Giriş
'Evli bir erkeğe mesaj atan kadın rakibini yenmenin tatminini yaşıyordur'
Başarılı şarkılarıyla milyonları etkilemeyi başaran Aydilge, 2018'de keman sanatçısı Utku Barış Andaç ile dünyaevine girdi. Güzel şarkıcı evlendikten sonra yaptığı açıklamalarla da sık sık gündeme geldi. 44 yaşındaki güzel şarkıcı Posta'dan Alev Gürsoy Cimin'in sorularını yanıtladı.
Aydilge, eşi Utku Barış Andaç'a mesaj atan kadınlarla ilgili bir video çekmişti. Yeni şarkısı 'Sahte Öpüşler'i konuşmak için buluştuğumuzda bunu da sorduk. "Bir kadının evli bir adama mesaj atıp, gelecek cevaba göre kendini değerli ya da şampiyon gibi hissedecek duruma düşmesine üzüldüm" cevabını verdi.
Söz yazarı ve müzisyen Aydilge, yeni şarkısı ‘Sahte Öpüşler’le müzik dünyasını hayli hareketlendirdi. Başarılı müzisyenin yeni şarkısında sözler o kadar atarlı giderli ki acaba bu sözlerin muhatabı kim sorusunu akla getirdi. Gösteriş budalalığını eleştiren ‘Sahte Öpüşler’in Dilan Polat ve benzeri sosyal medya fenomenlerine yazıldığını düşünenler oldu. Buluştuk. Hem yeni şarkısının hikayesini hem de hayatı konuştuk.
GÖSTERİŞ PORNOSU ALDI BAŞINI GİTTİ HEPİMİZ PSİKOLOJİK BİR RAHATSIZLIK İÇİNDEYİZ
Son şarkın ‘Sahte Öpüşler’ çok atarlı giderli bir şarkı, nasıl bir hikayesi var?
Etrafımız sahtelikler ve gösteriş pornografisi yapanlarla dolu. Şarkımda “Bütün balonlar yetti be yeter; patlasın artık sahte şişenler” diyorum çünkü her yükselen şey derinlikli değildir ve göründüğü gibi de değildir. Balonlar içi boş şeylerin de yükselebileceğini gösterirler bize. Dolayısıyla tüm bu zenginlik pornografisi ve kusursuzmuş gibi görünen hayatlar, mal mülk teşhiri, hepimizi incitiyor, özellikle biz emek verenleri. Bu incinmeye karşı benim yapabileceğim tek şey de müzik yapmak.
Bu göndermeli şarkının vermek istediği mesaj ne?
Küçük insanlara büyük anlamlar yüklememeliyiz. Sahtelik ve samimiyetsizlik fışkırıyor her yerden. Ama her parlayan şey altın değildir. Hatta, bazı insanlar içindeki karanlığı gizlemek için dışını sürekli parlatır. Örneğin, herkes dudaklarına istiyorsa dolgu yaptırsın, yeter ki öpüşlerimizde dolgu olmasın, sahtelik olmasın. Yüzünüze botoks yaptırmak istiyorsanız yaptırın. Mesele değil, kime söz düşer? Ama kalpteki, ruhtaki kırışıklığın botoksla geçmeyeceğini bilelim. Dudaktaki dolgu, öpüşmede sevgi yoksa, kalbi doldurmuyor.
PARASIYLA ÜSTÜNLÜK KURMAYA ÇALIŞAN ZORBALAR HEP VARDI TEK SUÇLU SOSYAL MEDYA DEĞİL
Herkes bu şarkı gündemdeki fenomenlere mi yazıldı diye düşündü, öyle mi?
Ben, özellikle bir grubu kastetmedim. Okan Bayülgen ‘’Influencer’ların hepsi çöp. Para kazanmaya çalışan zavallılar hepsi’’ demişti. Ben böyle ‘zavallı, çöp’ gibi üstten bakan tavırları sevmiyorum. Ayrıca haksız kazanç elde eden, parasıyla bize üstünlük kurmaya çalışan zorbalar sosyal medya yokken de vardı, şimdi ise daha görünür oldular.
HERKES TEK TİPLEŞTİ HERKESİN AĞZI VE BURNU AYNI
Kolay yoldan para kazanma hissiyatı mı arttı insanlarda sizce?
Öyle ama sadece sosyal medyayı suçlamak yerine kendimize de bakalım biraz. Odak noktamız artık sadece beğenilmek oldu. Bir seyir nesnesi haline gelmek, daha fazla nasıl izlenebilirim ve dikkat çekebilirim diye stres içinde olmak normal değil. Aslında hepimiz çok büyük bir psikolojik rahatsızlık içerisindeyiz.
Bunu biraz açabilir misiniz?
İnsanlarda inanılmaz bir tek tipleşme var. Ancak belli ürünleri, malları alırsak, belli bir modaya uyarsak mutlu olacağımız algısı dayatılıyor bize ki o ürünleri satın alalım. O yüzden herkesin burnu, dudağı aynı olmaya başladı. Ben bile yaşıyorum bu dayatmayı.
