İran'da, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin adaylar arasında yer aldığı cumhurbaşkanlığı seçimleri için oy verme işlemi başladı Ülke genelinde yerel saatle 08.00’de, 63 bin merkezde kurulan 130 bin sandıkta başlayan oy verme işleminin 20.00’ye kadar süreceği ancak gerek duyulduğunda bu sürenin uzatılabileceği belirtildi. Seçmen yaşının 18’den başladığı ülkede kayıtlı 56 milyon 410 bin 234 seçmen bulunuyor. Ülkenin lideri Ali Hamaney, oy kullanma esnasında basın mensuplarına yaptığı açıklamada, halkı oy kullanmaları için sandık başına çağırdı.(Ali Hamaney fotoğrafta) Ali Hamaney, Cumhurbaşkanlığı ve il meclis seçimleri önemli seçimlerdir. Halkımızı oy vermeleri için sandığa davet ediyorum. dedi. Seçimde, reformist olarak tanımlanan ve hâlihazırda ülkenin başında bulunan din adamı Ruhani dışında üç aday yarışıyor. Ruhani, 2015'te nükleer anlaşmayı dünya güçleriyle müzakere etmişti. Cumhurbaşkanlığı seçimi için adayların niteliklerini ve liyakatlarını denetleyen Muhafızlar Konseyi, seçim için altı kişinin adaylığına izin verse de bunlardan ikisi seçimlere günler kala adaylıklarından vazgeçtiler. Kalan dört adaydan ise ılımlı-reformist aday Ruhani ile muhafazakâr aday Reisi ön plana çıkıyorlar.(Hasan Ruhani fotoğrafta) İran’da Cumhurbaşkanlığı makamı, anayasal olarak dini liderden sonraki en yüksek makam. 1989 yılındaki anayasa değişikliğine kadar başbakanlığın daha ön planda olduğu ülkede, 1989 yılındaki söz konusu değişikliğin akabinde başbakanlık kaldırıldı ve ‘başkanlık’ sistemine geçildi. İran’da, en büyük yetkiler Dini Lider Ali Hamaney’in elinde bulunsa da Cumhurbaşkanı yürütme erkinin başında bulunur. Sakarya Universitesi’nden Mustafa Caner, muhafazakâr kanadın etrafında birleştiği İbrahim Reisi’nin kazanması durumunda ABD ve Körfez ülkeleriyle hâlihazırda gerilimli olan ilişkilerin daha da sorunlu bir hal alacağı öngörüsünde bulunmanın yanlış olmayaccağı görüşünde. Reisi lehine adaylıktan çekilen Tahran Belediye Başkanı Muhammed Bakır Galibaf’ın Reisi’nin olası bir cumhurbaşkanlığında cumhurbaşkanı birinci yardımcılığı görevine getirilmesinin söz konusu olduğunu söyleyen Mustafa Caner, Devrim Muhafızlarına yakın ilişkilere sahip olan Galibaf’ın dâhil olduğu olası bir yönetimin Ortadoğu’ya yönelik ‘şahin’ politikasına devam edeceği görüşünde. İran’ın şimdiki Ortadoğu siyasetinin Obama döneminde ABD’nin izlediği pasif politika tarafından şekillendirildiğini ve Trump zamanındaki belirsiz Ortadoğu siyasetinin İran’ın ‘şahin’ tonlara yeniden dönüşüne zemin hazırlayabileceği belirtiliyor. İran’da Cumhurbaşkanlığı makamının ve yetkilerinin hafife alınmamasını vurgulayan Mustafa Caner, “Genelde İran üzerine yapılan yorumlarda, her şeye kadir bir dini liderin olduğu ve geri kalan tüm siyasi makam ve mekanizmaların etkisiz olduğu yanılsaması hâkimdir. Ancak bu tamamen yanlıştır. Sistemde dini liderin mutlaka hesaba katmak zorunda olduğu çok güçlü makamlar bulunmaktadır. Cumhurbaşkanlığı da bunlardan biridir. İran siyasal hayatında tanık olduğumuz tipik manzaralardan bir tanesi, dini lider ve cumhurbaşkanı arasındaki uyuşmazlıktır. Ahmedinejad dönemi de Ruhani dönemi de bize bunun örneklerini vermektedir. Bu yüzden yeni seçilecek cumhurbaşkanı da şüphesiz güçlü bir makamın sahibi olacaktır. İran’da ‘tarafsız olma’ gibi yükümlülüğü bulunmayan Dini Lider Hamaney ise, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’ye yönelik eleştirilerinin dozunu artırdı. Ruhani’yi normal koşullar altında ‘eleştirmediği’ konuları seçim öncesinde gündeme getirerek Ruhani’yi bol bol eleştirdi. Hamaney, her ne kadar Hamaney’e sertçe eleştirmeye başlasa da, İran’daki kayıtlı 54 milyon seçmenin seçimin ilk turunda Ruhani’yi ikinci dönemi için seçmesi bekleniyor. İran uzmanı Mustafa Caner, “Ruhani'nin şansını bir nebze daha yüksek görüyorum. Bunun çeşitli sebepleri var. Her ne kadar Ruhani, ekonomik sorunların bazılarını çözmekte beklentileri yeterince karşılayamasa da İranlılar onun başlattığı açılım siyasetinden memnunlar. Muhafazakâr bir cumhurbaşkanının kendilerini tekrar Ahmedinejad dönemindeki tecrit edilmişliğe mahkum etmesini istemiyorlar. Ayrıca Ruhani, daha çok kentli orta sınıftan, öğrencilerden ve kadınlardan oluşan reformist seçmeni arkasında toplamış durumda. 