Pazar günü Anneler Günü. Anneler Günü'nde İstanbul'a yakın yerlere gitmeye ve bu günü annenizle özel bir gezi gününe çevirmeye ne dersiniz? İşte sizin için seçtiklerimiz... İşte Anneler Günü'nde annenizi götürebileceğiniz en güzel ve en özel yerler... 19. yüzyılda Kafkas - Rus savaşlarının ardından Türkiye'ye gelen Çerkez - Abaza bir grup tarafından kurulan Maşukiye, İstanbul'a yakın cennet köşelerden biri. Dere üzerindeki ahşap köprüleri, şelaleleri ve meyve bahçeleriyle keyifli bir Anneler Günü gezisinin hakkını Maşukiye'de vermek mümkün. Köy evi konseptli restoranlarda kahvaltı edebilir, kiremitte alabalık yiyebilir, köy kadınlarından tereyağı, peynir, taze sebze ve meyve satın alabilirsiniz. Yürüyüş için Kirazlı Yayla'yı tercih edebilir, aynı zamanda çiçek seralarını ziyaret edebilirsiniz. Maşukiye'ye gelmişken vaktiniz varsa Kartepe'ye de çıkabilirsiniz. Büyükçekmece'ye 50 kilometre uzaklıkta olan, Çatalça ilçesine bağlı Karaburun keyifli bir Karadeniz sahili. Mayıs ayı için oldukça ideal bir yer. Dalga sesleri, yosun kokusu, mis gibi havasıyla bahar gezmeleri için de çekici bir rota. Liman çevresindeki restoranlarda balık keyfi yapmak mümkün. Özellikle iskorpit çorbası (balık çorbası) pek meşhur. Işık gücü bakımından dünyanın üçüncü güçlü deniz fenerine sahip olan Karaburun’un çam ağaçlı ormanlarında da yürüyüş yapılabilir. Karaburun'a kadar gitmişken Terkos Gölü'ne veya Durusu'ya da gidebilirsiniz. Prens Adaları'nın en büyüğü olan Büyükada, mis gibi havası ve kolay ulaşımıyla Anneler Günü için çekici bir seçenek. Büyükada'ya Kabataş, Kadıköy ve Bostancı’dan kalkan vapur, motor ve deniz otobüsleriyle rahatça ulaşabilirsiniz. İskelenin etrafındaki balık lokantaları, midyeciler, köfteciler yemek keyfi için biçilmiş kaftan. Güzel bir yemek yedikten sonra yürüyerek veya faytonla ada turu yapabilir, bu arada çoğu art nouveau (zarif dekoratif süslemeler) tarzda yapılmış olan köşklerin şahane mimarisini izleyebilir, vaktiniz uygunsa Aya Yorgi'ye çıkabilirsiniz. Büyükada'nın şüphesiz ki en çok ziyaret edilen yeri olan ve adanın en yüksek tepelerinden birine kurulu olan kilisenin etrafında bir şeyler yiyip içme imkanı da var. Rum Yetimhanesi de adada görülebilecek bir diğer önemli değer. Dönüşte mutlaka wafflecılara veya dondurmacılara uğramayı unutmayın. Pek çok hediyelik eşyanın satıldığı minik dükkanlar da son derece çekici. 18. Yüzyılda, Osmanlı Devleti’ne sığınan Polonyalılar tarafından kurulmuş olan Polonezköy, 35 dakikalık kısa bir yolculukla bambaşka bir dünyaya adım atmanızı sağlayan harika bir yer. Polonezköy'de yeşilin bin bir tonuyla karşılaşabilir, keyifli yürüyüşler yapabilir, ata binebilir, tarihi konak ve evleri gezebilirsiniz. Havanın durumuna göre piknik yapmanız da mümkün, birbirinden güzel ağaçlar altındaki minik restoranlarda güzel yemeklerin tadına bakmanız da mümkün. Gezinize biraz kültürel öğe katmak isterseniz Czestochowa Meryem Ana Kilisesi'ni ve Polonezköy'ün tarihini yansıtan Zosia Teyze'nin Anı Evi'ni ziyaret edebilirsiniz. İstanbul’dan 75 dakika uzaklıktaki Ağva, yorucu şehir ortamından kısa bir yolculukla kaçmak isteyenler için bilindik ama her zaman keyif veren bir tatil seçeneği. Sabah erkenden yola çıkıp Şile’ye gelmeden önce yol kenarında sıra sıra dizilmiş küçük ve otantik restoranlarda harika bir köy kahvaltısı yapabilir, yöre halkının hemen o anda açtığı gözlemelerin tadına da bakabilirsiniz. Bu küçük moladan sonra iki nehir arasında konumlanmış Ağva'ya geldiğinizde bu küçük ama şirin beldenin sahilinde veya Yeşilçay Nehri'nin kenarında yürüyüş yapabilirsiniz.Göksu Nehri'nin kıyısı ise butik otellerle doludur. Ağva'ya gitmişken bu otellerden birinin kafesinde bir Türk kahvesi içmeden dönmek olmaz. Köyü gezebilir, Şile bezi kumaşından yapılmış envai çeşit giysiler arasından seçim yapılabilir, bisiklet kiralayabilirsiniz. Küçük balık lokantalarında Karadeniz balıklarının lezzetine bakmanız da mümkün. Mayıs ayı, Abant'ı ziyaret etmek için en uygun aylardan biri. 1350 metre yükseklikte ve 125 hektarlık bir alanı kaplayan Abant Gölü’nün üzeri, baharın gelmesiyle birlikte nilüferlerle kaplanıyor. Sırf bu görüntü bile Abant'ı ziyaret etmek için başlı başına bir sebep olabilir.