Cinsel yolla bulaşan hastalıklar çok önemli bir halk sağlığı tehdidi!

Dünya Cinsel Sağlık Birliği’nin (WAS) 2010 yılından bu yana Cinsel Sağlık Günü olarak belirlediği 4 Eylül ile için Anatolia Geneworks’ten ‘farkındalık’ uyarısı geldi. Moleküler Biyoloji ve Genetik Uzmanı Dr. Ayşe Kanneci, günümüzde birçok farklı açıdan ele alınan cinsel sağlık unsurlarından, halk sağlığını tehdit eden en önemli faktörlerden birinin cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar olduğunu vurgulayarak, “Bu enfeksiyonlar tedavi edilmediğinde kanser gibi ölümcül hastalıklara zemin oluşturabilmektedir” dedi. Cinsel hastalıklar nedeniyle toplumsal farkındalık oluşturması hedeflenen 4 Eylül Cinsel Sağlık Günü’nde Moleküler Biyoloji ve Genetik Uzmanı Dr. Ayşe Kanneci'den önemli uyarılar geldi. Dr. Kanneci, söz konusu enfeksiyonların teşhis ve tedavisinin yapılmaması durumunda kanser düzeyine kadar ilerleyebildiğine dikkat çekti. Özellikle Avrupa kıtasında kadın ve erkek üreme organlarında yaygın olarak ortaya çıkan kanser türlerine rastlandığını ifade eden Dr. Kanneci, kişileri rahatsız edecek düzeyde ağrı oluşturmayan ve fark edilir belirtiler vermeyen bu enfeksiyonların, insanlar için görünmez tehlikeler olduğu uyarısını yaptı. Bu tür tehlikelerin belirti vermemesi nedeniyle de genellikle yapılan tesadüfi taramalar sonucunda fark edilen hastalıklar olduğuna değinen Dr. Kanneci, “Bu hastalıklarda, düzenli kontroller kişiler için hayati önem arz eder. Cinsel yolla bulaşan hastalıkların saptanmasında kullanılan PCR test kitleri ile 2-3 saat gibi kısa bir sürede hastalıkların tanısını koyabiliyor, tedavi stratejisinin belirlenmesinde önemli bir rol oynuyoruz” dedi. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından açıklanan verilerde; bakteri, virüs ve parazit kaynaklı 30’dan fazla Cinsel Yolla Bulaşan Hastalık (CYBH) yer aldığını belirten Dr. Kanneci, “Bu hastalıklara yol açan enfeksiyonlardan bazılarına çok daha sık rastlanmaktadır. Sifilis, bel soğukluğu, klamidya ve trikomonas gibi hastalıklar tedavi edilebilen enfeksiyonlar arasındayken Hepatit B virüsü (HBV), Herpes Simpleks Virüsü (HSV), Human Immunodeficiency Virus (HIV) ve Human Papilloma Virüs (HPV) gibi bulaşıcılığı yüksek etkenlerin yol açtığı enfeksiyonlar için henüz bilinen kesin bir tedavisi olmamakla birlikte kontrol altına alınabilinir” sözlerini kullandı. Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklarının doğru tanısı, erken teşhis edilmesi ve düzenli kontrollerin önemi hakkında konuşan Dr. Kanneci; “Dünya Sağlık Örgütü (WHO), küresel anlamda her gün bir milyondan fazla kişinin cinsel yolla bulaşan hastalıklarla enfekte olduğunu ve bunların çoğunun hiçbir belirti göstermediğini açıklamıştır. CYBH geçiren birçok kişi bu hastalığa yakalanmış olduğunu dahi bilmezken, hastalığı birçok kişiye bulaştırmaya devam etmektedir. Bu sebeple, enfeksiyonun varlığını öğrenmenin en kesin yolu test yaptırmaktır.” Dr. Kanneci test yaptırmanın, özellikle bu enfeksiyonlara daha yüksek oranda maruz kalan ve daha ciddi belirtiler gösteren kadınlar için çok önemli olduğunun altını çizerek, “Cinsel yolla bulaşan hastalıklar, kişisel olmayan farklı insanlarca da kullanılabilen aletler (manikür, pedikür, kulak delme, dövme ve diş tedavisi vb. sırasında kullanılan) yoluyla da bulaşabilir. Doğum sırasında anneden çocuğa geçebilir. En güvenli teşhis yöntemi cinsel yolla bulaşan hastalıkların tanısında uygulanan testlerdir. Tanı koyulmayıp, tedavi edilmediği takdirde ciddi sağlık ve doğurganlık sorunlarına, kansere ve hatta ölüme yol açabilen bu hastalıklar için düzenli taramalar önerilir” değerlendirmelerinde bulundu. Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıkların bazılarının tedavi edilip iyileştirilebilen, tedavisi olmayanların ise yönetilebilir kontrol altında tutulabilen problemler olduğunu belirten Dr. Kanneci açıklamalarına, “Biz tek bir numuneden Cinsel Yolla Bulaşan 11 farklı patojeni aynı anda saptayan ve karakterize eden PCR kitleri üretiyoruz. Ürettiğimiz yüksek hassasiyetli test kitlerini kullanarak, laboratuvarlar 2-3 saat gibi kısa bir sürede enfeksiyonların tanısını koyabiliyor. Erken teşhis, bu gibi cinsel yolla bulaşan hastalıkların ilerleme sürecinde tedavi stratejisi oluşturabilmek için büyük öneme sahiptir. Şüpheli durum yaşayan veya riskli grupta olduğunu düşünenler özel laboratuvarlara, devlet hastanelerine veya özel sağlık kuruluşlarına başvurarak tek bir kan veya idrar örneği ile birden çok cinsel yolla bulaşan hastalıkların teşhisi sağlayabilir. Gerekli görülen durumlarda sperm, sürüntü ve tükürük örnekleri alınarak cinsel yolla bulaşan hastalıklar teşhis edilebilir.” sözlerini ekledi.