Fitoterapi, kanser tedavisinde de etkili. Kansere bitkilerle karşı durun!

İnsanlığın ilk yıllarından bu yana uygulanan tedavi yöntemlerinden fitoterapi, bugün modern tıbbın da getirdiği yeniliklerle pek çok önemli hastalığın tedavisinde kullanılıyor. şeker, tansiyon, Alzheimer, KOAH gibi hastalıklarda faydası bulunan fitoterapi, kanser tedavisinde de kullanılıyor. Fitoterapi Uzmanı Dr. Şenol Şensoy, katıldığı programla fitoterapinin faydalarından bahsetti. Modern tıp sayesinde 100-150 yıllık süreçte kimyasal tedavilere geçmeden önce, bugün bildiğimiz adıyla tüm doktorlar, fitoterapiden yararlanıyordu. Bitkilerin kendi çağına göre uygulama şekillerinden faydalanan uzmanlar, pek çok hastalığı fitoterapi ile tedavi ediyordu. Bugün geldiğimiz noktada ise 2014 yılında yayımlanan Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Mevzuatı sayesinde, Türkiye'deki tıp doktorları fitoterapi üzerine eğitim almaya ve bunu modern tıbbın yanında bir tedavi olarak uygulama başladı. Bitkilerin çok yönlü etkisi sayesinde fitoterapi tüm hastalıkların tedavisinde tamamlayıcı tıp yöntemi olarak kullanılabiliyor. Örnek vermek gerekirse, içindeki curcumin etken maddesi sayesinde zerdeçal; şeker, tansiyon, Alzheimer, KOAH gibi tüm hastalıklarda destekleyici tedavi olarak kendine yer buluyor. Bu hastalıklardan en önemlisi ise kanser! Fitoterapi Uzmanı Dr. Şenol Şensoy'un verdiği bilgilere göre çağın en büyük hastalıklarından biri olan ve bugün ölümlerin ikinci büyük sebebi olan kanserin tedavisi konusunda en çok konuşulan bitkilerden biri zerdeçal. Fitoterapi Uzmanı Dr. Şenol Şensoy zerdeçal için Kanserde de çok etkili olduğu için, kanser hastalarına da tavsiye ediyoruz. diyor. Fitoterapi Uzmanı Dr. Şenol Şensoy'un açıklamalarına göre vücudumuzdaki herhangi bir hücrenin DNA yapısındaki bozukluktan kaynaklanan, kimliğini kaybetmiş ve terörize olarak hızlı bir şekilde büyümesi olarak tanımlanabilecek kanser, kendi hücrelerimizden oluşan ve mikrobik olmayan bir hastalık. Bulunduğu organı ve gelişimine göre diğer organları da etkileyerek tüm vücudu işlevsiz hale getiriyor.Kanser, erken evrede yakalanmışsa, öncelikli tedavi yöntemi cerrahi. Buna göre kanserli dokular cerrahi ile alınıyor. Ardından hastanın durumuna göre, mikro düzeyde diğer organlarda da görülebilmesi nedeniyle tedavi protokolüne kemoterapi, radyoterapi ve immunoterapi gibi tedavi yöntemleri ekleniyor. Ancak kimi durumlarda bazı arayışların tıp doktorlarını geleneksel tedavilere yönlendirdiğini belirten Dr. Şensoy, burada da fitoterapinin devreye girdiğini belirtiyor. Dr. Şensoy'un açıklamalarına göre yapılan araştırmalarda fitoterapatik ürünler olan tıbbi bitkilerin kanser üzerinde çok ciddi sonuçları olduğunu görülüyor. Buna göre tıbbi bitkilerin, anti-kanser özelliklerinden kanserin metastaz yapmasının engellenmesine kadar çok ciddi etkileri var. Dr. Şensoy, peki fitoterapi her kanser türünde etkili midir sorusuna şu cevabı veriyor: Fitoterapi her kanser türünde etkilidir. Çünkü mekanizma olarak baktığımızda kanserin ana mekanizması aynı. Örneğin beyinde, beyin hücrelerinin kanserleşmesi sonucu tümöral bir yapı oluşuyor. Benzeri tablo karaciğerimizde, akciğerimizde, midemizde veya kan sistemimizde de oluşabiliyor. Biz fitoterapi ile bu temel mekanizmaya müdahale ediyoruz. Kanser hastaları için oldukça yorucu süreçler olan ve bazı yan etkilerle savaşmalarını gerektiren kemoterapi ve radyoterapi gibi tedaviler, Dr. Şensoy'a göre de ağır tedaviler. Çünkü kemoterapi bir taraftan kanserli hücreleri ortadan kaldırmaya çalışırken diğer taraftan sağlıklı hücrelerin üzerinde de ciddi bir yıkım oluşturuyor. Bu da mide bağırsak sistemi yan etkilerinden saçların dökülmesine kadar pek çok hücresel yıkımı beraberinde getiriyor. Dr. Şensoy fitoterapinin bu konudaki