Gebelik zehirlenmesinin nedenleri tam olarak bilinmiyor
Gebelik zehirlenmesinin nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Ancak, plasentanın gelişimi ile ilgili bir sorun olduğuna dair uzmanlar tarafından genel bir kanı bulunmaktadır. Plasentanın, rahmin içinde ağacın köklerinin toprağın derinine girmesi gibi myometrial yerleşmesi gerekmektedir. Plasentanın bu yerleşiminde sıkıntı olması durumunda preeklempsi ortaya çıkabilmektedir.
Gebelik zehirlenmesi durdurulamaz
Gebelik zehirlenmesinin hafif ve şiddetli olmak üzere iki kategorisi bulunmaktadır. Hastanın bulunduğu haftaya göre takip mi edileceği, yoksa doğum planlaması mı yapılacağı kararı verilmelidir. Gebelik zehirlenmesini durdurma gibi bir durum söz konusu olmamakta, süreç başladığında önü alınamaz bir gelişme göstermektedir. Tüm organları ve bebeğin gelişimini etkileyen gebelik zehirlenmesinin tek tedavisi ise anneye doğum yaptırmaktır.
Anne ve bebeğin sağlığı dengede tutulmalıdır
Gebelik zehirlenmesinin doğuma yakın bir zamanda ortaya çıkması hem anne hem bebek için daha faydalı olmaktadır. Ancak her zaman istenilen şey gerçekleşmez ve bazen hastanın ağırlık durumuna göre gebelik sonlandırılmasına gidilebilir. Preeklampsi durumunda en önemli unsur anne ve bebeğin sağlığının dengede tutulmasıdır. Anneye sıkıntı olmadan bebeğin gelişiminin ilerletilmesi, ikisi dengeye geldiğinde doğumun gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Eğer bu hastalarda erken doğum planlanıyorsa bebek için akciğer gelişim iğnesinin uygulanması unutulmamalıdır.
Preeklampsi sonrası oluşan gebeliklerde aspirin kullanımı riski azaltır
Gebeliğinde preeklampsi sorunu yaşayan kişilerin bir sonraki gebeliklerinde 12. haftadan sonra aspirin kullanımına başlamaları gerekmektedir. Aspirin başlanmazsa gebelik zehirlenmesinin tekrarlama olasılığı yüzde 40-60 oranında olurken, aspirin başlandıktan sonra bu oran yüzde 20-30’lar seviyesine düşmektedir.
Tansiyon ve gebelik zehirlenmesi ilk gebeliklerde daha sık görülür
Tansiyon problemi ve gebelik zehirlenmesi genellikle ilk gebeliklerde daha sık görülmektedir. Bununla birlikte ilk gebelikte görülmesi, ikinci gebelikte ortaya çıkma riskini de arttırmaktadır. Ayrıca ileri yaş gebeliklerinde -üçüncü veya dördüncü gebelik olsa bile- tansiyon ve gebelik zehirlenmesi ortaya çıkabilmektedir.
Gebelik tansiyonu kalıcı olabilir
Gebelik tansiyonu bazen hastada kalıcı olabilmektedir. Doğum sonrası da hastaların tansiyonun 12 hafta boyunca takip edilip, kalıcı olup olmadığına bakılmasında fayda bulunmaktadır. Ayrıca anne de görülen yüksek tansiyon sorunu, doğum sonrasında bebeğe geçmemekte, bebeklerde sadece gelişim geriliği görülebilmektedir.
Kardiyoloji kontrolü ihmal edilmemelidir
Normalde hiçbir bulgu vermeyen bir kalp rahatsızlığı daha fazla sorun yaratıp anne ölümlerine yol açabilmektedir. Dolayısıyla bu tür problem yaşayan bir hastanın mutlaka kardiyoloji bölümüne kontrole gitmesinde fayda bulunmaktadır
Hipertansiyon hastaları koşullar uygunsa normal doğum yapabilir
Hipertansiyon hastalarının doğumlarının mutlaka sezaryen yöntemiyle olması gerekmemektedir. Önemli olan doğumun seri bir şekilde gerçekleştirilmesidir. Hastanın muayenesi normal doğuma elverişliyse ve suni sancı ile hızlı bir şekilde doğum yapabilecekse, normal doğum gerçekleştirilebilir.