Giriş
‘Çok büyük bir caydırıcılık’ diyerek anlattı: Gizli koz olarak tutuluyor!
Geçtiğimiz cuma akşamı başarıyla 100 kilometre uzaklıktaki hedefi başarıyla vuran TRG230İHA füzesi yalnızca Türkiye tarihindeki ilk havadan karaya balistik füze olma özelliği taşımıyor. Türkiye savunma sanayisinin ürettiği bu tarz füzeler, Türkiye'nin savunma ve taarruz doktrinini değiştirdiği anlamına mı geliyor? Uzman isimler Posta.com.tr'ye yaptığı açıklamalarda bu füzelerin yanı sıra birçok projenin de gizli koz olarak tutulduğunu belirtti.
Ömer Faruk Ekinci | ABD'nin verdiği F-35 ve F-16 sözlerini tutmaması ve geciktirmesi sebebiyle savunma sanayisinde doktrin değiştiren Türkiye, artık hava savunmasını savaş uçakları üzerinden değil, füzeler üzerinden kurmaya başladı.
Son yıllarda geliştirilen ve araştırmaları devam eden Çakır, Cirit, Nüfus Edici Bomba (NEB) vb. gibi savunma sistemleri ile hava savunmasında uçak bağımlılığını en aza indirmeyi hedefleyen Türkiye, dün bir ilke daha imza attı.
Roketsan'ın ürettiği Türkiye'nin ilk havadan karaya süpersonik füzesi olan TRG230İHA ile 100 kilometre üzerindeki hedef tam isabetle vuruldu.
Roketsan'ın Twitter hesabından, TRG230İHA füzesinin atışına ilişkin paylaşım yapıldı. Yapılan paylaşımda, "Bayraktar'ın Akıncı TİHA'sından ilk atışı yapılan ve Türkiye'nin ilk havadan karaya süpersonik füzesi olan TRG230IHA ile 100 kilometre üzerindeki hedefin tam isabetle vuruldu. Milli mühendislik kabiliyetlerimizle sınırları aşmaya devam ediyoruz" ifadeleri kullanıldı.
SOSYAL MEDYADAN DUYURDULAR
Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar yaptığı paylaşımda, "Bayraktar AKINCI Roketsan'ın geliştirdiği Türkiye’nin ilk süpersonik füzesi TRG230IHA’yla 100 km mesafeden hedefi tam isabet vurdu" dedi.
Baykar Savunma Genel Müdürü Haluk Bayraktar da "Bayraktar AKINCI TİHA ve Roketsan TRG230IHA süpersonik füzesi ülkemizin savunma gücü için çok önemli ve stratejik bir kazanım. Hayırlı olsun..." açıklamasında bulundu.
"GİZLİ KOZ OLARAK TUTULUYOR"
Türkiye'nin son dönemlerde geliştirdiği füze sistemleri ile ilgili Posta.com.tr'ye konuşan Güvenlik ve Strateji Uzmanı Abdullah Ağar, "Bir silah platformunuz var ama silahınız yok. Mesela askeriniz var ama ellerinde kılıç, ok yok. Bunun hiçbir manası yok. Türkiye, ürettiği SİHA'lar ve savaş uçakları için mühimmatı da kendisi üretmeyi sürdürecek" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin son derece önemli bir gelişme sürecinde olduğunu belirten Abdullah Ağar, savunma sanayisinde kendini ispat edebilen nadir ülkelerden biri olduğuna dikkat çekti. Bunun geniş bir zamanda Türkiye'ye karşı yapılan planlar için çok büyük bir caydırıcılık oluşturacağını ifade eden Ağar, bunun yanı sıra gizli koz olarak tutulan birçok projenin de devam ettiğini söyledi.
"KARADAN UZAYA KADAR İLMEK İLMEK DOKUMAK"
Ülkenin savunmasında hava savunma sistemleri, hava taarruz sistemleri, yapay zeka, elektronik harp ve İHA/SİHA'lar konusunda büyük bir atılım gerçekleştirildiğini söyleyen Ağar, bu gelişmelerin savunmayı karadan uzaya kadar ilmek ilmek dokumak anlamına geldiğini belirtti.
Ağar, Türkiye'nin ürettiği Milli Dikey Atım Lançer Sistemi (MİDLAS) ile birlikte karadan atılan füzelerin artık denizden de atılabileceğini söyleyerek bunun oldukça önemli bir gelişme olduğuna dikkat çekti.
"DÜNYANIN EN GÜÇLÜ ORDUSU TÜRK ORDUSUDUR"
Orduların güçlerinin sadece teçhizat ve mühimmattan kaynaklanmadığını söyleyen Ağar, o milletin ruhu, iradesi, kahramanlığı, cesareti ve tarihinden aldığı gücün oldukça önemli olduğunu belirterek bunlara örnek olarak Ukrayna ve Karabağ savaşını örnek gösterdi. Ağar, "Bu açıdan baktığımız zaman dünyanın en güçlü ordusu Türk ordusudur" ifadelerini kullandı.
Öte yandan Kara Kuvvetlerinde kendi kendine yetebilme oranının yüzde 95'lere ulaştığına dikkat çeken Ağar, Hava ve Deniz Kuvvetlerinde bu oranın yüzde 30'larda kaldığını belirterek savunma sanayisinin bu durumu ortadan kaldırmaya çalıştığını belirtti. "Geleceğe hazırlanmak zorundayız" ifadelerini kullanan Ağar, bir takım güçlerin bunu engellemek adına her yolu denediğini ifade etti.
