Prof. Dr. Canan Karatay katıldığı bir programda sedef ve egzama gibi cilt problemleri yaşayanları uyardı! “Cildimiz en önemli ve en büyük organımızdır. Tüm mikrop ve bakterilere karşı en önemli koruyucumuzdur” diyen Karatay, sedef ve egzama tedavisi için en doğal ve etkili yöntemleri açıkladı. Peki binlerce kişinin muzdarib olduğu sedef hastalığına yol açan etkenler neler? Sedef hastalığından korunmak için neler yapılmalı? İşte Prof. Dr. Canan Karatay’ın sedef hastalığı tedavisi için çözüm önerileri… Sedef hastalığı, cilt dokusunda meydana gelen aşırı hücre artışının sonucunda oluşan kronik bir hastalıktır. Tıp literatüründe “psoriasis” olarak adlandırılan sedef hastalığına yakalanan bireylerin cilt dokusunda beyaz pullar ve kızarıklıklar gözlemlenir. Virüsler, bakteriyel enfeksiyonlar, alkol ve sigara kullanımı gibi etkenler sedef hastalığının şiddetini arttırmasına neden olur. Sedef hastalığına yakalanan bireylerin %30’unun ailesinde de benzer bir durum olduğu tespit edilmiştir. Sedef hastalığı vücudun birçok yerinde ortaya çıkabilmektedir. Ancak hastalığın en yaygın göründüğü bölgeler diz, dirsek, el, ayak, saç kökleri ve tırnaklardır. Vücudun bu bölgelerinde sedef rengi lezyonlar ve kırmızı lekeler ortaya çıkar. Sedef hastalığının çeşidine göre semptomlarda farklılıklar meydana gelebilmektedir. Bazı vakalarda şiddetli kaşıntı ve ağrı gibi belirtiler görülmektedir. Bu gibi durumlarda hastanın hızlıca tedaviye başlaması gerekir. Canan Karatay pandemi döneminin getirdiği bazı alışkanlıkların cilt bariyerini olumsuz yönde etkilediğini söyledi. Cildi aşırı deterjana maruz bırakmak, çok sık yıkanmak ve cilt için gerekli olan zeytinyağı ve fındık yağı gibi ürünleri kullanmamak bu duruma örnek olarak gösteriliyor. Vücuttaki faydalı bakterilerin yok olması sedef hastalığı, egzama ve ürtiker gibi hastalıklara davetiye çıkarıyor. Karatay, bu hastalıklara karşı en etkili ve doğal çözümün kristal kaya tuzlu su ve İngiliz karbonatı olarak açıkladı. Kaşınan bölgelerin İngiliz karbonatlı su ile ovulması gerektiğini söyleyen Karatay, günlük mineralli su tüketimini arttırılması gerektiğini vurguladı. Karatay, stres ve benzeri durumların bağışıklık sistemini çökerterek cildin koruyuculuk oranını azalttığının altını çizdi. Cilt yapısını korumak için sağlıklı yağlara, sağlıklı proteinlere ve güneşten alınan D vitaminine ihtiyacımız olduğunu söyleyen Karatay, doğru beslenme ve alışkanlıkların hastalık riskini azalttığını şu ifadelerle açıkladı: “D vitamini iğne olarak yapıldığı zaman çok önemli. Damardan alınan C vitamini oldukça etkili. Su içmek önem taşıyor. Damacana suyu değil, mineralli su dediğimiz kristal kaya tuzu içeren su içmeliyiz. Vücudumuzu alkali kılmalıyız. Hücresel bağışıklığın güçlenmesinde protein önemli yer tutuyor. Kelle paça içeceğiz, tuzlu ve limonlu kemik suyu tüketeceğiz. Protein, vücudu asit yapmaz. Asit yapan şekerdir, insülindir. Bağışıklık sistemini çökerten de bunlardır. Senelerden beri söyleye söyleye dilimde tüy bitti: Şeker en tatlı zehir! Cilt şikayetlerimiz varsa hücrelerimizi güçlendirmemiz lazım.” Cildin temizlik esnasında kullanılan deterjanlara direkt maruz kalması sonucunda cilt bariyerinin zarar gördüğünü söyleyen Karatay, temizlik yaparken doğal sirke, karbonat ve organik ürünlerin kullanılmasının altını çizdi. Peki, sedef hastalığına yakalanmamak için dikkat edilmesi gereken temel unsurlar neler? Prof. Dr. Canan Karatay özellikle titiz insanların cilt hastalıklarıyla daha çok mücadele ettiğini vurguladı Bununla birlikte zeytinyağı ve fındık yağı gibi faydalı yağları hem tüketerek hem de cildimize sürerek birçok hastalıktan uzak durmanın mümkün olduğunu belirten Karatay; “Sağlıklı bir cilt için stresten uzak durulması gerekiyor. Stresli olan bir insanın bağışıklık sistemi zayıflar. Stres cildimizin koruyuculuğunu azaltıyor” ifadelerini kullandı.