Gündem 57 yıldır hiç dokunulmayan İskenderun'u yeniden inşa ettik

57 yıldır hiç dokunulmayan İskenderun'u yeniden inşa ettik

Paylaş
57 yıldır hiç dokunulmayan İskenderun'u yeniden inşa ettik

Sanayisi, işgücü ve mega projeleriyle çehresi değişen İskenderun'un AK Partili Belediye Başkanı Seyfi Dingil, “57 yıldır bu ilçeye dokunulmamıştı, şehri sil baştan inşa ettik” diyor. Feyezan Kanalı projesi ve kentsel dönüşümde iddialı olan Başkan Seyfi Dingil, İskenderun'un Türkiye'ye örnek olacağını söylüyor

RÖPORTAJ: ALEV GÜRSOY CİMİN

alev.gursoy@posta.com.tr

İskenderun CHP’nin kalesiydi. Vatandaşı AK Parti’ye nasıl ikna ettiniz?

Burası benim memleketim. Ben ve ailem yıllardır siyasetin içindeyiz. Ayrıca esnaflıktan dolayı halkın içindeydik. Halkı tanıyor ve bölgenin sorunlarına da hakimseniz başarı kaçınılmaz. Burası küçük yer. Herkes birbirini tanır. 57 yıldan beri devlet, vilayet, o dönemki hükümetler buraya dokunmamış. Arka planda bırakılmış. Buranın büyük projelere ihtiyacı vardı. İskenderun halkı da “yeter artık biz de hakkımızı alalım, hakettiğimiz yere gelelim” dedi. 300 bin nüfusuyla Türkiye’nin 7’nci büyük ekonomisiydi ama ilçede tek proje yoktu. Halk bu yüzden bizi tercih etti.

‘KENTİ 20 YIL İLERİYE GÖTÜRECEĞİZ’

Sizinle birlikte ilçede neler değişti?

Kenti baştan inşa ediyor, dokunulmayan tek nokta bırakmıyoruz. Şehir içi yolları, bağlantı yolları ve alt yapı komple değişti. Her kış elektrik kesilirdi. Hükümetimizden büyük bütçe aldık ve tüm şehrin elektrik kablolarını yerin altına alıyoruz. Kablolu yayına geçiyoruz. Su şebekemiz yenilendi. Tüm alt yapıyı bir iki aya kadar bitireceğiz. Asfalt ve kaldırım ihalesi yaptık.

En geç iki ay sonra asfalta başladıktan sonra bu şehirde bir daha kazma kürek vurdurmayacağız, pırıl pırıl olacak. İskenderun Türkiye’nin en doğal limanı. 15 bin tonluk gemi bile limanımıza yanaşıyor. Bugüne kadar bunları kullanamamışız. 2009’da yine AK Parti’den adaydım. 2 bin oyla kaybetmiştim. 2014’te yine nasip oldu. Halk yıllarca hizmet alamadığı için bizi tercih etti. Hemen işe koyulduk, kenti 20 yıl ileriye götürecek projeler ürettik.

Kentsel dönüşümde ne durumdasınız?

77 hektar, 6 mahallede ilk bölüme başlıyoruz. Kentsel dönüşümle İskenderun güneyin parlayan yıldızı olacak. Şehri yeniden inşa edeceğiz. Kentimizdeki Cumhuriyet, Meydan, Pınarbaşı, Numune, Esentepe ve Modernevler mahalleleri içinde kalan 77 hektarlık alana ilişkin projemizle İskenderun yenilenecek.

‘DÜNYAYA ÖRNEK EKOPARK YAPIYORUZ’

Karayolları arazisi Ekopark’a dönüşüyor. Anlatır mısınız?

Nefis bir proje. Karayollarının yerini Sayın Cumhurbaşkanım İskenderun’a hediye etti. Çok değerli bir yer. Burayı karayollarından almak mümkün değildi. Kendisine şükran borçluyuz. Dünyaya örnek olacak çok önemli bir proje. Buraya Türkiye’nin en büyük eko-botanik parkını yapıyoruz. Sağlıklı yaşam parkı şehrin birçok ihtiyacını karşılayacak.

