Gündem Begümhan Doğan Faralyalı: 'Bir farkındalık yaratmak istedik'

Begümhan Doğan Faralyalı: 'Bir farkındalık yaratmak istedik'

Paylaş
Begümhan Doğan Faralyalı: 'Bir farkındalık yaratmak istedik'

Ortak Değerler Hareketi’nin ilk konferansında konuşan Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı,  “Çok sevdiğim bir söz var: ‘Değerler birleştirir, dogmatik düşünceler ise böler’. Bu nedenle Ortak Değerler Hareketi’ni başlattık. Değerlerimizi ve müştereklerimizi konuşarak, yeniden keşfederek geleceğe birlikte yürüyebiliriz. Bu sohbet, toplumda iyi niyet ve güven ortamını arttırır diye ümit ediyoruz.” dedi

Ortak Değerler Hareketi’nin ilk konferansı “İşte Değerlerimiz” bugün Begüm Doğan Faralyalı ev sahipliğinde Hilton İstanbul Bosphorus’ta gerçekleştirildi.

Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı'nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen konferansa, Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan'ın eşi Sema Doğan, Hürriyet Gazetesi Yönetim Kurulu üyesi Vuslat Doğan Sabancı, Ahmet Faralyalı, Doğan Holding İcra Kurulu Başkanı Yağmur Şatana, Aydın Doğan Vakfı Yürütme Kurulu Başkanı Candan Fetvacı, Hürriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Çağlar Göğüş, Doğan Haber Ajansı Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi Rıfat Akkaya, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fikret Bila, Hürriyet Yazarları Ertuğrul Özkök, Sedat Ergin, Kanat Atkaya ve Konda Genel Müdürü Bekir Ağırdır, Boyner Holding Yönetim Kurulu üyesi Ümit Boyner, LC Waikiki CEO’su Mustafa Küçük Diyanet İşleri Başkanı eski Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Ömer Aras, İbrahim Betil, Gamze Cizreli,Banu Aksoy Tarakçıoğlu, Banı Vargı Tümay, Suzan Toplusoy, Sinan Öncel, Doğan Cüceloğlu, sanatçılar Nil Karaibrahimgil, Halit Ergenç’in de arasında bulunduğu iş, sanat, akademi ve sivil toplum dünyasından birçok isim katıldı.

'EN ZOR YAŞAM, KENDİNE RAĞMEN BİR YAŞAM'


Toplantının açılış konuşmasını yapan Begümhan Doğan Faralyalı, değerler konusunun zihnini uzun süredir eden bir konu olduğunu ve böyle önemli saygıdeğer katılımcılarla bir araya gelmiş olmaktan dolayı büyük mutluluk duyduğunu ifade etti.

Konuşmasına ortak değerler hareketinin çıkışını ve amacını anlatarak devam eden, “Ortak değerler hareketinin misyonu değerleri yaşamın merkezi yapmak. Sokakta, işte evde ailede değerleri yaşamak, yaşanır yapmak. Böylece düşünce kalıplarının, önyargıların yarattığı duvarları aşarak kim olursak olalım, samimi muhabetlerde buluşabiliriz. Değerlerimizi ve müştereklerimizi keşfederek, geleceğe birlikte yürüyebiliriz.

Bugün dünyada hızla artan depresyonun sebebinin kendinden, özünden kopuk bireyler olduğuna inanıyorum. En zor yaşam, kendine rağmen bir yaşam. Kendi özü ile tanışık olmadan, ailenin, öğretmenin ve toplumun doğruları ile yaşamaya çalışan bireyler, özlerinden kopuk mutsuz bireyler oluyorlar. Pragmatizmin ve kısa dönemli karın her türlü değerin önüne geçtiği bir iş dünyası, liderlerin karar mekanizmalarında değerlerin olmadığı bir iş dünyası, dünyada eşitsizliğin artmasının, kaynakların tükenmesinin, başka bir deyişle çirkinleşen bir dünyanın sebebi.” dedi.



'DEĞERLER BİZİM ÖZÜMÜZ'


Faralyalı konuşmasına şöyle devam etti:

“Dünyada artan savaşların, kutuplaşmanın nedeni yine toplumların değerlerden uzak olması ve yine değerlerden uzak korkuyu manipule etmekte uzman liderlerin yükselişi. İnsanlık korkuya teslim oldukça değerlerinden uzaklaşıyor, özünden uzaklaşıyor. Ya da değerlerinden uzaklaştıkça, korkuya yeniliyor.Bugün yaşanan değerler erozyonuna dur demenin, daha güzel ve daha sürdürülebilir bir dünya ve insanlık için şimdi tam da değerlere sarılmak gerektiğine inanıyorum. Evet değerler bu kadar önemli değerler bizim özümüz, hayatımızın gizli kahramanları; En önemli öz denetim mekanizmamız. Bu insanlar için nasıl böyleyse aslında şirketler ve toplumlar için de aynı.” dedi.


