Aşk Doktoru Mehmet Coşkundeniz aşkla ilgili en çok sorulan soruları dün kaldığı yerden cevaplamaya devam ediyor... Şart ama yeterli değil. Aşk çatışmanın, ilişki uyumun göstergesidir. Aşık çiftlerin sürekli kavga ettiklerine şahit olmuşuzdur. Oysa iyi ilişkisi olan çiftlerde tartışma oranı düşüktür. Aşk duygusu, kimi uzmanlarca cinselliğe hazırlık aşaması olarak da görülür. Aşıklar, birbiriyle cinsel ilişkide bulunmasa bile en azından arzularlar. Zaten içinde arzu barındırmayan duygunun adı aşk değildir. ‘Birine sahip olmak’ ile ‘Birine sahip çıkmak’ arasında büyük fark vardır. İnsan, başka bir insana sahip olamaz. Ama ona sahip çıkabilir. Aranan budur. Hayır, her aşık kendi özel hayatına sahip çıkmalıdır. İdeal olan, aşıkların kendi özel hayatlarını korurken, birlikte yaşayacakları üçüncü bir hayat kurmayı başarmalarıdır. Zorunlu ayrılıklar (iş, eğitim vb.) uzun sürmedikçe aşkı güçlendirir. Özlemin artmasını, heyecanın sürekli hale gelmesini sağlar. Tartışmalardan kaynaklanan ayrılıklar ise ilişkiyi yıpratır. En iyi niyetli aşıklar bile birbirlerini uzun sürelerle görmemeye fazla dayanamaz. Kavuşma umudu bir süre aşkı canlı tutar ama daha sonra sıkıntı yaratır. Zaman uzadıkça aradaki bağ zayıflayacaktır. Kötü tecrübeler kişinin kendini aşka kapatmasına neden olabilir. Oysa ilişki sadece bitişiyle değerlendirilmemeli, güzel anların da olduğu hatırlanmalı. Maalesef bitirir. Tartışmalar sürekli hale geldiği takdirde ayrılık kapıyı çalacaktır. Ayrılık kararı verilmişse, bir sefer dile getirilmeli ve ayrılık kesin olarak sağlanmalıdır. Bir ayrılıp bir barışmak çiftlerin birbirine olan inancını zedeleyecektir. Yaşadığımız üç hayat vardır.1- Genel hayat: Toplum içindeki.2- Özel hayat: Ailenin, dostların, sevgilinin bildiği.3- Gizli hayat: Kişinin sadece kendisinin bildiği hayat. Yani aşıklar zaten birbirleriyle her şeyi paylaşmıyor. Gizem, aşkın bir parçasıdır ve mutlaka korunmalıdır. Burada ‘gizlemek’ten söz etmiyorum. Elbette dürüst olacağız ama dürüstlük adına her şeyi sevgilimizle paylaşmayacağız. Küçük yalanlar. Öfke anındaki tepkiler. Randevuya gecikmek (Tabii alışkanlık haline gelmemişse). Aileye, arkadaşlara düşkünlük (Aşırıya kaçmamak koşuluyla). Başkalarına kaçamak bakışlar (Gözünü dikip bakmıyorsa.) Şiddet. Aldatmak. Hayatımızı etkileyebilecek büyük yalanlar. Umursamazlık. Cimrilik. Aşağılamak. Saygısızlık. Alkol ve uyuşturucu bağımlılığı. Geleneklerimiz, yaşam şeklimiz sevgilimize uymayabilir. Uyum sağlamaya çalışabiliriz ama bu her zaman mümkün olmayabilir. Bunun için iki tarafın da fedakarlık yapması gerekir. Çok basit. Bir bahaneyle işyerimizden izin alıp günü sevgilimizle geçirebiliriz. Küçük hediyeler verebiliriz. Aşkı, alışkanlığa çevirmemenin yolu, heyecanı kaybetmemekten geçer. Sıradanlık. Boş vermişlik. Rutin cinsellik. Sorumluluğu kabullenmemek. Eski sevgilinin gölgesi. Değiştirmeye çalışmak. Kesinlikle! El ele tutuşarak, göz göze bakışarak hayat geçmez. Bir ilişkide mutlu anlar ne kadar çoksa, ilişki o kadar güçlüdür. Mutlu anlar, birlikte eğlenerek oluşur. Bir edebiyat akımı olarak ortaya çıkan romantizm, günümüzde tutkulu aşıklar için kullanılıyor. Romantizm, gerçek dünyadan uzaklaşmak değildir. Aksine, gerçek dünyanın kötülüklerini müthiş bir yaratıcılıkla kapayabilmektir. Romantik kişilerin besin kaynağı aşktır. Aşkları geçici değil kalıcıdır. Ancak kırılgan, yalnız yapıları uzun ilişkiyi mümkün kılmayabilir. Ortada buluşmak diye bir şey var! Romantizmi abartmıyorsak, karşımızdaki kişi de çıplak gerçeğin peşinde değilse ilişkiyi yürütmek mümkündür.