2013'te olduğu gibi onların desteğine sahip. Donald Trump, elbette İranlı muhafazakarların sevdiği bir tonda konuşuyor. Onun İran karşıtı tutumu, İranlı muhafazakârların ABD'ye karşı olan güvensiz yaklaşımlarının bir nevi sağlamasını sağlıyor. Ancak ben muhafazakâr aday Reisi için bundan daha önemli olan bir etkenin, arkasındaki kurumsal destek ve güç olduğunu düşünüyorum. Özellikle Dini Lider Hamaney'in ona olan desteği, kendisi tarafından doğrudan ifade edilmese de oldukça aşikar. Bunun yanında Devrim Muhafızları gibi güçlü yapılanmalar da Reisi'yi destekliyorlar. Ek olarak Reisi şu anda muhafazakâr kitlenin ortak adayı olarak gözüküyor Seyyid İbrahim Reisi 68 yaşındaki Hasan Ruhani 19 Mayıs'taki oylamanın en büyük favorisi sayılıyor. Bunun tek nedeni 1979 yılındaki devrimden bu yana bütün cumhurbaşkanlarının iki dönemi tamamlamış olmaları değil. Hasan Ruhani, 2013 yılında yaptığı daha fazla özgürlük, siyasi tutukluların serbest bırakılması ve kadınlara daha fazla eşitlik tanınması şeklindeki vaatlerini tümüyle yerine getiremedi. Ancak öncelikle eğitimli kentliler olmak üzere İran gençliği onu destekliyor. Gençler İran'ın Batı ile barışma yolunu tutmasından memnun. Devrimden önce aktif olarak siyasi faaliyetlere katılıp birçok kez tutuklanan Ruhani, Devrimden sonra muhtelif görevlerde bulundu. Beş kez dönem milletvekilliği yaptı. İki kez dönem Savunma Komisyonu Başkanı, iki dönem de Dış Politika Komisyonu başkanlığı ve Meclis Başkanvekilliğinde bulundu. BM daimi üyeleri ve Almanya (5 1) ile varılan nükleer anlaşma, İran'a uygulanan ambargoların kaldırılmasının yolunu açmıştı. Ruhani, ılımlı ve reformcu kanada güveniyor. Bu gruplar 2016 meclis genel seçimlerinde olduğu gibi yine taraftarlarını seferber edebiliyor. Ruhani'nin ılımlı muhafazakâr aday listesi 2016'da başkent Tahran'ın 30 milletvekilliğini de kazanmıştı. Ruhani nükleer anlaşmaya bağlı kalınmasını istiyor.Halen Düzenin Yararını Teşhis Konseyi üyesi ve Genel Sekreter Yardımcısı olan Ruhani bu kurumun Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanlığı'nı yürütüyor. Ruhani, Reformist kesimin desteğiyle İran'ın yeni Cumhurbaşkanı oldu. İbrahim Reisi 57 yaşında ve İran'ın ruhani lideri Ali Ayetullah Hamaney'e yakınlığıyla tanınıyor. 2016 yılından bu yana İmam Rıza Türbesi'nin bakımıyla görevli Razavi Vakfı'nı yöneten muhafazakâr kanadın adayı Reisi, Ruhani'nin en güçlü rakibi sayılıyor. Vakıf bol miktarda bağış topluyor. Razavi Vakfı, İran'ın en büyük ticari işletmesi sayılıyor. İran'da ve yurtdışında çok sayıda banka, fabrika, şirket ve otel işleten vakıf sayesinde Reisi seçim kampanyasının masraflarını karşılamakta zorlanmıyor. İbrahim Reisi, işsizlik ve yolsuzlukla mücadele, fakirlerle ise yardım vadediyor. İran'ın en fakir bölgelerini ziyaret ediyor, sıkıntı içindeki halkla resim çektiriyor ve İmam Rıza adına un ve şeker dağıtıyor. Sıkça İran radyo ve televizyonlarının programlarına çıkıyor. Muhafazakârlar, Reisi'ye 77 yaşındaki Hamaney'in muhtemel halefi gözüyle bakıyorlar. Reisi'nin adaylık kaydının ardından yaptığı konuşma yurtdışına yayın yapan İran televizyon kanalı tarafından naklen yayınlamıştı. İbrahim Reisi, 2016 yılına kadar başsavcılığı görevinde bulundu. Son 30 yılda suçluların en ağır şekilde cezalandırılmasını isteyen Reisi, zina yapanların taşlanmasını talep etmişti. 1988 yılında binlerce siyasi tutukluyu idama mahkum eden heyette o da yer almıştı.