Giriş
Mehmet Korhan: Takipçi sayım göre rol alacaksam hiç almayayım
Bir çok başarılı proje ile seyirci karşısına çıkan oyuncu Mehmet Korhan, yapımcıların sosyal medya takipçi sayısına göre seçim yapmasına isyan etti. Posta'dan Alev Gürsoy Cimin ile keyifli röportaj yapan başarılı oyuncu, iş ve aşk hayatı hakkında açıklamalar yaptı.
Mehmet Korhan, sektörde yapımcıların artık sosyal medyadaki takipçi sayısına göre oyuncu seçtiği yolundaki iddialara karşı çok net. Böyle bir seçimi kabul etmiyor. Zaten kendisi de sürekli sosyal medya dünyasında yaşamayı sevmiyor.
Mehmet Korhan, son dönemde oyunculuğuyla izleyen herkesin takdirini topluyor. Ama söylediğine göre oyunculuk aklının ucundan bile geçmiyormuş. Meslek ararken bir his, “Konservatuvar okumalısın” deyivermiş. Diyor ki: Kendimi arıyorken olmaktan çok mutlu olduğum yerdeyim. Şu sıra ‘Hudutsuz Sevda’da oynadığı Oğuz komutan rolüyle gündemde.
BAZEN ROLÜME ÇOK KAPTIRIYORUM KENDİMİ KOMUTAN SANIYORUM
Son dönemin aranan yüzlerinden biri haline geldiniz, memnun musunuz bu yükselişten?
Kim olmaz ki. Ama aslolan işini doğru yapmak, çok aranan bir yüz olmaktan ziyade işini çok düzgün yapan ve başarılı olduğu için sevilen biri olmayı yeğlerim. Ben kendime de işime de çok saygı duyuyorum. Öyle olunca ortaya güzel şeyler çıkıyor.
Tiyatro mu diziler mi daha çok tatmin sağlıyor size?
Tiyatro muazzam bir deneyim, seyirciyle birebir aynı ortamdasın, aranızda bir mesafe yok. Çok seviyorum ama dizi sektörü de tabii ki çok başka tat. Eğer doğru proje ve doğru ekipteysen şahane bir deneyim oluyor.
Konservatuvar okumuşsunuz, biraz başa dönüp sizi daha yakından tanısak, nasıl başladı Mehmet Korhan’ın serüveni?
Aslen Azeriyim. Erzincan’da doğdum. Ortalama bir aileden geliyorum. Zengin bir kültürümüz var. Erzincan gibi bir yerde çok parlak bir çocuk olamıyorsun ama kendini çok arıyorsun. İstediğin eğitimi almak, hayallerinin peşinden koşmak için sen kovalıyorsun her şeyi. İmkanlar kısıtlı her anlamda. Ama oyuncu olmak asla hayalim değildi.
Oyunculuk ne zaman kanınıza girdi?
Ben çok parlak bir öğrenci değildim açıkçası. Çalışırsa yapar ama çalışmıyor dedirten çocuklardandım. Lise bittikten sonra nasıl bir meslek seçeceğim arayışına giriyorsun ya, işte o dönem harıl harıl meslek değiştiriyorum kafamda ama bunların hiçbirinde oyunculuk yok tabii. Ki ailelere göre ilk başta zaten meslek gibi görülmüyor. Sonra karar verme aşamasında nedense bir his beni çekti, neden, niçin bilmiyorum ama sanatın bir dalında olmalıydım. Çünkü başka hiçbir meslek ilgimi çekmiyordu. İstanbul’a geldim, sınavlara birkaç ay kala hazırlandım ve hayatıma konservatuvar girdi.
Şimdi ‘iyi ki’ diyor musunuz?
Tabii ki. Halen bu iş için yaratıldım mı bilmiyorum ama mesleğimi çok seviyorum ve mutluyum. Başka bir tercih şansı verseler asla istemezdim. Bir de şanslıyım çünkü çok iyi oyuncularla çalışma şansım oldu. Mesela Ayşen Gruda ile çalışmak benim için inanılmaz bir deneyimdi.