'ÖRNEKLERİ ÇOĞALTMAK MÜMKÜN'


Faralyalı, bu tecrübe ve farkındalığın kendisini bir nevi değer elçisine dönüştürdüğünü söyleyerek, “Elbette değer temelli liderlik sadece Doğan Grubu’na özgü değil veya sadece kriz dönemleri için de değil. Ayrıca konu sadece iş ahlakından ibaret değil. İşin bir de ürün geliştirme ve ticari başarı boyutu var. Örneğin Apple’ın lideri Steve Jobs, marangoz olan babasından, mobilyanın görünmeyen kısımlarını bile şık yapmak gerektiğini öğrenmişti. Jobs’ın benimsediği bu değer, yıllar sonra şeffaf iMac bilgisayarlarda çığır açan, başarılı bir ürün fikrine dönüştü. Benzer bir şekilde İsveçli Ingvar Kamprad’ın tutumlu ve sade yaşam tarzına verdiği değer, onun Ikea gibi markayı yaratmasıyla sonuçlandı. Örnekleri çoğaltmak mümkün. 2015 yılında S&P 500 şirketlerinde yapılan ölçümlemede en iyi şirketlerin değer setlerinin %84’ünü soyut (intangible assets) değerlerden oluşturduğunu görüyoruz. “ dedi.


'TÜRKİYE'DEKİ KUTUPLAŞMA HEPİMİZİN MALUMU'


Bu konuda son yıllarda sayısız araştırmalar yapıldığını ifade eden Faralyalı, “Peki kişilerde ve şirketlerde değerlerin önemi böyle. Toplumlarda nasıl? Toplumlar toplum yapan müşterek değerleri var mı yok mu? Türkiye’deki kutuplaşma hepimizin malumu. Herkesin dilinde. Benim için ortak değerler hareketinin çıkışına sebep olan ikinci farkındalık da bu noktada ortaya çıktı. 2014 yılında Türkiye’de bir kutuplaşma araştırması yayınlandı. Türkiye’de toplumun yüzde 80’i başka bir partiye oy veren bir kişi ile komşu olmak istemediğini, iş yapmak istemediğini ve hatta çocuğunun arkadaş olmasını istemiyordu. Yüzde 80 inanabiliyor musunuz? Ve Türkiye’de karşındakine güvenir misin sorusuna 10 kişiden 9’u hayır diyordu. Senelerce yurt dışında yaşasa da hep Türkiye’ye dönmek istiyorum dememin önemli sebeplerinden biri bizim toprağımıza ve insanımıza ait olduğuna inandığım nice güzellikti.” dedi.

'DEĞERLER BİRLEŞTİRİR'

‘Size şunu sormak istiyorum. Bizim kadar koca bir Aile olan bir toplum var mı?’ diyerek konuşmasına devam eden Faralyalı, “Yoldan geçen her gence evladım diye seslenen, Bu kadar çok teyzemizin, amcamızın olduğu bir ülke, var mı tarlasının kenarında göz hakkı bırakan başka bir ülke. Hakkını helal etmek gibi güzel bir davranış olan başka bir ülke... Bence yok. Bence bizim topraklarımız bir başka ve bizi biz yapan nice güzel değerimiz var. Çok sevdiğim bir söz var: ‘Değerler birleştirir, dogmatik düşünceler ise böler’. Bu nedenle Ortak Değerler hareketini başlattık. Değerlerimizi ve müştereklerimizi konuşarak, yeniden keşfederek geleceğe birlikte yürüyebiliriz. Bu sohbet, toplumda iyi niyet ve güven ortamını arttırır diye ümit ediyoruz.” dedi


'ASLINDA HEPİMİZ AYNI TÜRKİYE'NİN HAYALLERİNİ KURUYORUZ'


Ortak Değerler Hareketi ile aileden okula, ticaretten kültüre kadar her alanda değerleri yeniden keşfetmeyi, korumayı ve geliştirmeyi hedefledikleri vurgulayan Faralyalı, “Toplumdaki her türlü ayrışma, ayrıştırma ve kutuplaşma eğilimini gidermeye yönelik çalışmaları gücümüz yettiğince desteklemek arzusundayız. Peki bugüne kadar neler yapıldı? Projeye ilk Eylül 2016’da Hürriyet’te bir yazı dizisi ile başladık.