Bin 500 kişilik kongre merkezi, altı kapalı otopark ve botanik bahçeleri yapıyoruz. İçinde Osmanlı ve Japon bahçesi de gölet de var. Yürüyüş yerleri, çocuk bahçeleri, kafeler de olacak. Akabinde İskenderun’un girişindeki Ziraat bahçesinde projemiz var. Burası 257 dönüm şehrin göbeğinde bir yer. Yine Sayın Cumhurbaşkanım İskenderun halkına hediye etti. Oranın da projeleri çiziliyor. İskenderun’un içinde 57 dönüm karayolları, 253 dönüm Ziraat bahçesini parayla almaya kalksak 3 tane İskenderun’u satsak alamazdık. Nefis bir şey.

SAHİLE BUTİK CAMİ

Şahane bir deniziniz var. Sahille ilgili neler yapıyorsunuz?

57 yıldır dokunulmayan İskenderun’da elbet sahili de revize ediyoruz. Hükümetten izin aldık ve 5 dönüm denizi doldurduk. İçine butik cami yapıyoruz. İstanbul’daki Ortaköy Camisi, Fas’taki İkinci Hasan Camisi gibi butik bir cami. İnşaatı sürüyor.

Yaşlılar, çocuklar ve ihtiyaç sahipleri için nasıl hizmetleriniz var?

Doğumda da ölümde de varız. Bebekler doğduğunda ‘hoş geldin bebek’ diyerek yanlarında oluyoruz. Cenazelerde araç veriyor, her türlü ihtiyacı karşılıyoruz. Gelir gelmez 5 ekip kurduk. Yaşlılarımız için evde bakım hizmetimiz var. Kişisel temizliğinden tutun da ev temizliğine kadar her şeyi yapıyoruz. Bir ekibimizde sağlık memuru var. Evlerine gidip tedavilerini yapıyor. İhtiyaç sahiplerini de tespit ediyor, kimseye muhtaç etmiyoruz.

Hemen yanı başınızda devam eden bir savaş var. İskenderun’da Suriyeli mülteci çok mu?

Hatay’da 430 bin Suriyeli var. Bunun 57 bine yakını İskenderun’da. Reyhanlı ve Yayladağ’daki gibi kampım yok. Burada ev tutmuşlar, esnaflık yapan da var çalışan da. Bu insanlar savaş mağdurları, keyif için burada değiller.

Onlara kendi kültürümüzü, dilimizi öğretmemiz lazım. Eğitim seminerleri, mesleki kurslar açtık. Hep ziyaretlerine gidiyorum. Düzgün çalışmayanı anında alıp sınıra yolluyoruz. Bugüne kadar büyük asayiş problemleri yaşanmadı ama bütçemizi fazlasıyla etkiliyor. Kendi nüfusumun dışında 50 bin kişi yolumu, parkımı, suyumu kullanıyor. Bana 100 tane çöp ya da temizlik elemanı lazımsa bunlar için 150’ye çıkıyorum. Bana bir yük. Bize ekstra bütçe verilmesi lazım.

Büyükşehir Belediye Başkanı ile farklı partilerdensiniz, aranız nasıl?

Lütfü Bey arkadaşım. Hizmet ederken parti içindeki sürtüşmenin hiçbirine girmiyorum. CHP’li olduğu için kendisi siyaset de yapacaktır. Biz de AK Parti olarak yapıyoruz. Şu anda Büyükşehir’den bir liralık bir şey almadım. Tüm projelerimi hükümetten aldım. Diyelim ki sahil dolgu alanı var, yetkimi direkt Çevre Bakanlığı’ndan aldım. Yani Büyükşehir’e hiç bulaşmadım. Bulaşsam zaten geçmezdi.