KADIN OLMAK HER ZAMAN DAHA ZOR
Sektörde erkekler mi kadınlar mı daha şanslı?
Herkes şansını kendi yaratır ama kadın olmak bence her sektörde çok zor. Hele bizimki gibi vahşi bir sektörse daha da zor. Ama şunu kabul edelim ki kadınlar her alanda çok başarılı ve her zoru kolaylaştırıyor.
‘Hudutsuz Sevda’da çok sevilen bir komutana hayat veriyorsunuz. Canlandırdığınız karakter sizce neden bu kadar sevildi?
Ya sorma, asker rolü bana kendimi çok iyi hissettiriyor, bazen kaptırıyorum kendimi. Sokakta, trafikte herkes “Komutanım, merhaba” diyor. Ben de kendimi öyle sanıyorum. (Gülüyor) Karakteri de seviyorlar. Bir kez Halil İbrahim’le Oğuz arasında çok güçlü bir bağ var. Günümüzde kaybettiğimiz bir şey o sıkı dostluk.
Sosyal medyada sizi çok aktif göremiyorum, neden?
Sürekli o dünyada yaşamayı sevmiyorum. Yaşayanlara da sözüm yok, saygı duyarım. O dünya biraz garip, tehlikeli, can sıkıcı. Orada en ufak bir cümlenle kahraman olmak ya da hain olmak çok kolay. Kendini anlatamazsın kimseye. İnsanlara küfür ve hakaret etmek için bekleyen bir kitle var sanki. Bu benim hoşuma gitmiyor. Mesela Twitter’da hiç yokum çünkü inanılmaz politik. Kutuplaşma çok fazla, sevmiyorum. Ayrıca bir kesim evine zor ekmek götürürken, bir kesimin yaşadığı abartılı lüks hayatı insanların gözüne sokmalarını da anlamıyorum.
SOSYAL MEDYADAKİ TAKİPÇİ SAYIMA GÖRE ROL ALACAKSAM HİÇ ALMAYAYIM
Ama sektörünüzde artık yapımcıların bile oyuncu seçerken, sosyal medyadaki takipçi sayılarına dikkat ettiği söyleniyor…
Yok canım, o kadar da değildir herhalde. Ben de duyuyorum bu söylentileri ama takipçi sayısıyla var olacaksam ben de olmayıvereyim.
Reyting korkunuz var mı?
Sonradan tanıştım bu konuyla tabii ki insan ürküyor ama neyse ki hiç kısa sürmedi içinde bulunduğum işler. Bu da benim şansım.
Kendinizi çok yakışıklı buluyor musunuz?
Kendimi seviyorum ama çok yakışıklı buluyorum demek fazla egolu olur, o da benlik değil.
Hayatta en değer verdiğiniz şey ne?
Samimiyet, gerçeklik.
‘ÇOCUK YAPACAĞIMA DÜNYAYI GEZERİM’ HARİKA BİR BAKIŞ AÇISI
Özel hayat ne durumda?
Kız arkadaşımla 10 yıldır birlikteyiz. Birbirimizi erken bulduğumuz için şanslıyız.
Onca yıl beraber olunca insan, ‘Evlilik ne zaman?’ diye sormaz mı birbirine?
Biz zaten bir aradayız. Birbirimizi de çok seviyoruz. Bir imza mı birbirimize sevgimizi ispat edecek? Sevgimizi kime, neden onaylatmak zorundayız? Kız arkadaşıma da zaten evlilik çok mantıklı gelmiyor. Ama zaman neyi gösterir, bilinmez. Oyuncu Gülçin Santırcıoğlu, “Çocuk yapmak yerine gezmeyi tercih ediyorum” demişti, yadırgadı bazıları, ben bayıldım, müthiş bir açıklama bence. Herkes evlenmek, çocuk yapmak zorunda değil. Ben mesela şu an bir çocuğa hazır değilim ama ileride neden olmasın. Bir gün eserse, hadi evlenelim diyebiliriz ama şu an o kafada değiliz.
Aşkın sizdeki tanımı ne?
Ben kalıplara inanarak yaşamayı sevmiyorum. Biz hayatı birlikte karşılamaktan mutluyuz.