Güneşlenmek ciltteki kolajen miktarını azaltıyor!

Tüm dünyada son dönemin en popüler konularından biri kolajen. Kolajen tipleri nelerdir? Hangi tip kolajen ne işe yarar? Vücuttaki kolajen neden azalır? gibi sorular çok sorulur olmaya başlamış durumda. Evet, kolajen bahsedildiği kadar değerli bir protein. Çünkü vücutta en fazla bulunan protein tipi kolajen vücut için çok önemli. Deri ağırlığının %70’inden fazlasını, deri hacminin ise %30’unu oluşturmuyor. Kolajen yapısal olarak bir araya gelmiş lif demetleri şeklinde diziliyor. Bugüne kadar tanımlanmış 30’a yakın kolajen tipi bulunuyor. Dermatoloji Uzmanı Dr. Füsun Bilgin Karahallı, vücudu oluşturan dokuların yapı taşı olan kolajen ve önemi hakkında bilgi verdi.VÜCUTTA EN FAZLA TİP 1 KOLAJEN BULUNUYORİnsanlarda esneklikten sorumlu olan tip 1 ve tip 3 kolajen. Erişkin cildindeki toplam kolajenin % 80’ini oluşturan tip 1 kolajen molekülü ayrıca kemik ve tendonlarda da bulunuyor. Tip 2 kolajen başlıca kemik ve kıkırdak dokuda, tip 3 kolajen sindirim sistemi organlarında ve damarlarda yoğun olarak bulunuyor, derideki kolajenin ise yaklaşık %10 -15’ini oluşturuyor. Tip 3 kolajen en fazla fetüste bulunduğu için fetal kolajen de deniyor. Tip 4 kolajen deride hücre zarında, tip 5 ise deride bağlayıcı fibrillerde bulunuyor. Fibril bağ dokularını oluşturan maddelerden biri. Kolajen oluşumu sırasında meydana gelen hatalar sebebiyle başta deri ve eklem anomalileri olmak üzere birçok doğumsal hastalıklar meydana gelebiliyor. Kolajen cildin nem dengesini düzenliyor; cildin esnek, pürüzsüz ve canlı görünmesini sağlıyor. Saçları ve tırnakları daha güçlü ve parlak yapıyor. Kolajen 30 yaşından sonra vücutta azalmaya başlıyor. Deri yüzeyinin birim alanı başına toplam kolajen içeriğinin her yıl yaklaşık %1 azaldığı biliniyor. Yani yaşlandıkça kolajen miktarı azalıyor. Deride en fazla tip 1 kolajen olsa da, derimizdeki diğer kolajen tipleri de yaşlanmadan etkilenebiliyor. Kolajen miktarında azalma kendini ciltte kuruluk, kırışıklık, sarkmalar ve bunun yanında çeşitli sırt, bel, boyun ve eklem ağrıları ile göstermeye başlıyor. Saç ve tırnak sağlığını da olumsuz etkiliyor. Yaşlanmış deride kolajen, daha genç deride görülen düzgün organize örneklerle kıyaslandığında, halat benzeri demetler şeklinde düzensiz ve kalınlaşmış lifler halinde bulunuyor. Genç derideki toplam deri kolajeninin %80’nini tip 1, yaklaşık %15’ini de tip 3 kolajen oluşturuyor. Zamanla deri yaşlandıkça, tip 3 kolajenin tip 1’e oranının arttığı görülüyor. Tip 1 kolajen düzeylerinin güneş ışınlarına maruz kalmış deride %59 azaldığı; bu azalmanın ışık hasarının yaygınlığıyla ilişkili olduğu saptanmış durumda.Yapılan çalışmalarda kolajen; deri esnekliği ve gerginliği, eklem hasarından korunmak, osteoartrit ve romatizmal ağrıları gidermek ve kemik yoğunluğunu arttırmak için son derece önemli protein yapı. Dermatoloji Uzmanı Dr. Füsun Bilgin Karahallı, Kolajen seviyeleri lazer uygulamaları ve bakımlarla artırılabiliyor diyor ve kolajen tedavisi hakkında şu bilgileri veriyor.Zamanla vücutta azalan kolajen miktarı dışardan takviyelerle artırılabilmektedir. Kolajen içeren cilt ürünleri ile yapılan bakımlarla yaşlanma etkileri ertelenebilmektedir. 30 yaşından sonra uzman bir hekime danışılarak kolajen takviyelerine başlanabilir. Bu takviyeler ilaç şeklinde veya enjeksiyon şeklinde olabilmektedir. Ürün seçimi yapılırken kolajen miktarlarına dikkat etmek önemlidir. Ayrıca ciltte kolajen üretimini artıran lazer uygulamaları ve bakımlarda yine uzman bir hekime danışılarak uygulanabilir. Günümüzde lazer tedavilerinden başarılı sonuçlar alınmaktadır. Yine kolajen yönünden zengin besinler tüketilerek kolajen azalmasını ertelemek mümkündür. Kolajen seviyelerini artıran besinler arasında; kırmızı ve beyaz etler, balık, yumurta, süt ve süt ürünleri, yeşil, kırmızı, turuncu ve sarı renkli C ve A vitamini içeren sebze ve meyveler bulunmaktadır.