Giriş
Su değil yudum yudum plastik içiyormuşuz! Kanseri tetikliyor: Bilmeden her gün tüketiyoruz
Şişelenmiş su kimyasal madde içermez iddiası çürütüldü. Yeni bir çalışma bu çarpıcı gerçeğe daha fazla ışık tuttu. Columbia Üniversitesi ve Rutgers Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, şişelenmiş suyun hayal edilebileceğinden çok daha kötü olduğunu buldu. Araştırmacılar ortalama olarak bir litrede yaklaşık 240.000 tespit edilebilir plastik parçanın bulunduğunu buldu; bu sayı, esas olarak daha büyük boyutlara dayanan önceki tahminlerden 10 ila 100 kat daha fazla.
Daha büyük plastik kalıntıların parçalanması sonucu ortaya çıkan küçük parçacıklar olan nanoplastikler, önemli sağlık tehlikeleri oluşturur. Küçük boyutları biyolojik sistemler tarafından kolayca emilmelerine olanak tanır ve potansiyel toksisiteye yol açar.
Nanoplastikler organ ve dokularda birikerek iltihaplanmaya, oksidatif strese ve hücresel fonksiyonların bozulmasına neden olabilir. Üstelik zararlı kimyasallar taşıyabilir ve patojen taşıyıcısı olarak hareket ederek sağlık risklerini artırabilirler.
Nanoplastiklere maruz kalmanın uzun vadeli etkisi, kardiyovasküler ve solunum sorunlarının yanı sıra bağışıklık ve üreme sistemleri üzerindeki olumsuz etkiler de dahil olmak üzere insan sağlığına yönelik potansiyel etkileriyle giderek artan bir endişe kaynağıdır. Plastik kirliliğini azaltma çabaları, ortaya çıkan bu sağlık tehditlerini ele almak için hayati önem taşıyor.
Columbia Üniversitesi'nden çevre kimyacısı Beizhan Yan, "Daha önce burası sadece karanlık ve haritalandırılmamış bir alandı. Toksisite çalışmaları sadece orada ne olduğunu tahmin ediyordu" dedi.
Araştırmacılar, belirli moleküllerin rezonansa girmesi için ayarlanmış iki eşzamanlı lazerle örneklerin incelenmesini içeren, uyarılmış Raman mikroskobu adı verilen bir teknik kullanarak, ABD'de satılan üç popüler şişelenmiş su markasını test etti (hangilerinin adını vermeyi reddettiler), plastikleri analiz etti boyutu yalnızca 100 nanometreye kadar olan parçacıklar.
Ramanmikroskobu, bir numune hakkında ayrıntılı moleküler bilgi sağlayan, tahribatsız bir görüntüleme tekniğidir. Genellikle lazerden gelen monokromatik ışığın moleküler titreşimlerle etkileşime girerek elastik olmayan saçılımına dayanır.
Gelen ışık numuneyle etkileşime girdiğinde, küçük bir kısım Raman saçılımına maruz kalır ve bu da dalga boyunun değişmesine neden olur.
Bu dalga boyu değişimlerini analiz ederek, bir numune içindeki belirli kimyasal bileşiklerin tanımlanmasına ve görüntülenmesine olanak tanıyan benzersiz moleküler parmak izleri elde edilebilir.
Bu teknik, moleküler yapılar ve bileşimler hakkında ayrıntılı bilgiler sağlama yeteneği nedeniyle kimya, biyoloji ve malzeme bilimi dahil olmak üzere çeşitli alanlarda yaygın olarak kullanılmaktadır.