Mustafa Sandal, rapçi Uzi ile yaşadığı 'sahne sırası' polemiğine noktayı koydu

Uzi ile konser sırası yüzünden bir tatsızlık yaşadınız... Gösterdiğiniz tavır çok nazik ve nahifti. Takdir ettik.Bir meslektaşımla ilgili olumsuz yorumda bulunmayı asla tercih etmem. En büyük güç halktır, halk yorumunu yapar ve ben ancak o yorumun önünde saygıyla eğilirim. Milyonlarca kişi yorumunu yapmış. Ben de önlerinde saygıyla eğildim. Kemal abinin (Sunal) bir lafı vardır kulağıma küpedir, “Ben halkın sanatçısıyım sırtımı halka dayamışım” diye. Altına imzamı atarım. Uzi’nin tavrı bana şımarıkça geldi. Yeni nesil fazla mı egolu?Dediğim gibi meslektaşlarımın arkasından kötü konuşmam. Gençlerin de önünü asla kapatmam. Ayrıca çok başarılılar. Siz gençlere hep desteksiniz... Zamanında siz destek gördünüz mü?Ben Onno Tunç gibi bir ustanın yanında asistanlık yaparak, stüdyoyu temizlerken müzik yaparak bu işlere girdim. Hocalarımız, büyüklerimiz başımızın tacı. Gençlerle yeri geldi düetler yaptım, yeri geldi vokal yaptım ya da besteler verdim. Benden destek isteyen yetenekli gençlere Mustafa abileri olarak elimden geldiğince destek olur, bundan da büyük keyif alırım. Zamana nasıl meydan okuyorsunuz? Nesillerin nabzını tutmak kolay iş değildir?Her şeyden önce iyi bir gözlemci olduğuma inanıyorum. Gençlerin fikirlerine ve duygularına çok önem veriyor, onları iyi anlamaya çalışıyorum. “Ben zamanında güzel işler yaptım hadi daha iyisini siz yapın da görelim” gibi saçma bir egoya sahip değilim. Yeni nesli anlamak, teknolojiyi ve insanların yeni yaşam şekillerini analiz etmek önemli. Ama her şeyden önemlisi de hep kendim oluyorum. Evde neysem sokakta da oyum. Samimiyet bu işin altın anahtarı. ‘Aya Benzer’ şarkınız hâlâ kulüplerin, konserlerin vazgeçilmezi. Sırrı nedir?Beni de şaşırtacak derecede fenomen oldu. Elbette çok mutlu oluyorum. 7’den 70’e derler ya öyle bir enerjisi oldu şarkının ve dansın. Ben yüreğimden kopan duyguları kaleme döküp, gönlümden geçen dansı yaptım. Ülkece eğlendiğimiz, müziğini duyduğumuzda içimizin kıpır kıpır ettiği bir dansımız ve şarkımız var. Allah, bu duyguyu her sanatçıya yaşatsın. Zaten stres altında bir toplumuz, bol bol dans edip enerjimizi salalım iyi gelir. 90’lardan bugüne neleri kaybettik?Samimiyet ön plandaydı. Tıklama satın almak diye bir kandırmaca yoktu... Halk direkt kararını veriyordu. Şöyle bir sokaklara çıksan hangi şarkılar kulağına geliyorsa onların tuttuğunu anlayabiliyordun. İşin içine teknoloji girince birbirini kandırmalar girdi devreye. Sanatta kandırma olmaz, gerçeklik esastır. O yüzden 90’lar hep kıymetli olarak kalacak . 