Toksik bir ilişki içerisinde misiniz? Bu işaretlere dikkat!

Her ilişki kendi içerisinde farklı dinamiklere sahip oluyor, ancak bazı ilişkiler içinden çıkılmaz ve uzlaşılmaz bir hâle gelebiliyor. Toksik olarak adlandırılan bu tip ilişkilerin hemen hepsinde kişilerin hem fiziki hem de zihinsel olarak yıprandıkları görülüyor. Peki, sizin ilişkiniz ne durumda? İşte toksik bir ilişki içerisinde olduğunuzu gösteren 7 işaret... Sağlıklı bağlanma stillerini içermeyen, taraflara zarar vermeye dayalı ilişki türleri toksik olarak adlandırılıyor. Çiftlerin karşılıklı empati ve iyi niyetle yaklaşmadığı, suistimalin açıkça görüldüğü bu ilişki türünde potansiyel pek çok zarar bulunuyor. Sağlıklı varoluş hâlini parçalayan, tükenmişlik sendromuna yol açan toksikliğe, yalnızca romantik ilişkilerde değil, her türlü insan ilişkisinde rastlanabiliyor. Yetişme şekilleri, sosyolojik olaylar, alışagelmiş davranış biçimleri ve çok daha fazlası toksik davranışların oluşumuna neden oluyor. Sağlıklı bir iletişim dili oluşturmak, insan ilişkilerinde başarı elde etmek için ise olabildiğince toksik davranışlardan uzak durulması gerekiyor. Toksik ilişkileri tespit etmenizi sağlayacak belli başlı emarelere de rastlanabiliyor. Bu emareler şu şekilde sıralanıyor: Toksik ilişkilerin pek çoğunda ilk adımı iletişimde yaşanan azalmalar oluşturuyor. Uzun süre konuşmadığınız ama onsuz da olamayacağınızı düşündüğünüz biri oldu mu? Eğer bu soruya yanıtınız evet şeklindeyse toksik bir bağ kurma riskiyle karşı karşıyasınız demektir. İletişimdeki azalmalar, kopukluklar yalnızca ayrılıklar genelinde gerçekleşmiyor. Zaman zaman ilişkilerin yıprandığı, tarafların mümkün olan en az şekilde iletişim kurmaya özen göstererek birbirinden kaçındığı da görülebiliyor. Bu durum, zaman içerisinde ilişkideki paylaşımları azaltacağı için son derece sakıncalı görülüyor. İlişki uzmanları sağlıklı iletişimle her şey çözülür ilkesini benimsese de toksik ilişkiler bu durumun yok sayıldığı bir iletişim dilini doğuruyor. Görüşmekten, yüz yüze gelmekten çekindiğiniz ya da tahammül edemediğiniz o insanla da aranızda toksikleşmiş bir bağ olması kuvvetle muhtemel. İzolasyon, yalnızca romantik ilişkilerde değil, genel olarak insan ilişkilerinin tümünde başvurulan toksik davranışlar arasında sayılıyor. Depresyon, kaygı bozukluğu, sosyal fobi gibi psikolojik rahatsızlıklarla da yakından ilişkilendirilen izolasyon, iletişim kanallarını tıkayarak tarafların sağlıklı iletişim kurmasını engelliyor. Toksik ilişkilerin ve insanların en gizli silahı: manipülasyon! Bir ilişki içerisinde sürekli olarak tek tarafın istekleri yerine getiriliyor ve taraflardan biri sürekli baskı uyguluyorsa sağlıklı bir ilişkiden bahsedilmesi mümkün görülmüyor. Baskı ve manipülasyon, toksik ilişkiye işaret eden en önemli belirtiler arasında yer alıyor. Eğer ki baskı altında hissediyorsanız yahut sürekli karşınızdaki kişiyi tatmin etmeye dayalı bir iletişime sahipseniz toksik bir ilişkide sıkışıp kalmış olabilirsiniz. Bu durumdan kurtulmak ve zinciri kırmak için harekete geçmeniz, ilişkiden en az hasarı alarak kurtulmanızı sağlayacaktır... Karşınızdaki beklenmedik şekilde tepkiler veriyor ve sizi aşırı kıskanıyorsa tehlike çanları