Neler yaşıyorsunuz mesela?
Bakın benim burnum kendi doğal burnum. Bana diyorlar ki yanlarını daraltalım, yanları biraz geniş. Geçenlerde saçımı kestirmeye gittim. Eşim de yanımdaydı. Göz kenarındaki birkaç çizgiyi gördüler. Ona bile hemen botoks yapalım dediler. Ama ben Utku’yu böyle seviyorum. Herkes aynı olacak, herkes kırışıksız olacak diye bir şey yok ki.
44 yaşındaymışsınız, hiç göstermiyorsunuz, var mı bir sırrınız?
Genetik sanırım. Ya da nasıl göründüğümü çok fazla umursamamaktan belki. Çok spor da yapmam, arada yürürüm ama yememe içmeme dikkat ederim. En önemlisi kalbimi temiz tutmaya çalışıyorum. İnsanın içi haset, öfke, kibir doldu mu, ruhu da cildi de çürüten bu. Ben o zehri yutmuyorum.
EVLİ BİR ERKEĞE MESAJ ATAN KADIN DİĞER KADINI YENMENİN TATMİNİNİ YAŞIYOR
En son eşinize kadınlar tarafından mesajlar, fotoğraflar atıldığını söylediniz, neydi işin aslı?
Kıvanç Tatlıtuğ ile Beren Saat’in filmini izliyorduk. Filmde Kıvanç’ın oynadığı karakter evli ve kadınlar ona mesaj atıyor. Ben de eşim Utku’ya ‘’Ya gerçekten bu şekilde evli erkeklere açık fotoğraflarını mesaj atan kadınlar var mı?’’ dedim. O da “Bana bile bir sürü mesajlar atılıyor, hepsini engelliyorum” dedi. Çok üzüldüm ama eşime mesaj atılıyor diye değil çünkü eşime güveniyorum.
Neydi peki sizi üzen?
Bir kadının evli bir adama mesaj atıp, ondan gelecek cevaba göre kendini değerli ya da şampiyon gibi hissedecek duruma düşmesine üzüldüm. Evli erkek olunca, rakip kadını da yenmiş gibi bir tatmin hissi oluşuyor belki ama bu gerçek bir doyum değil ki... Biz özümüzde kız kardeşleriz. Bir skor tabelası yapacaksak, elde ettiğimiz erkekler üzerinden değil, hayata kattığımız değerler üzerinden yapalım bunu.
Hiçbir kadından öyle bir zorbalık gördünüz mü?
Hem de çok. Daha geçenlerde bir kadın, sözlüklerden birine yazmış. “Bu kadında çirkin şansı var, yoksa böyle yakışıklı adamla nasıl evlensin” diye. Keşke kimseye çirkin demeyecek kadar güzel olabilsek...
ARTIK NEYİN GERÇEK, NEYİN YALAN OLDUĞUNU AYIRT EDEMİYORUM
Kendinize rakip gördüğünüz biri var mı?
Kimseyi rakip görmüyorum. Bir müzisyen olarak var olmak çok kıymetli. Sezen Aksu’yu örnek alıyorum. Kadın besteci ve söz yazarı çok az. Kadınlar genelde erkeklerin yazdığı şarkıları okuyor ama kadınların dertlerini en iyi bir kadın anlatabilir.
Sizi en çok neler rahatsız ediyor?
Samimiyetsizlik. Aşırı mutluymuş gibi pembe, plastik yaşamların yanı sıra, acıyı sömüren, gözyaşı ticareti yapan da o kadar çok ki. Ben artık ne gerçek, ne yalan, ayırt edemiyorum.
Parayla ilişkiniz nasıl?
Çok iyi paralar kazanmıyorum. Hayattaki hedefim de bu değil. İdeallerimden, özgürlüğümden ödün vermeden ayakta kalabilmek için kazandığım para yetiyor.
ESKİDEN ‘KAÇ PARALIK İNSANSIN?’ DERLERDİ ŞİMDİ; KAÇ TAKİPÇİLİ DİYE BAKIYORLAR İKİSİ DE AYNI YERE ÇIKIYOR
Hayatta neler asla değişmemeli sizce?
Samimiyet, yardımseverlik, kalp kırmamak, gibi özdeğerler değişmemeli. “Kaç paralık insansın?” denirdi eskiden... Şimdi kaç takipçili insansın diye bakılıyor. İkisi de aynı yere çıkıyor.
Son dönemde sosyal medya fenomenlerine çok kızıyorsunuz gibi sanki?
Fenomenler diye genellemeyelim, işini iyi yapan, dürüst, başarılı insanlar da var. Ben hak etmeyen insanların yükselişine, hak etmedikleri paraları kazanmalarına kızıyorum. Bu hepimizi rahatsız ediyor.