10 ve 14 yaşında Z kuşağı iki oğlunuz var. Babalarının sesine hayranlar mı?Yeni nesile bir şeyi beğendirmek kolay değil. Bazen beğenmedikleri, tepki bile vermedikleri şeyler oluyor. Bazen benim eh işte dediğim müziklere onlar yükselebiliyor. Ama ben Yaman ile Yavuz sayesinde, biraz daha fazla tanıdım Z kuşağını. Aramızda sihirli ve güzel bir bağ olduğuna inanıyorum. Yeni şarkı ‘Tamam Tamam’ hayırlı olsun. Yine mest ettiniz. Nasıl başarıyorsunuz?Kendi yazdığım şarkıların dışında genç meslektaşlarımın şarkılarını da yorumluyorum. Harun Sürek’in yazdığı ‘Tamam Tamam’, kalbimin derinliklerinde hissettiğim bir şarkı oldu. Aranjesini de, yaptığı işleri çok beğendiğim Aerro yaptı. Tarık Ceran ve Caner Güneyer gibi isimlerin de müthiş katkılarıyla ‘Tamam Tamam’, müzikseverlerin huzuruna çıktı. Söylemeden geçemeyeceğim. Single kapak çalışmasının styling ve grafik tasarımını da eşim Melis Sandal yaptı. Hayatta nelere ‘tamam tamam’ dersiniz?Aşka ‘tamam’ derim. Ki, karıma çok aşığım. Sevgiye, samimiyete, sadakate ve ne iş yaparsan yap çalışkanlığa ‘tamam’ diyenlerdenim. Gerisi zaten kendiliğinden gelir.Asla modanız geçmiyor. Bunun sırrı ne?Ben sürekli kendini güncelleyen, zamanı yakalayan biri olma gayretindeyim. Hayat değişiyor, teknoloji gelişiyor ama değişmeyen tek şey samimiyet. Yaptığımız şarkılarda, konserlerde gerçek ve samimi olunca insanların yüreklerine dokunabilirsin. Bunu başarabilmişsem ne mutlu bana. Kimler geldi kimler geçti çoğu kalıcı olamadı, neden?1989’da ilk bestemi Ajda Pekkan yorumlamıştı. Daha sonrasında sanat dünyasının kıymetli birçok ismine sözler yazdım, besteler yaptım. 94’te de ‘Suç Bende’ albümüm çıktı. O günlerde bu konuda ne düşünüyorsam hâlâ aynı fikirdeyim. Sabun köpüğü işler bana göre değil. 30 yıl önce yaptığın şarkı hâlâ aynı tatta, hatta daha güzel duygularla dinleniyorsa kalıcı işler yapmışsın demektir. İnsanlar yaptığımız şarkıları sevdi. Hatta yeni kuşaklar da dinliyor. Her gün bunun için şükrediyorum. Stüdyomda yıllardır bir yazı asılıdır: Her şey yalan, şarkı gerçek. Görüntünüz 53 değil 30’larda sanki. Gençlik iksiriniz mi var?30 iyiymiş bak. Sporumdan hiç taviz vermiyorum. Düzenli beslenme ve hayata pozitif bakmak da çok önemli. İnsanın kendisine olan saygısıyla da alakalı bunlar. Göz önünde olan bir iş yapıyoruz neticede dikkat etmeliyiz.Evlilik nasıl gidiyor? En son Melis Hanım çok korkutucu bir helikopter kazası geçirdi. Geçmiş olsun.Çok şükür pilotumuz da Melis’im de sağ salim kurtuldu. Allah bir daha yaşatmasın... Evliliğimizin maşallahı var, aramızdaki güçlü bağ gün geçtikçe daha da artıyor. Melis hem eşim, hem dostum, hem kader arkadaşım, hem de ilham kaynağım.‘Evlilik aşkı öldürüyor güzelim’ diye bir şarkı geldi aklıma.Esas olan sevgi, sadakat ve bağlılık. Aşkın temelinde bu üç etken var. Onları korursan aşk ölmez, içinde hep yaşar. Biz de onu yaşıyoruz.Yaş farkının evliliğe yansımaları oluyor mu hiç?Demin 30 diyordun ama... (gülüyor)Kendinizi genç mi yoksa orta yaşlı mı hissediyorsunuz?Yaşsız hissediyorum. İçimdeki Musti hep aynı.