Üst solunum yolu enfeksiyonlarının belirtileri nelerdir?
Nezle: Sulu burun akıntısı, hapşırma, hafif ateş, halsizlik. Bu belirtiler 2-3 gün içerisinde azalarak geçerler. Üst üste gelen nezleler sonrası veya çocukta tıkayıcı geniz eti büyümesi var ise akut bakteriyel sinüzite dönüşebilir.
Sinüzit: Koyu renkli burun akıntısı, geniz akıntısı, balgamlı öksürük, burun tıkanıklığı görülür. Çocuklarda baş ağrısı görülmeyebilir.
Bademcik iltihabı: Yüksek ateş, ağız kokusu, iştahsızlık, halsizlik, yutma güçlüğü, şişen bademcikler nedeniyle konuşma değişebilir. Boğaza bakıldığında şişmiş, kızarmış ve üzeri beyaz iltihap ile kaplanmış bademcikler görülebilir. Uygun şekilde tedavi edilmez ise bademcik apsesi veya romatizmal ateş hastalıklarına neden olabilir.
Farenjit: Yüksek ateş, ağız kokusu, iştahsızlık, halsizlik, yutma güçlüğü gibi belirtiler ile bademcik iltihabına benzer ancak iltihaplanan bademcik dokusu değil, boğazı döşeyen zar tabakasıdır.
Larenjit ve trakeit: Ateş, ses kısıklığı, kuru öksürük, nefes alırken ötme sesi, çocuklarda hızla ilerleyerek nefes darlığına sebep olabilir ve tehlikeli olabilir. Bu nedenle erken dönemde hekimin görmesi ve tedaviye başlanması gereklidir.
Tedavi edilmezlerse hangi tip sorunlara yol açarlar?
Boğaz enfeksiyonları Beta mikrobu (A grubu ß-hemolitik streptokok) tarafından gelişmişse ve tedavi edilmezse çocuklarda ve gençlerde romatizmal ateş hastalığına yol açabilir. Romatizmal ateş hastalığı da eklemler, kalp kası ve böbrekleri etkileyerek çok ciddi rahatsızlıklara yol açabilir. Bunun yanında tekrarlayan üst solunum yolu enfeksiyonları çocuklarda kalıcı geniz eti büyümesi ve burun tıkanıklığı, sinüzit, orta kulak enfeksiyonu (otit), orta kulakta sıvı birikmesi (sekretuar otit) gibi kalıcı problemlere yol açabilir.
Çocukları boğaz enfeksiyonlarından korumak için aileler nelere özen göstermeli?
Bir çocuğu üst solunum yolları enfeksiyonlarından tümü ile korumak ancak hava geçirmez bir odaya hapsedip insanlar ile temas etmesini engelleyerek mümkün olabilir. Yukarıda da belirtildiği gibi her çocuğun özellikle yuva ve okula gidiyor ise yıl içerisinde belli bir sayıda hastalık geçirmesi kaçınılmazdır. Bu sayıyı azaltmak alınacak önlemler şunlar olabilir: Yeni doğan bebekler pediatri doktorunuzun önereceği süre boyunca anne sütü ile beslenerek anneden alacağı bağışıklık faktörlerinden mahrum bırakılmamalı, daha ileriki dönemlerde uygun şekilde dengeli beslenmeli ve gene doktorunuzun önereceği vitamin takviyelerini almalıdır. Soğuk günlerde üşümeleri engellenecek şekilde giydirilmeli ancak üşüyecekleri kaygısı ile kapalı ortamlarda havasız bırakılmamalıdır. Özelikle yuva, okul gibi çok sayıda çocuğun bir arada bulunması gerektiği ortamlar soğuk günlerde bile sık sık havalandırılarak, çocukların taşıdıkları hastalıkları damlacık yolu ile biribirlerine bulaştırması önlenebilir. Yuva ve okuldaki toplam çocuk sayısı arttıkça hastalık bulaşması daha kolaylaşmaktadır, bu nedenle az sayıda çocuk barındıran yuva ve okullar hastalık bulaşması açısından avantajlı olabilir. Yine de okul veya yuvaya yeni başlayan bir çocuk için ilk altı boyunca çok sık enfeksiyon geçirmesi normal karşılanmalıdır.
Her fırsatta sabun ile el yıkama alışkanlığının kazanılması da temas yolu ile geçen enfeksiyonları azaltmadaki en önemli etkendir. Bu alışkanlığın çocuklara kazandırılması kadar çocuk ile ilgilenen kişilerin de dikkat etmesi gerekmektedir.
İleri derecede geniz eti büyümesi olan çocuklarda burun tıkanıklığı geliştiği için kolayca atlatılacak basit bir nezle, uzun sürmekte ve bakteriyel sinüzite dönmekte ve tedavisi güçleşmektedir. Bu çocuklarda tıkayıcı geniz etinin alınması çocuğun üst solunum yolu enfeksiyonlarını kolayca geçirmesini sağlamaktadır.