Çeşitli alanlardan öne çıkan isimlere “Nedir sahi bizim müştereklerimiz?” sorusunu sorduk ve kaleme almalarını istedik. Bugün yazılarıyla destek olan bir sürü isim burada. Ayrıca projenin önemli bir aşaması da dünyanın birçok ülkesinde yürütülen “Değerler Araştırması” oldu. Türkiye’de yaklaşık 2000 kişi ile yaptık. Araştırmanın detaylarını birazdan size Bekir Ağırdır aktaracak ama benim için en çarpıcı sonucu, toplumda olması arzulanan değerler konusundaki olağanüstü örtüşme. Adalet, saygı, ahlak ve güven, toplumun her kesiminin özlem duyduğu ve merkezi önem atfettiği değerler olarak karşımıza çıkıyor. Araştırma cinsiyeti, eğitim seviyesi, sosyo-ekonomik durumu, etnik kökeni ne olursa olsun herkes için önemli olan değerlerin, ihtiyaçların neredeyse aynı olduğunu ortaya koydu. Yani aslında hepimiz aynı Türkiye’nin hayallerini kuruyoruz.”

'YAPTIRDIĞIMIZ ÇALIŞMALAR BİZİ BOŞA ÇIKARMADI'


Türkiye’nin farklı illerinde gençlerle ve kadınlarla ‘Değer Atölyeleri’ yapmaya başladıklarını söyleyen Faralyalı, “Bu atölyelerde katılımcılarla, önce kendi değerlerimizi keşfetmek üzerine çalışıyoruz. Bunun için sanırım Dünyada’da bir ilk olan “Değer Taşı” adında bir kutu oyunu geliştirdik. Türkiye araştırmasında çıkan ortak değerleri, değerlerin hayatımızdaki yansımalarını ve arzulanan değerleri nasıl canlandıracağımızı konuşuyoruz. Ne mutlu ki hem yaptırdığımız araştırma, hem saha çalışmaları bizi boşa çıkarmadı. Atölyelerde gördüklerimiz deneyimlediklerimiz kalbimizi ısıttı. İstanbul’da, Van’da, Adana’da, İzmir’de, aynı masaya oturmaz sanılan kişilerin, atölye çalışmalarını el ele kol kola tamamladığını gördük. Bu inancımızı ve isteğimizi daha da çoğalttı. Birbirimizi özlediğimizi ve samimi muhabbetlere ihtiyaç duyduğumuzu gösterdi?”


'DEĞERLER KONUSUNDA İŞ DÜNYASINA BÜYÜK ROL DÜŞÜYOR'


Konuşmasının sonunda Data’nın önemine değinen Faralyalı, “ Dünyada biliyorsunuz uzun süre datanın önemini konuştuk. Data veri çok önemli dedik, sonra datayı bilgiye dönüştürdük. Bilgi toplumu olmalıyız dedik. Bunlar doğruydu. Bugünse artık bilgi toplumundan ‘dönüştürücü bilgelik’e geçme zamanı. Bilgi toplumunda bilgelik eksik kalırsa sadece teknolojiyle, etik değerleri korumak mümkün olmayacak. Dolayısıyla bilgi ve teknoloji, ancak değerler sayesinde bilgeliğe dönüşebilir. Son derece kritik bir dönüşümde olduğumuzu düşünüyorum. Hem bireylerin hem de şirketlerin katılımıyla yapılabilecek daha çok şey olduğunu biliyorum. Değerler konusunda, sivil inisiyatiflerin yanında iş dünyasına büyük rol düşüyor. Ne mutlu ki biz, binlerce yıldır değerlerle yoğrulmuş bir toplumuz. Hepimizin bildiği gibi, Diyojen de, Mevlâna da, Yunus Emre de bu toprakların insanları. Ahilik, imece, askıda ekmek ve daha pek çok dayanışma mekanizması bu topraklarda serpildi. Dolayısıyla daha erdemli bir iş dünyası pekâlâ Türkiye'de vücut bulabilir. “

AĞIRDIR: 'BU TOPRAKLARDA HAYAT 10 BİN YILDIR VAR'