yeri sorulduğunda, Bu tıbbi yaklaşımlar etkili ama bunlarla biz çoğu zaman kanserin üstesinden gelemiyoruz. Devreye tıbbi bitkileri aldığımızda kanserle mücadele ederken kemoterapi ve radyoterapinin yan etkilerinin aşağılara çekildiğini, minimize edildiğini görüyoruz. diyor. Kanserin evresine göre, hastalığın her aşamasında fitoterapiden yararlanıp yararlanamayacağımızı sorduğumuz Dr. Şenol Şensoy, sorumuza şu şekilde yanıt veriyor: Fitoterapiyi kanserin her safhasında uygulamamız mümkün. Hatta koruyucu anlamda bile uygulayabiliriz. Son safhalarda ise bazen kemoterapi gibi tıbbi tedavileri uygulayamıyoruz. Çünkü hastanın genel durumu çok düşkün oluyor. Tahrip edici bir yöntem olduğu için, hayati anlamda risk taşıyabilir. Dolayısıyla bu aşamaya gelmiş kişilerde kemoterapiden faydalanamıyoruz. Eğer hastamız beslenebiliyorsa biz fitoterapi uygulamaları yapabiliyoruz. Kanserin oluşumunda, ilerlemesinde metastaz çok önemli bir aşama. Kanserin bulunduğu yerden başka organlara, başka dokulara sıçramasına metastaz deniyor. Dr. Şenol Şensoy, kanser metastaz yaptıysa tedavide ümit kırıcı bir faktör oluyor diyor ancak açıklamalarına göre fitoterapi uzmanları metastaz yapan ve yapmayan kanserlerde de tıbbi bitkilerden ciddi karşılık alabiliyor. Çünkü yapılan araştırmalarda tıbbi bitkilerin anti-metastatik özellikleri ortaya konulmuş. Yani başka organlara sıçramayı engelleyebiliyor. Dr. Şensoy sözlerine şöyle devam ediyor: Metastazın oluşması için anjiyogenez dediğimiz tümöral yapının kendini beslemek için oluşturduğu bir damar ağı vardır, tıbbi bitkilerin bu damar ağını da önleyici özellikleri var. Son yıllarda ön plana çıkan bir buluş olan kanser kök hücreleri konusunda da bilgi aldığımız Dr. Şensoy, özellikle 2021 yılı başında uyuyan kanser hücreleri adıyla bir çalışma ortaya çıktığından bahsediyor. Buna göre kök hücrelerin de benzer bir hareket tarzı var. Kök hücreler kanser hücrelerini ortaya çıkaran hücreler. Ancak bugün uygulanan radyoterapi ve kemoterapi gibi teknikler kanser kök hücreleri üzerine çok fazla etki edemiyorlar. Kanser kök hücreleri birçok dış etkene karşı dayanıklı hücreler olduğu için bu tür tedavi yöntemlerine de direnç gösteriyorlar. Dr. Şensoy, süreci şu şekilde açıklıyor: İlk kanser tedavisinde hastadaki tümörlerin yok olduğunu görüyoruz, ancak aradan aylar ya da yıllar geçtikten sonra tekrar nüks görüyoruz. Bu nüksün altında da kanser kök hücreleri yatıyor. Yapılan araştırmalarda tıbbi bitkilerin kanser kök hücreleri üzerinde de etkili olduğu ortaya konulmuştur. Vücudumuzun kansere kendi başına savaşıp savaşamayacağını, bağışıklık sistemimizin bu anlamda fonksiyonunun ne olduğunu sorduğumuz Fitoterapi Uzmanı Dr. Şenol Şensoy, konuyu şu şekilde açıklıyor: Vücudumuzun bağışıklık sistemi bizi bütün dış etkenlere karşı koruyan ana sistemdir. Kanser dahil bütün hastalıklardan koruyucu özelliği vardır. Bir insan bünyesinde her gün yaklaşık 1 milyon kanser hücresi ortaya çıkıyor. Bizim bağışıklık hücrelerimiz bu kanser hücrelerini ortadan kaldırıyor. Her sağlıklı insanda bu döngü devam ediyor. Dolayısıyla bizim bağışıklığımız kanserin oluşmasında en büyük bariyer. Tedavide de en büyük faktördür. Güçlü bir bağışıklık sistemi ile bir hastanın kanseri yenmesi mümkündür diyen ve buna göre akciğer kanserlerinde de fitoterapiden yararlanabileceğimizi belirten Dr. Şensoy, sözlerini şu şekilde tamamlıyor: Ben kanser tedavisine öncelikle bitkisel tedavi ile başlanmasını öneriyorum. Kullanılan tıbbi tedavilerin yıkıcı özellikleri olduğu için bünyeyi güçlendirip, sağlıklı hücrelerimizi yıkıcı tedavilere karşı korunaklı hale getirmek önemli. Böylece hem bitkilerin gücünden faydalanmış oluyoruz, hem tıbbi tedavilerin etkilerini artırmış oluyoruz hem de olası yan etkilerden hastayı korumuş oluyoruz.