Yaz aylarında talep artıyor! Uzman isim uyardı: Sivilce izlerini, güneş lekelerini geçirmek isterken böbreklerinizden olmayın!

Büşra Eracun Akkaya / Posta.com.tr | Birçok kozmetik ürününün içerisinde yer alan glioksilik asit, özellikle en çok tercih edilen nemlendirici, tonik, peeling, yüz temizleyici, yüz maskesi veya saç bakım ürünlerinde karşımıza çıkabiliyor. Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Nadir Alpay, kontrolsüz kullanımlar hakkında uyardı. Kozmetik ürünlerde karşımıza çıkan glioksilik asidin tanımı yapan Doç. Dr. Nadir Alpay, Glioksilik asit veya oksoasetik asit organik bir bileşiktir. Doğal olarak oluşan ve endüstriyel olarak yararlı olan renksiz bir katıdır. Glioksilik asit doğal haliyle renksiz ve kokusuz bir asittir. Bu asit şeker kamışında, pancarda veya bazı meyvelerde bulunabilir. Glioksilat, bakteri, mantar ve bitki gibi organizmaların yağ asitlerini karbonhidratlara dönüştürmesini sağlayan glioksilat döngüsünün bir ara ürünüdür şeklinde ifade etti. Glioksilik asidin ne amaçla kullanılabileceğini açıklayan Doç. Dr. Nadir Alpay, Yapısı nedeniyle ölü cilt hücrelerinin üst katmanlarının yenilenmesi, güneş kaynaklı lekeleri geçirme, sivilce izlerinden kurtulma ve cilt yaşlanmasını önleme ve yenilemeye yardımcı bir ürün olarak dermatoloji sektöründe kullanılan bir üründür dedi. En çok bulunan malzemelere de değinen Doç. Dr. Nadir Alpay, Tonik, peeling, yüz maskesi, serum, nemlendirici ya da yüz temizleyici gibi cilt bakım ürünlerinin içeriğinde yer alır. Diğer bir taraftan glioksilik asit, özellikle saç ürünlerinde kullanılan bir ham maddedir. Elektriklenmeyi önleyici özelliğinin yanında saç düzleştirici ürünlerinde kullanılır. Tüm kimyasal asit ürünlerinde olduğu gibi glikolik asidin de fazla kullanımı ciltte tahrişe ve istenmeyen yan etkilerin oluşmasına neden olur şeklinde açıkladı. Glioksilik asit içeren maddeler kullanımında uyarıda bulunan Doç. Dr. Nadir Alpay, Bu ürünlerin kontrolsüz ve fazlaca kullanımının vücudumuza zararlı etkileri bulunmaktadır. Ürün ciltten emilerek iki hastalığa yol açma potansiyeli bulunmaktadır. İlki diyabetes mellitüs olarak adlandırılan şeker hastalığına yatkınlığa yol açmasıdır. Burada Glioksilik asitin Tip II diyabette potansiyel bir erken belirteç olduğu düşünülmektedir. Yapılan bir çalışmada, daha sonra Tip II diyabet tanısı konulan hastalarda glioksilat düzeylerinin anlamlı düzeyde arttığı hatta hastalık tanısından 3 yıl öncesine kadar kanda yükseldiği bulunmuştur. Bu durum da glioksilatın erken belirleyici bir belirteç olma potansiyelini ortaya koyuyor. İkinci olarak glioksilik asitin böbrek taşlarının oluşumuna yol açarak böbrek hastalığına sebep olma potansiyelidir. Glioksilik asit böbrek taşlarının önemli bir sebebi olan hiperoksalürinin gelişiminde rol oynar. Glioksilil asit oksalat maddesini arttırarak idrarda kalsiyum oksalat birikmesine ve dolayısıyla böbrek taşlarının oluşmasına olanak tanır dedi. Glioksilik asit içeren ürünler kullanacak olanlaara tavsiyede bulunan Doç. Dr. Nadir Alpay, Sonuç olarak bu tarz olumsuz sonuçlardan kaçınmak için glikolik asit içeren tüm ürünlerin içeriklerinin iyi bilinmesi ve dikkatli bir şekilde kullanılması gereklidir. Bu ürünleri uygulayan kişilerin yetkinliği sorgulanmalı ve bir dermatolog kontrolünde kullanılması gerekir dedi.