Öpüşmeyle ilgili duymak istemeyeceğiniz 10 gerçek

Çok öpüşmek zararlı olabilir mi? Peki ya eş seçiminde ne kadar etkilidir? Bilim, bir partnerle dudaklarımızı kenetlediğimizde vücudumuzun bir kimyasal değişim kasırgasına maruz kaldığını kanıtladı. Öpüşmenin ilginç kimyası, öpüşmenin faydaları ve zararlarıyla ilgili araştırmalar sizi şaşırtacak Öpüşmek tuhaf, harika ve neredeyse tamamen insani bir özelliktir. Evet, bazı primatlar öpüşür ama ilginç bir şekilde tüm insanlar öpüşmez. Araştırmalar , insanlık tarihi boyunca kültürlerin sadece yüzde 46'sının romantik öpüşmeyle meşgul olduğunu bulduÖpüşme esnasında 146 farklı yüz kası harekete geçer. Bir insan ortalama ömrünün 20.160 dakikasını öpüşerek geçiriyor. Bu bir insan ömrünün 14 tam günü anlamına geliyor. Aslında dudaklarımız, 10.000'e kadar bireysel sinir ucuyla vücudumuzdaki en hassas noktalardan biridir. Yine de, iyi bir öpüşme ne kadar zevkli ve eğlenceli olursa olsun, öpüşmek hakkında duymak istemeyeceğiniz bazı gerçekler de var. İyi bir öpüşmeden sonra hissettiğiniz o sersemletici keyifli duygular ya da sevdiğiniz kişiyle öpüşürken dizlerinizi bağının çözülmesi... ve heyecan. Aslında bunlar yalnızca sizin yanılsamalarınız değil, Bilim, bir partnerle dudaklarımızı kenetlediğimizde vücudumuzun bir kimyasal değişim kasırgasına maruz kaldığını kanıtladı. Beynimiz, öpüştüğümüzde zevk duygularıyla doğrudan bağlantılı olan, kimyasal dopamini serbest bırakır.Öpüşmek ayrıca iyi hissettiren nörotransmitter serotoninin salınmasına neden olur . Vücutta serotonin seviyeleri arttıkça ruh haliniz iyileşir ve iyi bir öpücükten sonra iyi hissetme kıvılcımını tetikler. Vücudumuz öpüşme sırasında oksitosin adı verilen bir hormon üretimini de artırır . Aşk hormonu olarak bilinen oksitosin, ön sevişme ve orgazm sırasında da üretilir ve çiftler arasındaki bağı veya bağlılığı arttırdığına inanılır. İnsanların öpüşme sırasında içgüdüsel olarak gözlerini kapatmasının bilimsel bir de açıklaması var. Bunun temel nedeni, öpüşmenin çok uyarıcı olması, gözlerimiz açıkken yaptığımızda beynimizin tutkulu bir öpücüğü işlemekte zorlanır. Journal of Experimental Psychology'de yayınlanan bir araştırmaya göre gözlerinizi kapatarak görsel talepleri azaltmanın dokunsal farkındalığı geliştirebileceğini ve bunun da daha yoğun bir öpücük hissetmenize yardımcı olabileceğini bulundu. Gözlerinizi kapalı tutmak, diğer dikkat dağıtıcı unsurları da bloke ederek, beynin öpücüğe odaklanma kapasitesini artırıyor. Bir kişinin nefesi , altta yatan sağlık sorunlarının semptomlarının işareti olabileceğinde araştırmacılar, öpüşme sırasındaki nefesin ve tadın, bir kişinin potansiyel bir eşi değerlendirmesini ne kadar etkilediğini buldular.1041 üniversite öğrencisini inceledikten sonra, kadınların erkeklerle seks yapıp yapmayacaklarını belirlemede öpüşmenin anahtar olduğunu ortaya kondu. Ayrıca, bir kişinin nefesinin kalitesinin de önemli bir faktör olduğunu ve ağız kokusunun partnerin kararlarını etkilediğini buldular. Bunun nedeni, sadece ağız kokusunun iğrenç olması değil, aynı zamanda kişilerin bilinçaltına gelecekteki yavrularını olumsuz yönde etkileyebilecek düşük kaliteli genlere meyilli olabileceğini düşündürmesidir. Microbiome dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, 10 saniyelik bir öpücük, bir kişinin ağzından diğerine 80 milyon kadar bakteri yayabilir . Hollanda'daki araştırmacılar, 21 çiftin vücudundaki öpüşme davranışını ve bakteri düzeylerini inceledikten sonra şok edici keşfi yaptılar. İlk olarak, araştırmacılar bireyleri araştırdı ve birbirlerini ne sıklıkta öptüklerini buldular. Sonra ağızlarını temizlediler ve bakteri seviyelerini karşılaştırdılar. Sonuçlar, çiftler ne kadar sık öpüşürse, ağızlarındaki bakteri seviyelerinin o kadar benzer hale geldiğini ortaya koydu.Bu bulguları daha da test etmek için, araştırmacılar