Faralya’nın ardından söz alan Konda Genel Müdürü Bekir Ağırdır, Ortak Değerler Hareketi kapsamında gerçekleştirilen 'Türkiye Değerler Araştırması' sonuçlarını değerlendirdi. Ağırdır, "Yüzde 17 insan A partisine oy verenle kız alıp vermem diyor. Başka bir yüzde 17 ise 'B partisine oy veren dünür istemem' diyor. Yüzde 35'de C partisine oy veren ile kız alıp vermek istemiyor. Ama pratik hayatta böyle mi çalışıyorlar, hayır. O belayı evinin içine sokmuyor. Bizim toplumsal bekamızın çimentosu, insanımızın kendince aile hayatının, özel hayatının etrafına açtığı bu yarıklar sayesinde birbirine sarmıyor. Bizim yapmamız gerek bir şey var, yeniden Türkiye'yi düşünmemiz gerekiyor, yeniden yarın sabahki ortak kaderi düşünmemiz gerekiyor. Her şeyden önce bu ülkenin insanlarına, topraklarına güvenmemiz gerekiyor. Meselemiz şu ki; bu topraklarda siyasi gerilimler nedeniyle bazı insanlar tarihi 1071'den başlatıyor, kimi insanlar 1453'den başlatıyor, kimi insanlar da 1923'den... Halbuki hepimiz biliyoruz ki bu topraklarda hayat 10 bin yıldır var" şeklinde konuştu.

'DÜRÜSTLÜK, ÖZÜ SÖZÜ BİR OLMA'


Konferansın açılış konuşmalarının ardından, CNN Türk Program Yapımcısı Şirin Payzın’ın moderatörlüğünde bir panel gerçekleştirildi. Panele; Boyner Holding Yönetim Kurulu üyesi Ümit Boyner, Diyanet İşleri Eski Başkanı Prof. Dr. Bardakoğlu, LC Waikiki CEO’su Mustafa Küçük, Oyuncu Halit Ergenç ve Akademisyen ve Yazar Prof. Dr. Selçuk Şirin konuşmacı olarak katıldı.

Payzın panelin başında konuşmacılara ‘En önemli değeriniz nedir?” sorusunu yöneltti. Bardakoğlu soruya, “Varedilmiş olmamın farkında olmayı önemli bir değer sayıyorum.” dedi. Boyner ise “Benim için en önemli değer vicdan, geceleri iyi uyuyabilmek. Doğruyu yaptığımı doğruyu paylaştığımı bilebilmek. Eğer bu konuda en ufak bir şüphem olursa son derece rahatsız oluyorum.” şeklinde cevapladı. Küçük ise soruya “Dürüstlük özü sözü bir olma” dedi. Ergenç de soruyu “Onu çok düşündüm otururken de daha evvel bir toplantı yaptığımızda da sanırım adalet ve dürüstlük eşit derecede geliyor benim için” cevapladı. Şirin de soruya “Benim içinde hakkaniyet sabahtan akşama bir sürü karar veriyoruz. Çocuklarımızla öğretmen olarak not verirken trafikte ‘geçeyim mi geçmeyelim mi?’ kararı iş dünyasında bu o kararlarda sadece kendimizi değil muhattaplarımızı da düşünüyorsak en büyük kıymetli değer o.” diye cevapladı.

ŞİRİN: 'HERKES ADALET İSTİYOR'


Şirin, Orta Değerler Hareketi’ni değerlerin yeniden markalaştırma hareketi olarak gördüğünü vurgulayarak, “Evrensel olarak yeniden tarif edilmeye pazarlanmaya ihtiyacı var. Herkes adalet istiyor bu talebin toplumsal karşılığı yok. Dünyanın her yerinde ayrıştırıcı söylem kazanıyor tüm seçimlerde. Bunun karşısında ortak değer söylemini bizim topluma anlatmamız lazım. Bu anlamda ben ortak değerler hareketinin bir ekonomik karşılığı olduğunu düşünüyorum. Ortak değerlerin karşılığı toplumsal güvendir. Toplumda kaç kişiye güveniyorsun diye ölçülen veridir. Eğer ortak değerleri yüzde 34 artırırsanız bir ülkenin milli gelirini 1 puan arttırıyorsunuz. Türkiye’de bunu yapmak için 3 tane kriter var, kadınlar işgücüne katılımı, eğitim seviyesinde bir yıllık artış diğeri de bu ortak değerler. Bu üç reformu yaptığında orta gelir tuzağından çıkarız. Bunun ekonomik boyutuyla topluma anlatılması gerekiyor.” dedi.

