Aşk, insanlığın var olduğu dönemden beri varlığını sürdüren bir olgu. Dönemler değişir, aşkı algılayışımız da değişebilir. Ancak bazı sorular var ki onlar hep aynı kalıyor ve cevapları her zaman merak ediliyor. Elbette zamana göre bu klasik sorulara yenileri ekleniyor. Ve cevapları da döneme göre değişiyor. Şimdi o klasik sorulardan bir kısmını, zamana uygun sorularla harmanlayıp size sunuyorum. Elbette cevaplarını da. Ama siz benim verdiğim cevaplara takılmayın, bu sorulara kendi duygularınız ve mantığınızla da cevap verin. // Mehmet Coşkundeniz Bu soruyu soruyorsan zaten aşık değilsin demektir. Aşk sana bu soruyu sordurmaz. Aşık olduğun zaman bunu anlarsın, çünkü başka hiçbir duyguya benzemez. Bu onun sorunu. Sen kendi duygularına bak. Aşk her zaman karşılık bulamayabilir. Ama sen biriyle birliktesin ve onun duygularından emin değilsen, üstelik sana hala bunu kanıtlayamamışsa 'elveda sevgilim...' Hayır, aşkın kimyası buna izin vermiyor. Vücudumuz sadece bir tek kişi için ‘aşk kimyasalları’ salgılayabiliyor. Ama biriyle birlikteyken başkasına aşık olabilirsin. Bu da birlikte olduğun kişiye aşık olmadığının kanıtıdır. Asla değil. Seni çok seviyorum, o yüzden çok kıskanıyorum diyen biri yalan söylüyor. O seni değil kendini seviyor. Aşkın kimyası biter. Bilim adamları ortalama 3 yıl diyor. Ama aşkı sevgiye, onu da hayat arkadaşlığına çevirebilirsen işte o sonsuza kadar sürer. Elbette olabilir. Hatta çok iyi eş de olabilirler. Ama aralarında hiçbir zaman tutkulu aşk olmaz. Herkese göre değişir. Ama kendim için söylüyorum, aşk parayı getirir, para aşkı getirmez. Parayla insan satın alabilirsin, aşk değil. Saplantı güvensizlik duygusu getirir. İçimizi kemiren şüpheler, sorular, onun tarafından sevilmediğimize dair düşüncelerimiz vardır. Oysa aşkta, aşık olduğumuz kişiyle ilgili sürekli hayal kurarız. Yine heyecanlanırız ama o heyecan mutlu eder. Aşık olduğumuz kişinin bizi sevmediğini aklımıza bile getirmek istemeyiz. Tabii ki hayır. Ama aşkı yaşayan kişi diğerlerine göre daha hassas ve daha alıngandır. Terk edildiğinde, aldatıldığında yaşadığı şey travmatiktir. 6 ayı geçmemesi gerekiyor. Geçiyorsa eğer mutlaka bir uzmana danışılması gerekir. Çünkü artık yaşadığınız şey aşk acısı değil, ruhsal bir soruna dönüşmüştür. Başkalarını kullanmak, yalanlar söylemek, bu yalanlara inandırmaya çalışmak, kendimizi olduğumuzdan farklı tanıtmak, aile, dostluk gibi kavramları hiçe saymak belki amaca ulaştırır. Ama bu kalıcı olmaz. Evleneceğin kişiyi, ilişki kuracağın kişiyi, sevişeceğin kişiyi seçebilirsin ama aşık olacağın kişiyi seçemezsin. Önceden kestiremezsin. Aşkın o ilk heyecanı, titremeleri, kalp çarpıntıları geçip de yeniden aynı arayışa dönülmesi halidir. Aşka aşık olanlar, heyecanlarını kaybettikleri an birlikte oldukları kişiyi tereddütsüz terk edip yeni aşkların peşine düşer.