çalıyor olabilir. Normalde huyu değildir diyerek tolere ettiğiniz her kıskançlık krizi, ilişkinizin daha da toksikleşmesine neden oluyor. Kıskançlık, genellikle kişilerin güven problemlerinden kaynaklı olarak ortaya çıkıyor. Sağlıklı bir ilişkide güven bağı da en az iletişim kadar kuvvetli oluyor. İlişkinin gidişatını belirlemek ve toksiklikten uzaklaşmak için kıskançlığın temelinde yatan güvensizlik duygusunu gidermek, yapılması gereken ilk hamle olarak öne çıkıyor. Tüm uğraşlara rağmen sorunun çözülemediği durumlarda ise muhakkak bir uzman görüşü almak gerekiyor. Tek taraflı fedakarlık ve iyi niyetin suistimali de toksik bağlanma stilinin belirgin özelliklerinden biri olarak kendini gösteriyor. Bu durum, pek çok kez kişilerin farkında dahi olmadan yaptıkları eylemleri içerebiliyor. Çok basit bir örnek üzerinden incelemek gerekirse; kahve seven bir kişinin sırf karşısındaki kişi çay seviyor diye devamlı çay içmeyi teklif etmesi, karşı tarafın ise bu duruma aldırmaması suistimalin açıkça görülebileceği bir durumu oluşturuyor. Suistimal, bazı zamanlarda kasıtlı olarak da sürdürülebiliyor. Bu durumu tespit etmek için ise yapılabilecek birkaç numara bulunuyor. Örneğin; devamlı fedakarlıkta bulunduğunuzu hissettiğiniz durumlarda karşı tarafı şaşırtmak amaçlı yaptığınızın tam tersini yapmanız veya istemeniz, durumun açığa çıkmasında etkili olabiliyor. Toksik ilişkiler genellikle benlik üzerinde geçici veya kalıcı hasara yol açabiliyor. Kişinin kendini, isteklerini ve ihtiyaçlarını algılayış şeklinde değişimler oluşmasına neden olan toksiklik, ben diyebilme cesaretini kırarak benlik algısında değişimlere yol açıyor. Benlik duygusunda görülen azalma, zaman içerisinde kişilerin depresyon, bunalım, asosyallik, tükenmişlik sendromu gibi psikolojik rahatsızlıklara yakalanma riskini de artırıyor. Toksik bağlar zaman içerisinde ilişki içerisindeki tarafların birbirlerine sözlü veya fiziki saldırılarda bulunmasına da neden olabiliyor. İlişkilerde özellikle cinsellik üzerinden bu tip istismarlara maruz kalınabiliyor.Duygusal anlamda ise merhamet, acıma duyguları kullanılarak karşı taraf üzerinde baskıya dayalı istismarda bulunuluyor. Toksik bir ilişkinin içerisinde olduğumu nasıl anlayacağım? sorusunu kendinize sık sık yöneltiyor olabilirsiniz. Peki, toksik ilişki nasıl anlaşılır?Toksik ilişkiyi anlamak için ilk olarak ilişkiyi objektif bir şekilde değerlendirmek, olaylara çok yönlü bakmak gerekiyor. Bu durumda uzun süreli istismara maruz kalmış, benlik duygusu yok edilmiş şahsın durumu doğru bir şekilde değerlendirmesi mümkün olmayacağı için bir uzman görüşü alması fayda sağlıyor. Toksik bağları anlamak için ilişkideki tarafların sağlıksız ilişkilerin modellendiği bir ortamda bulunup bulunmadığını da incelemek gerekiyor. Özellikle kavgacı ya da iletişimi eksik ailelerde büyüyen kişilerin toksik davranış stillerini normal algıladığı araştırmalarla da destekleniyor.Depresif ruh haline sahip kişilerin yahut benlik saygısı düşük olanların da toksik ilişkileri anlamakta güçlük çektiği görülüyor. Temel olarak incelendiğinde toksik ilişkiyi anlayabilmek için öncelikle kişinin kendi psikolojisini doğru şekilde çözümlediğinden emin olması gerekiyor.