Üçüncü dalga kahvecilik
Bu yolculukta 90’lı yıllara gelindiğinde 3. dalga etkisini göstermeye başladı. Burada kahvenin keyif vermesi ve kafein beklentisi arayışının üzerinde nitelikli bir kahve anlayışı hakim oldu. Çekirdeklerin yetiştirildiği bitki örtüsünün verdiği çeşitli aromalar bu akımda başrolü aldı.
Türkiye’de de 2015 yılından bu yana üçüncü nesil kahve kültürü zenginleşerek devam ediyor.
Emel Eryaman Usta, üçüncü nesil ile birlikte kahve meraklılarının sayısının da arttığını söylüyor. Usta, tüketicilerin tekrar özüne dönerek, yani aromaları rafa kaldırarak eski damlama ve demleme yöntemleriyle üçüncü nesil kahvecilik dönemini benimsediğini anlatıyor.
Bugün insan sağlığı açısından da çok daha iyi bir noktada olan kahve, ilk iki döneminde daha geniş kitlelere ulaşması ve tüketilmesi için kimyasallarla tepkimeye sokularak suda çözünebilen bir madde haline getirilmişti. Tüm bunların sonucunda ortaya çıkan şey aslında kahveden çok farklıydı. Ancak şimdi tüketici bunun farkında ve kahve alışkanlıklarını değiştiriyor.
Emel Eryaman Usta, yetiştiği bölgeden çekirdek türüne, hasat zamanından hasat şekline, kavrulma derecesinden kullanılan ekipmana kadar tüketicilerin her ayrıntıyı merak ettiğini söylerken, tüketicinin gün geçtikçe çok daha fazla bilgi sahibi olduğunu ve artık nitelikli kahveyi nasıl tüketmesi gerektiğini bildiğini vurguluyor.