İnsan yararlı bir davranışta bulunurken, yapabileceğinin en iyisini en güzelini yapmak için gayret eder. Çünkü amacı gösteriş değil o işte Allah’ı en fazla hoşnut kılacak sonucu elde etmektir.
Yararlı işler yapma
İnsanların dünya ve ahiret mutluluğunu hedefleyen İslam dini, bu gayenin gerçekleşmesi için çalışmayı temel kural olarak getirmiştir. Gayret göstermeden başarı elde etmenin mümkün olmadığını ilan eden Kur’an-ı Kerim, temel ibadetlerle, çalışmayı da ibadet kapsamında ele alarak yararlı işler yapmanın önemini vurgulamıştır.
Kesilmeyen bir bağ
Böylece, insanın Yüce Allah’a kulluğu, tek bir şekil, belirli zaman ve mekanla sınırlandırılmamış; ibadetin Yaratıcı ile insan arasında hiç kesilmeyen bir bağ ve hayatın her anını kuşatan davranışlar bütünü olduğu belirtilmiştir.
'En hayırlısıdırlar'
“Muhakkak ki iman edip Allah için faydalı işler yapanlar (salih amel işleyenler), yaratılanların en hayırlısıdırlar.” (Beyyine, 7), “Erkek veya kadın, kim faydalı işler yaparsa, elbette ona hoş bir hayat yaşatacağız ve karşılığını, yapmakta olduklarının en güzeli ile vereceğiz.” (Nah, 97)
Yaratan için yapılmalı
Kuran’daki bu ayetlerle faydalı işler yapan kişiler övülmüştür. Bir insan görünüşte çok büyük hayır veya fedakarlık gibi görünen bazı işler yapabilir. Örneğin, muhtaç durumdaki insanlara yüklü miktarlarda yardımda bulunabilir. Ancak yaptığı yardımın miktarı o işin Allah için yapılmış faydalı bir iş olduğunun göstergesi değildir.
Allah'ın hoşnutluğu
Çünkü insanlar bu tür yardımları toplumda iyi bilinmek, insanlara gösteriş yapmak için de gerçekleştirebilirler. Bir işin ‘salih amel’ olması için yalnızca Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak amacıyla yapılmış olması gerekir.