Gündem Baz istasyonları sağlam binalara taşınacak

Baz istasyonları sağlam binalara taşınacak

Paylaş
Baz istasyonları sağlam binalara taşınacak

Depremden sonra yeni önlemler almak için koordineli çalışma başlatan GSM şirketleri, İstanbul gibi deprem riski olan illerdeki baz istasyonlarını sağlam binalara taşıyacak. Olası afetlere karşı ‘national roaming’ provası yapılacak. Baz istasyonlarını besleyen enerji hatları ve güç ünitelerinin kapasitesi de gözden geçirilecek.

Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen büyük deprem felaketiyle beraber cep telefonu operatörlerinin hizmetlerinde ilk günlerde önemli aksaklıklar yaşandı. Telefonla sesli konuşma yapılamadı, internet kullanılamadı. Enerji hatlarında yaşanan hasar, baz istasyonlarının çoğunun şehir merkezinde binaların üzerine konumlandırılması ve bu binaların depremlerde yıkılması iletişimde yaşanan sorunlarda başı çekti. Ayrıca, sağlam kalan baz istasyonlarını besleyen güç üniteleri 2-3 saat enerji sağlayabildi. Jeneratörler devreye girse de içindeki yakıt da yine belli bir süre baz istasyonlarına güç sağladı. Ulaşım ve tedarik sorunları nedeniyle binlerce baz istasyonuna yakıt ve akü takviyesi yapılamadı.

Haberin Devamı

YIKILDI VE GÜÇ VERİLEMEDİ

Aynı anda herkesin telefona sarılması, çalışan baz istasyonlarında kapasitenin dolmasına neden oldu. Örneğin mobil tipi baz istasyonları ile apartman üzerindeki baz istasyonları aynı anda 2 bin 400 arama trafiğini kaldırabiliyor. Hiç hasar almayan daha çok şehir dışına kurulan kule tipi baz istasyonlarının kapasitesi de 5-10 bin trafiği kaldırabiliyor. Sonuç itibarıyla asrın afetinde yaşanan bu durum ve İstanbul’da olası depremle ilgili tahminler, kesintisiz iletişim için yeni tedbirleri de gündeme getirdi. Yıkılan baz istasyonlarının tamamının binalar üzerinde olduğunu ve yıkılmayan baz istasyonlarında ise enerji sorunu yaşandığını ifade eden Türk Telekom Üst Yöneticisi (CEO) Ümit Önal, olası depremlere yönelik hazırlıklarla ilgili şu bilgileri verdi:

Haberin Devamı

1400 ÇALIŞAN BÖLGEYE GÖNDERİLDİ

Ümit Önal, ilk gününde gittiği deprem bölgesinde yaşadıklarını ve yaptıkları çalışmaları da anlattı. Bölgede görevli ve ikamet eden iştirak ve dış kaynak çalışanları dahil yaklaşık 3 bin 500 çalışanın afetten doğrudan etkilendiğine dikkati çeken Önal, ilk andan itibaren, mevcut kriz planları kapsamında kriz yönetim merkezleri oluşturduklarını dile getirdi. Önal, “Türkiye’nin her ilinde, her ilçesinde olan bir kurumuz. Yıllar önce oluşturulduğumuz, kriz zamanlarında operasyonun koordinasyonunu yürüten bir birimimiz var. Operasyonel kabiliyetlerimizi bu afette tam kapasite kullandık. AFAD ile koordineli hareket ettik. Birçok ilden ve her kademeden 1400’ü aşan çalışma arkadaşımızla birlikte iletişimi ayağa kaldırmak ve sürekliliğini sağlamak üzere bölgeye gittik. Şu anda deprem öncesi seviyenin üzerinde bir kapasitedeyiz. Diğer operatörlere de destek sağladık” bilgisini verdi.

AFET ZAMANI İÇİN ‘NATIONAL ROAMING’ PROVASI YAPILACAK

Bir afet zamanında GSM şirketlerinin aktif baz istasyonlarını birbirine açmasına ulusal dolaşım (national roaming) deniyor. Depremde bu konu da gündeme geldi. Fakat daha önce testi yapılmadığından o anda yüzde 60-70 seviyesinde olan iletişimi de kilitleyebileceğinden devreye alınmadı.

Haberin Devamı

Bölgeye gönderilen 250 mobil istasyonun da üçüncü günde national roaming yapabildiğini belirten Ümit Önal, “Konunun teknik boyutları ve riskleri var. Bunları afetten önce konuştuk ve gözlemledik. Bu konuya tüm operatörler olarak önümüzdeki dönemde daha yakından eğileceğiz, çok daha büyük bölgelerde kontrollü tatbikatlar yapma gibi yakın vadeye koyduğumuz planlar var” dedi. Önal ayrıca baz istasyonunu besleyecek enerji güçleriyle ilgili de kritik kararlar alınacağını, jeneratör tipleri, yakıt ikmal sistemleri üzerinde çalıştıklarını aktardı.

RİSKLİ OLANLAR TESPİT EDİLECEK

İlk günden itibaren daha yapısal tedbirler almak üzere devlette ilgili düzenleyici kuruluşlar, afet koordinasyon merkezleri dahil, artı operatörler kendi içimizde iletişimi ayakta tutmak için ne yapmak gerektiğini konuşuyoruz. Bunlar arasında şehir içindeki baz istasyonlarının depreme dayanıklı binalara taşınması meselesi de var. Türkiye’deki bütün riskli binaların tespiti için çalışmalar yapıldığını biliyoruz. Sektör olarak bakarsak hepimiz teknoloji şirketiyiz. Sadece biz değil bütün operatör şirketleri hangi baz istasyonunun hangi binada, hangi sokakta olduğunu biliyor. Bunların kesişme noktalarının alınıp buralardaki baz istasyonlarını daha sağlam binalara taşımakla ilgili bir stratejik plan yapılıyor. Ancak altını çizmekte fayda var; bir imar mevzuatı var. Bunun kolaylaştırılması gerekiyor. Bunun kamu hizmeti olduğu bilinciyle yerel yönetimlerin bu konuda bilinçli olması ve zorluk çıkarmaması gerekiyor. Ayrıca kamu binaları depreme dayanıklı yapılar ama mevzuat gereği baz istasyonu kurulamıyor. Başta düzenleyici kuruluş BTK ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olmak üzere kamu kurumlarında AFAD koordinasyonunda bu konularda bir çalışmanın başladığını söyleyebilirim.”

Haberin Devamı