BOYNER: “KÂR SÜRDÜREBİLİR BİR ŞEY DEĞİLDİR'


Boyner Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner, ekonomik tartışmaların dibinde hep erdem ve karın bir araya gelip araya gelip gelmeyeceğinin tartışılmasının olduğunu ifade ederek, “İş dünyası ve iş yapmanın amacı konuşulduğu zaman genelde kâr etmek akla gelir ama kâr sürdürülebilir bir şey değildir. Eğer belli değerleri iş yapış biçiminizin içine katmazsanız. Ülkeler için de böyle sadece paraya ve maddiyata yönelmiş yönetimler, iş biçimleri, liderler aslında sürekli olamazlar ve fayda yaratmazlar. İş dünyasında da böyle diye düşünüyorum. İşini doğru yapmayan, paydaşlarına adil davranmayan, paydaşlar dediğim zaman müşteriden bahsediyorum, üreticilerden bahsediyorum, ortaklarımız, hissedarlarımız tabii ki çalışanlarımız. Bu ilişki ve değer zincirini doğru yönetmiyorsanız hiçbir şekilde sürdürülebilir kar üreten ve değer yaratan bir müessese olamazsınız.” dedi.


BARDAKOĞLU: ' BİR ARADA YAŞAMA KÜLTÜRÜNE İHTİYAÇ VAR'


Ali Bardakoğlu iş dünyasında ortak değerin din alanından daha kolay olduğunu belirterek “Ahlak niye konuşuluyor, barışı hakkaniyeti adaleti güveni neden çok fazla konuşur olduk. Bu bir soruna işaret ediyor. Topluluğumuzda bir arada yaşama kültürüne, bireysel ve toplumsal ahlakın gelişmesine ihtiyaç var. Din bu konuda bize yardımcı mı oluyor sorun mu çıkarıyor. Aslında sorun dinde değil bizim dini maneviyatı nasıl anladığımızda. Hatta din anahtar teslimi mutluluk gelişmişlik huzur vadetmez insan bunu başaracaktır” dedi.


KÜÇÜK: 'HAYAL ETTİĞİMİZİ YAKALADIK'


Mustafa Küçük ise LCW için işe başlarken bir muhasebe yaptığını ve neleri öne çıkarmak istediğini tarttığını belirtti. Küçük, “Ülkenin dünya markasına ihtiyacı olduğunu ve bunu hedeflemem gerektiğini yazdım. İyi giyinmek herkesin hakkı dedim. Hakkaniyet olsun diye tedarikçiye peşin ödedim. Cesaretli, zorluklara meydan okuyan bir marka istedim. Bir de iddialı olsun diye 2023’te ciro 10 milyar doları geçsin istedim. Tüm bunları yazdık çalışanlarımızla paylaştık. Muhafazakarın da liberalin de gözü yaşlandı. Hayal ettiğimizi yakaladık. Bizim mağazamıza girdiğinizde zaten Türkiye’yi görüyorsunuz.” dedi.


ERGENÇ: 'SİZİ SİZ YAPAN KÖKLERİNİZDİR'


Halit Ergenç de “Özdeğerler her koşulda ne tür kriz olursa olsun sizi siz yapan ve bulunduğunuz yerdeki köklerinizdir ve sizi olduğunuz yerde tutar. İnsan kendi için istediklerini toplumdan beklediklerini önce kendi uygulamalı. Kendi beklediği değerleri kendi uygulamalı kendine dürüst olmalı ve başaramadığı yerde de yardım istemeli. İnsanlar beni model olarak görebiliyorsa benim için büyük bir gurur. Ben ailemde yetiştiğim değerleri kaybetmemeye gayret ettim. Bizim yaptığımız meslek çok fazla inişleri ve çıkışları çok olan bir meslek. Tek bir projeyle tüm Türkiye’nin tanıdığı bir insan haline gelebilirsiniz. Yine tek bir proje ile herkesin sırtını döndüğü bir insan olabilirsiniz. Bu her an gerçekleşebilir. Burada tutunabileceğiniz tek bir şey var. Annenizin babanızın, ailenizin size verdiği değerler. Toplumda çıktığınız yere olan bağlılığınız.” diye konuştu.


PLAKET TAKDİM EDİLDİ


Panelin sonunda Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı, moderatör Payzın ve panelin konuşmacılarına günün anısına plaket takdim etti. Konferans sonunda Faralyalı konuşmalarla birlikte fotoğraf çektirdi.

ORTAK DEĞERLER HAREKETİ NEDİR?


Ortak Değerler Hareketi’nin misyonu, değerleri yaşamın merkezine koymaktır. Ortak Değerler Hareketi, bireysel değerlerimizi keşfederek müşterek yanlarımız etrafında buluşmayı hedefleyen; böylece toplumdaki ayrışma ve kutuplaşma eğilimlerini gidermeye çalışan bir sosyal sorumluluk projesidir. Doğan Holding'in öncülüğünde hayata geçen Ortak Değerler Hareketi, bu konuda araştırmalar yapar; değer odaklı ve müşterek gelişime yönelik projeleri destekler.

Taner YENER-Gülseli KENARLI-Can EROK/İSTANBUL.(DHA)