronik akciğer hastalıkları olan bireylerde akciğer kanseri riski artabiliyor.

SİGARA İÇMEK EN BÜYÜK TEHLİKE!
Prof. Dr. Muhammet Reha Çelik, 20. yüzyılın başlarından itibaren, özellikle Birinci Dünya Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı sırasında, askerlere sigara dağıtılması gibi faktörlerle sigara içimi yaygınlaştığının altını çizdi ve sigara içimiyle akciğer kanseri arasındaki ilişkinin epidemiyolojik çalışmalarla giderek daha açıkça ortaya konduğunu belirtti.
Özellikle 1950'lerden itibaren yapılan büyük ölçekli çalışmalar, sigara içiminin akciğer kanseri riskini önemli ölçüde artırdığını gösteriyor. Sigara içimi, akciğer kanseri riskini artıran en önemli faktör olarak biliniyor. Sigara içenler, sigara dumanında bulunan bir dizi zararlı kimyasal maddeyi soludukları için akciğer kanserine karşı daha yüksek bir risk altında yer alıyor. Sigara içim süresi, içilen sigara miktarı ve başlama yaşı gibi faktörler, bu riski daha da artırabiliyor. Sigara içenlerin yanında bulunan kişiler, pasif içicilik nedeniyle de akciğer kanseri riski altında olabiliyor. Bu durum, sigara dumanına maruz kalmak, özellikle kapalı alanlarda, akciğer kanseri riskini artırabiliyor. Erken evrede yakalanmış akciğer kanserinde cerrahi tedavi şansı yükseliyor.

BİLİNEN EN İYİ TEDAVİ YÖNTEMİ TÜMÖRÜN CERRAHİ YÖNTEMLE ÇIKARILMASI
Prof. Dr. Muhammet Reha Çelik, erken evre akciğer kanserinin tedavisinde bilinen en iyi tedavi tümörün cerrahi ile çıkarılması olduğunu ve bu durum göz önünde bulundurulduğunda, yeni gelişmeler içerisinde şu an en öne çıkan işlemin kapalı akciğer ameliyatları olduğunu belirtti. Ayrıca kapalı ameliyatların, açık ameliyatlara göre hastada oluşturduğu yükü azalttığını, erkenden taburcu olmalarını ve gereğinde diğer tedavilerin hızlıca başlanabilmesini sağladığının altını çizdi.
Kapalı akciğer ameliyatları (VATS-video yardımlı akciğer ameliyatları), büyük kesiler ile yapılan tüm kanser ameliyatlarının, kamera yardımı ile çok daha küçük kesiler ile yapılmasını sağlıyor. Kapalı akciğer ameliyatları daha az ağrı, daha çabuk iyileşme ve akciğer fonksiyonlarının daha iyi korunması avantajlarını öne çıkarıyor. Cerrahi dışındaki tedavi alternatiflerinde, akıllı ilaçlar olarak bilinen hedefe yönelik kanser tedavileri, immünoterapiler ve daha gelişmiş radyoterapi seçenekleri bulunuyor. Cerrahi olarak tedavisi mümkün olmayan hastalarda veya cerrahi sonrası gereklilik halinde bu tedaviler kullanılabiliyor.

HAVA KİRLİLİĞİ VE SİGARA KULLANIMI EN BÜYÜK RİSK FAKTÖRÜ
Akciğer kanseri riskini azaltmak için alınabilecek önlemler, genellikle sigara içimi ve diğer risk faktörlerine odaklanır. Sigara içmek, akciğer kanseri riskini önemli ölçüde artırır. Bu nedenle, sigara içmeyi bırakmak veya hiç başlamamak en etkili önlemlerden biridir.
Prof. Dr. Muhammet Reha Çelik, akciğer kanserinin önlenmesi için diğer maddeleri şu şekilde sıraladı:
• Sigara içilen ortamlardan kaçının ve sigara içenlerle aynı ortamda bulunmaktan kaçının. Pasif içicilik de akciğer kanseri riskini artırabilir.
• Hava kirliliği, akciğer kanseri riskini artırabilir. Kirlenmiş hava koşullarında dışarıda fazla zaman geçirmemeye çalışın.
• Dengeli bir diyet, düzenli egzersiz ve sağlıklı yaşam tarzı, genel sağlığınızı koruyarak akciğer kanseri riskinizi azaltabilir.
• Bazı mesleklerde maruz kalınan maddeler, akciğer kanseri riskini artırabilir. İşyerindeki toz, kimyasal maddeler ve diğer zararlı maddelerden korunmak için uygun güvenlik önlemleri alınmalıdır.

• Belirli risk faktörlerine maruz kalan kişiler, düzenli sağlık kontrolleri yaptırmalıdır. Bu, erken evrede tespit edilen potansiyel kanser belirtilerini yakalamaya yardımcı olabilir.
• Aile öyküsünde akciğer kanseri bulunan kişiler düzenli sağlık kontrollerine katılarak risklerini değerlendirebilirler.• 40 yaşın üstünde, sigara içen ya da toksik gazlara maruziyeti bulunan, KOAH gibi hastalığı ve/veya ailesinde akciğer kanseri öyküsü bulanan bireylere yıllık taramalar önerilmektedir.

• Bu önlemler, akciğer kanseri riskini azaltmada etkili olabilir. Özellikle sigara içiminden kaçınılması akciğer kanseri vakalarını önlemede temel bir adımdır.

Prof. Dr. Muhammet Reha Çelik, kanserle ilgili eğitim programları ve etkinliklerin, hastalara ve ailelerine hastalık hakkında daha fazla bilgi edinme ve topluluklarına daha fazla bilinç kazandırma fırsatı sunabileceğini ve ülkemizde akciğer kanseri konusunda yeterli farkındalık oluşmadığını söyledi. Akciğer kanserinin tedavisinin olmadığı, akciğer ameliyat edilemediği, bıçak değerse hastalığın yayıldığı gibi yanlış kanılar sıkça dile getiriliyor.

Bu nedenle hastalık belirtilerini gösteren bireylerin en doğru bilgiye ulaşabilmeleri amacıyla güvenilir sağlık kuruluşları ve akciğer kanseri konusunda deneyimli hekimlerden doğrudan bilgi almaları en doğru adım oluyor ve özellikle erken evre akciğer kanserlerinin tedavi başarısı yüksek olduğu için, bu alanda kendini geliştirmiş hekimler en güvenilir bilgi kaynağı oluyor. Öte yandan, evde bakım hizmetleri ve sağlık uzmanları, hastaların rahat ve güvende olmalarını sağlamak için destek sağlayabiliyor.