Gündem 'Yargı kuşatma altına alınıyor'

'Yargı kuşatma altına alınıyor'

Paylaş
'Yargı kuşatma altına alınıyor'

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, yapılmak istenen düzenlemelerle yürütmenin yargıyı kuşatma altına almak istediğini söyledi

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, YARSAV'ın Noterler Birliğinde düzenlediği "Bağımsız Yargı ve Anayasal Düzenlemeler" konulu panelin açılışında konuştu.

Yargıtay olarak yargı bağımsızlığının daha da güçlendirilmesi için kuvvetler ayrılığı, hukuk devleti, hukukun üstünlüğü ilkelerine uygun olarak Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulundan (HSYK) adalet bakanı ve müsteşarın çıkarılmasını, Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulunun HSYK'ya bağlanmasını, HSYK'nın ayrı bina ve bütçesinin olmasını sürekli dile getirdiklerini ve istediklerini anlatan Gerçeker, şöyle konuştu:

"Şimdi görüyoruz ki yapılmak istenilen düzenlemelerle yürütme, yargıyı daha da kuşatma altına almak istemektedir.Yüksek yargı kurumlarına yargı dışından yürütme ve yasama tarafından üye atanması, yargı bağımsızlığıyla bağdaşmayacağı gibi, bugün için gerekliliği ve önceliği bulunmamaktadır.

Yapılmak istenilen düzenlemeler, yargı bağımsızlığını daha da geriye götürecek, özellikle HSYK'nın çalışamaz duruma gelmesine neden olacaktır. Bunun örnekleri, RTÜK ve Rekabet Kurulu gibi üst kurullarda çok açık biçimde görülmektedir.

SAYIŞTAY ÖRNEĞİNİ VERDİ


Sayıştay'da yıllarca parlamentodan üye seçimi yapılamamıştır. HSYK'ya parlamento tarafından üye seçilmesi, bu kurumun siyasallaşmasına neden olacaktır. Kurulda bakan ve müsteşarının olmasının yarattığı sorunlar, istikrarsızlıklar ortada iken bu durum, istikrarsızlığı daha da artıracaktır.

Yüksek mahkemelerle ilk derece mahkemelerinin birbirini tamamlayan, bir bütünün ana unsurunu oluşturan kurumlar olduğu, bizlerin de o hakim ve savcılar içinden seçilerek geldiğimiz, onları da temsil ettiğimiz gerçeği göz ardı edilerek, juristik, oligarşik sistemden, kast sisteminden bahsedilmesi, yargının onur ve saygınlığıyla bağdaşmayan 'al gülüm, ver gülüm' gibi tabirlerin kullanılması, çok üzüntü vericidir.

Adaletin en temel unsurunun tarafsızlık olduğu unutulmamalıdır. Tarafsızlığın da olmazsa olmaz koşulu bağımsızlıktır. Bağımsız olmayan bir yargının tarafsız olması düşünülemez."

“SORUNLAR ÇÖZÜLMEDEN YARGI REFORMUNUN BİR ANLAMI YOK”

Gerçeker, alt yapı sorunları çözülmeden yargı reformu yapmanın bir anlamı olmayacağı görüşünü dile getirerek, yargı bağımsızlığını geriye götürecek düzenlemelerin yaratacağı kargaşa ve sorunların iyi düşünülmesi gerektiğini belirtti.

2