O da tabi kendine göre siyaset yapıyor. Samimi söylüyorum, sağlam proje varsa CHP’li de olsan Ankara veriyor. CHP’li belediye başkanının projelerinin geçtiğini çok gördüm. Şimdi turizm amaçlı teleferik projesine başlıyoruz. Ulaşım olursa Büyükşehir’e bağlanıyorsun. Turizm olursa ilçeye. Sahilden yukarıda yamaç paraşütü yapılan yerimiz var. Orada radar var. Oraya gidiş gelişli kafesi, mesire alanı, seyir alanlarıyla proje hazırladık. Vatandaş buradan binip, yukarıya çıkacak. Yap-İşlet-Devret ile bu yıl projeyi hayata geçireceğiz. Burada turizm, sanayi iç içe girmiş. Yıllarca ekmek kapısı olarak önü açılmış. İskenderun’a, Osmaniye’ye kadar hepsi ağır sanayidir. Burada daha çok ticari mevzuat hakim olmuş. Bizde 55 banka var. Her bankanın 3 şubesi var.

İşsizlik sorunu var mı?

Diğer illere göre şanslıyız. Sanayi ve liman şehri olmanın avantajlarını yaşıyoruz. Amanos Tüneli açıldığında bırakın işsizliği, dışarıdan işçi alacağız. Ne Çin’de ne Japonya’da böyle bir OSB yok. 5 İskenderun büyüklüğünde bir alan. Bütün Güneydoğu bu projeyi dört gözle bekliyor. Petrol boru hatları buraya geliyor. Çok iddialı bir üniversitemiz var. Bu yıl birinci yaşında. Daha hiçbir ilçede Teknik Üniversite yokken, bizde oldu. Burada sanayi ve teknoloji iç içe. Biz bir pırlantayız, şehrin çehresini değiştiriyoruz. Yeni parklar, meydanlar, bulvarlarla şehir kendini aşacak. Hayat canlanacak.

Yat Limanı ile ilgili bir projeniz vardı, ne oldu?

Balıkçı barınağımızda 120 balıkçımız var. Balıkçılarımıza Madenli’de 8 kilometrelik barınak yaptırdık. Üç ay içinde taşınacaklar. Ardından orayı cazibe merkezi haline getirecek Yat Limanı projesini hayata geçireceğiz. Ataköy Marina gibi. Burası sabaha kadar yaşam merkezi olacak. Kafeler, restoranlarla üniversite de canlanacak. Şu an üniversitede 12 bin talebem var. Ama 30 bine çıkarmam lazım. Böylece şehir esnafı da canlanır.

‘FEYEZAN TÜRKİYE’YE ÖRNEK OLACAK’

En önemli projeleriniz neler?

‘Feyezan Kanalı Projesi’ çok önemli. 20 metre genişliğinde, 5 metre derinliğinde ve 6.5 kilometre uzunluğunda, Çin Seddi gibi muhteşem bir kanalımız var. Bu kanal yüzyıldan beri dolup, taşmıştı. Şehri ikiye bölen bu kanal, pislik ve sinek deryasıydı. Şimdi ıslah ediliyor. 3 etaplı projesini yaptık. Birinci etap bitmek üzere. Ne kadar ilaç sıkarsanız sıkın baş edemiyorsunuz.

Ama bu projeyle İskenderun’un haşere ve sinek meselesi bitiyor. İskenderun’un 100 yıllık kanayan yarası olan bu kanal sadece bir Feyezan Kanalı değil, kentimizin cazibe merkezi, yaşam alanı ve ikinci sahil projesi olacak.

‘TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK DOWN KAFESİNİ YAPTIK’

Projeleriniz epey çok. Sosyal belediyecilikte neler yapıyorsunuz?

İskenderun’da 7 bin bedensel ve zihinsel engellimiz var. Deniz kenarına 3.5 dönüm üzerine nefis bir Down kafesi yaptık. Hatta Türkiye’nin en büyük kafesi diyebilirim. 250 çocuk burada çalışıyor. Önceden bu çocuklar evlerinden çıkamıyordu. Şimdi hem hizmet üretiyorlar hem para kazanıyorlar hem de sosyalleşiyorlar. Ayrıca aileleri de rahatladı. Çocukları 20 yıl Avrupa’ya göndersen, böyle rehabilite olamazlar. Yakında bu kafemizin açılışını yapacağız.

2