Gizem şimdi daha da güçlü

Gizem Akhan'ı, Rus komandolarını, ilk 19 Eylül'de duyduk. Greenpeace'in Arctic Sunrise gemisiyle yola çıkan gönüllü ve gazeteciler, Gazprom'un Kuzey Kutbu'nda sondaj yapacağı platformun yakınlarına kadar gitti.

Amaçları platformun tepesine çıkıp tüm dünyaya şu mesajı vermekti: "Gazprom bu işe son ver, geleceğimizi kirletme".

Ancak bunu yapamadılar. Çünkü Rus sahil güvenlik kuvvetleri ve komandolar, uluslararası sularda gemiye baskın düzenledi. 30 kişi 5 gün boyunca gemide, özgürlüklerinden mahsur kaldı. Sonra mahkeme süreci başladı, korsanlıkla suçlandılar. Gizem ve 30 kişi af ile çıktı. Hepsi bu af kararına karşı. Bunu ilk dile getirenlerden biri de Türkiye'ye dönen Gizem Akhan oldu.

'GELECEĞİMİZ KİRLENİYOR'

Gizem Akhan'ı ilk kez karşımızda gördüğümüzde pek şaşırmadık. Gemi ve mahkemedeki kıyafetlerine benzer giysiler seçmişti. Bunu yapmasının nedeni, kendisini öne çıkarmak istememesi.

Sürekli şu mesajı verdi: "Geleceğimiz kirleniyor, Gazprom ve benzeri kuruluşlar tehlikeli adımlar atıyor."

Rusya’da alıkonan ve geçen hafta Türkiye’ye dönen Gizem Akhan, ''Tahmin edemeyeceğimiz bir şiddetle karşı karşıya kaldık. Ben de bot ekibindeydim. 10 kez ateş açtılar. Botlarımızı bıçakladılar. Gemiye geri döndük. Bir gün sonra maskeli özel tim gemiye indi. Her yeri aradılar. Her şeye el koydular. Bütün elektronik ve kişisel eşyamızı aldılar ve teslim etmediler.

Gizem o sıkıntılı 100 günlük tutukluluk dönemini anlatırken bile güler yüzlüydü.

'SİZ TÜRKİYE'DE HER ŞEYİ AVUKATLA MI YAPIYORSUNUZ?'

Arctic Sunrise geminin limana çekilmesi 5 gün sürdü. Karaya çıktığımızda konsoloslarla görüştük. 24 saat içinde serbest kalırız sandık, ama olmadı. Korsanlık suçlamasıyla ilgili bir belge imzalatmaya kalktılar, avukat yoktu. İtiraz edince 'Siz Türkiye’de her şeyi avukatla mı yapıyorsunuz' diye azarladılar. Ayrıca tercümanın kötü bir İngilizceyle yardımcı olduğunu, ana dilinde savunma yapma talebine yanıt verilmediğini söyledi.

Beni ve birkaç kişiyi Murmansk’tan Apetiti’ye götürdüler. 5 metrekarelik bir hücrede tutuldum. Hücrede yatak, kırık bir klozet ve kamera vardı. Ama biz şanslıydık. Doğalgaz sorunu nedeniyle çok soğuktu, paltoyla yatıyorduk. İletişim sıfırdı. Gardiyanlarla konuşamıyorduk. Kimse bize bir açıklama yapmadı. Avukat yoktu. Tercümanlar bile konuşamıyordu.

Son zamanlarda iyice bunalmıştım. Kalp çarpıntılarım başlamıştı. Tiroidime bakılsın diye talepte bulunduk. Hapishane doktoru beni gördü. Sadece gözüme baktı, nabzımı dinledi 'Yok sende bir şey, götürün' dedi.

'ŞOV YAPTILAR'

Daha sonra Murmansk’tan Saint Petersburg'a nakledildik. Saint Petersburg'da bizim için güya daha iyi koşullar hazırlamışlardı. Bizim kaldığımız hücreler güzelleştirilmişti, camları yenilenmişti, diğerleri kötüydü. Hücrelerin duvarları boyanmıştı. Bence şov amaçlıydı. Uyuşturucu ticaretinden tutuklanan bir kadınla aynı hücrede kaldım.

Hücreyi biri uyuşturucudan diğeri bilmediğim bir nedenden suçlanan iki kişiyle paylaştım. O iki kişi çok gergindi, korkuyordu. Çay içiyoruz mesela, gardiyanın ayak sesini duyduklarında, çay bardaklarını dolaba saklıyorlardı.'' dedi.

Gizem'i tutukluluğu sürece ayakta tutan şey ise çevresinin desteğiydi. İlk zamanlar birkaç yıl tutuklu kalacağını düşünen Gizem insanların desteğini duyunca kendisini daha da güçlü hissetmeye çalıştı.

Özellikle CHP'li vekillerin (CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve Denizli Milletvekili İlhan Cihaner) duruşma salona girerken "Gizem biz buradayız" demesini hiç unutmuyor.

'HUKUK MÜCADELESİ VERECEĞİZ'

Putin’in genel affıyla serbest kalan Gizem ''Biz korsan ya da holigan değiliz. Hakkımızdaki suçlamaların düşmesi için hukuk mücadelesi vereceğiz. Haksızlıklara dur diyeceğim, yine gemiye gideceğim' dedi.

Bu arada Gizem kefaletle serbest bırakıldığı ertesi gün Başbakan Erdoğan Rusya'ya gidip Putin ile görüşmüştü. İkilinin görüşme sonrası düzenlenen basın toplantısında Rusya Devlet Başkanı Putin'in yaptığı esprisini de çok çirkin bulduğunu söyledi. Gizem inadına mesaj vermeye devam etti: "Bu olay beni yıldırmadı güçlendirdi. Ayrıca annem de artık Greenpeace üyesi oldu"

Çiğdem SALTIK

cigdem.saltik@posta.com.tr