daha sonra her çiftten bir kişiye belirli izlenebilir bakteriler içeren probiyotik bir içecek içmesi için görev verdi. Çiftler 10 saniye öpüştükten sonra, bilim adamları öpücüğü alan insanların ağızlarındaki bakteri seviyelerini ölçtüler. Görünür uçuk olan bir kişiyi asla öpmeseniz bile, ağızdan uçuk (diğer bir deyişle herpes simpleks virüsü tip 1 veya HSV-1) alma şansınız yüksektir. Amerikalı yetişkinlerin yüzde 50 ila 80'ininde oral uçuk virüsü olduğunu tahmin ediyor ve yetişkin insanların yüzde 90'ının 50 yaşına kadar en az bir kez virüse maruz kalacağını belirtiyorlar. En seksi öpücük bile çürüklere ve diş eti hastalıklarına yol açabilir. Diş Sağlığı Uzmanı Emanuel Layliev öpüşmenin diş çürümesine neden olabileceğini şöyle açıklıyor; Ağızda kalan gıda parçacıkları ve çürükler nedeniyle üretilen asit, yaygın bakerileri partneriniz ağzına geçirebilir ve önlem alınmazsa, sizin diş çürüklerinizi partnerinizin de dişlerinin çürümesine neden olabilir. . Benzer şekilde, Amerikan Periodontoloji Akademisi, diş eti iltihabı gibi sorunların, öpüşme yoluyla da yayılabileceği konusunda uyardı. Her iki duruma da neden olan iltihaplanma, ağız içindeki bakterilerle bağlantılıdır ve sizin ağzınızdaki bakteriler öpüşme yoluyla partnerinize de geçer.Uzmanlar, en iyi korunma yönteminin, tutkulu öpüşmenin ardından ağzınızı antiseptik su ile ile temizlemeniz ve her zaman düzenli olarak dişlerinizi fırçalamanız olduğunu belirtiyor. Böylece bakterilerin önemli bir hasara yol açmadan önce ağzınızdan uzaklaştırılması sağlanabilir. Araştırmalar, bir erkek bir kadını öptüğünde, erkeklik hormonu olan testosteronun kadına aktarıldığını gösteriyor. Rutgers Üniversitesi Antropoloğu Helen Fisher'a göre, bir erkeğin tükürüğü az miktarda testosteron içerir ve bu öpüşme yoluyla partnerine geçebilir.Araştırmacılar, testosteronun öpüşme yoluyla yayılmasının dişideki testosteron seviyelerini yükseltebileceğini ve bu nedenle çekiciliği ve libidosunu artırabileceğini belirtiyor. ilim, bir öpücüğü paylaştığınızda beynin eşinizin beyniyle gerçekten senkronize olmaya başlayabileceğini öne sürüyor. Ve öpücükten ne kadar zevk alırsanız, senkronizasyon o kadar büyük olabilir. Hayatınızı birlikte geçirecek birini arıyorsanız bu harika bir haberAlmanya'daki araştırmacılar, PLOS One dergisinde yayınlanan bir çalışmada beyin senkronizasyonu keşfini bildirdiler . Araştırmada, araştırmacılar, farklı görevlerin ardından tekrar tekrar öpüşen 15 çiftten oluşan bir grup oluşturdu. Her öpücüğün ardından deney boyunca beyinleri tarandı. Sonuç: Çiftler öpüştüğünde beyin aktiviteleri arttı ve daha uyumlu hale geldi. Araştırmacılar, yaklaşık 200 kişiyi inceledikten sonra ilginç keşfi yaptılar.Evrimsel Psikoloji'de yayınlanan araştırmaya göre , erkeklerin yüzde 59'unun ve kadınların yüzde 66'sının kötü bir öpüşme sonrası karşısındaki kişiye olan ilgisini kaybettiğini gördüler.Bir kişinin kötü öpüşmesi gelecekle ilgili kararlarında rol oynayabilirken , aynı zamanda kimyanın da bir sonucu olabilir. Çalışmanın yazarı Gordon Gallup, öpüşmenin karmaşık bir aktivite olduğunu ve dudaklara dokunmanın fiziksel sağlığımızla ilgili her türlü bilgiyi eşinize aktarmaya yardımcı olduğunu söyledi. Bu kimyasal bilgi alışverişi, gelecekteki çiftleşme için iyi bir eşleşme olup olmadığını görmek için bilinçaltında yapılan bir değerlendirmeye yardımcı oluyor gibi görünüyor Uzun yaşamanın sırrı, sevdiğiniz kişiyle bol bol öpüşmek olabilir. Almanya'daki araştırmacılar, bir grup erkeğin hayatlarını, kariyerlerini ve kişisel alışkanlıklarını incelemek için iki yıl harcadıklarında, her sabah evden çıkmadan önce eşlerini öpen kişilerin daha az hasta olduklarını, daha az araba kazası geçirdiklerini, daha yüksek kazanç elde ettiklerini buldular. ve hatta eşlerini düzenli olarak öpmeyen bireylerden ortalama beş yıl daha uzun yaşadılar