Bilim insanlarından yeni covid-19 uyarısı: Şizofreniye yol açabilir

ABD'deki Kaliforniya Üniversitesi’nin uzmanları, yeni tip corona virüsün (covid-19) ağır zihinsel bozukluklara yol açarak sinir sisteminde geri dönüşü olmayan değişiklikler yaratabileceği uyarısında bulundu.

Uzun vadeli zarar
San Diego merkezli Californiya Üniversitesi'nde çalışan bilim insanları, covid-19 geçiren annelerden doğan bebeklerin temel risk grubunda olduğunu ve şizofreni geliştirebileceğini duyurdu.
Daha detaylı analiz için ana rahmindeyken covid-19 geçiren bebeklerin müşahede altına alınması gerektiğini belirten ABD’li uzmanlar, böylelikle salgının insan davranışı ve beyni üzerindeki uzun vadeli zararlı etkilerinin durdurulabileceğini vurguladı.

Haberi değerlendiren Rus uzmanlar, corona virüsün akut zihinsel belirtilere yol açabildiğini, ama bunun geçici bir durum olduğunu söyledi.
İzvestiya gazetesine konuşan Moskova Fizik ve Teknoloji Enstitüsü’den Stanislav Otstavnoy, “Bazen ağır ve uzun süreli enfeksiyonlarda halüsinasyon, illüzyon, sayıklama ve diğer bozukluklar gibi akut ve geçici psikotik belirtiler görülebilir. Hastanın durumu iyileşince bu bozuklukların geçtiğinin altını çiziyorum" diyerek ekledi:
Tabii enfeksiyon, merkezî sinir sistemine organik zarar vermediyse.

Şizorfreni nedir?
Şizofreni, hastaların gerçek ile gerçek dışı olan olguları birbirinden ayırt edememesine yol açan, sağlıklı düşünce akışı, duygu kontrolü ve normal davranışa engel olan ciddi bir beyin hastalığı. Çoğu zaman yavaş yavaş gelişim gösterir. Erken teşhis ve tedavi çok önemlidir, ciddi komplikasyonlar gelişmeden hastalığın kontrol altına alınmasını sağlar.
Hastalık genel olarak çarpık düşünceler, halüsinasyonlar, korku ve paranoyalardan oluşur. Medyanın, televizyon dizilerinin ve filmlerin işlediği hikayeler toplumda şizofreni hastalarını saldırgan ve tehlikeli ve benzeri şekilde tanıtsa da aslında durum böyle değil.

Şizofreni hastalarında bölünmüş veya çoklu kişilik durumu yoktur, hastaların büyük bir kısmında şiddet eğilimi söz konusu değil ve bu hastalar tedavi ile desteklendikleri takdirde toplum içerisinde, arkadaşları ile, aileleriyle veya tek başlarına yaşamlarını devam ettirebilir.