Pazar Postası Hiper bir kadınım asla yorulmam
Paylaş
Hiper bir kadınım asla yorulmam

National Geographic, Eurosport,Nickelodeon gibi pek çok kanalı Türkiye'yle buluşturan Esra Oflaz Güvenkaya, bu kez Lifetime'ınheyecanını yaşıyor. Esra OflazGüvenkaya hem kadın odaklı yeni kanalını, hem demüthiş temposunu anlattı...

RÖPORTAJ: ŞİRİN SEVER
Yeni kanalınız hayırlı olsun, yayın ne zaman başlıyor?
Teşekkürler. 26 Nisan Salı başlıyor.
Lifetime’la yolunuz nasıl kesişti?

Lifetime, dünya üzerinde 150 milyon haneye ulaşan ücretli bir kanal. 3 sene önce Türkiye’de kadın odaklı, tematik eğlence kanalının eksikliğini fark ettiğimde Lifetime’ı gözüme kestirdim.
Televizyonculuk geçmişiniz de var. Neden sıfırdan yeni bir kanal kurmadınız?
Doğru, yapabilirdik. Teknik olanaklarımız da vardı, ama markanın gücüne inandım. Dünya devi A+E’nin Lifetime kanalını getirmek istedim. Onları, kanalın Türkiye’de şifresiz yayın yapması için 2 senede ikna edebildim.
İçerikte neler var?
Öncelikle her sabah bir canlı yayınımız var. Özge Uzun sunacak. Çocuk sağlığı, aile hukuku, spor, sağlık gibi konularda uzman konuklar, psikologlar konuşacak. Ünlülerle aktüel çekimler, reality şovlar, ev dizayn programları, film kuşağı var. Ayrıca kanalın ödüllü formatlarını Türkiye’ye uyarlamaya başladık. Şu anda ekranda olanlardan farklı bir stil programı hazırlıyoruz. İki ünlü isim ve jüri üyeleri olacak. Primetime’dan sonra ailelerin beraber izleyeceği programlar yer alacak. Bunlar suç ve araştırma, dedektiflik, paranormal kuşaklar, rekabete dönük yemek pişirme programları. Amacımız programları Türkleştirmek. Global bir yayın akışını Türk aile yapısına uygun olarak yerelleştirmek.


“Benim evimdeki dadı da evlilik programıyla evlendi”

23 yıllık bir yayıncı olarak ekranları nasıl buluyorsunuz?
Gündüz kuşağı programlarının içeriğine bakarak söyler misiniz, izleniyor mu bunlar gerçekten? Her gün önüme reyting raporları geliyor, görüyorum. Tabii ki izleniyor. Benim kendi evimdeki dadı da, bir evlilik programı sayesinde evlendi. Tarzımız bu olmayacak. Hedef kitlemiz farklı. Gerek izleyiciye, gerek reklamverene daha alternatif bir şey sunmayı planlıyoruz.
TV kanalları kapanıyor, yapımcılar küskün, kriz var. Böyle bir ortamda yeni bir kanalı Türkiye’ye getirmek deli cesareti değil mi?
Evet delilik olabilir (gülüyor)
Niye bu ortamda böyle bir işe girdiniz gerçekten?
Böyle bir kanala izleyici ve reklamveren olarak ihtiyaç olduğunu düşündüm. Evet kriz var ama asıl bizler iş insanları olarak geri çekilirsek, yatırımlar durursa, hiçbir şey yapmazsak, krizleri tetiklemiş oluruz. Hayat durmuyor ki...
Reyting yarışına girecek misiniz?
Reytinglerde olacağız ama ana kanallarla savaşımız yok. Zaten haber programımız yok. Yaşam ve eğlence kanalıyız. O yüzden hedeflerimiz o kadar agresif değil.
Kanalın başında kim var?
Kanalı genel koordinatörümüz Murat Saygı’ya emanet ettik. Onun televizyon geçmişinden ve tecrübelerinden faydalanmak istedik.
“Teklif aldım ama ekran önünde olmayı istemedim”

Medya işine nasıl girdiniz?
25 sene önce, o zaman sadece TRT varken babam bir öngörüde bulundu. Dedi ki, “Türkiye’de televizyon işi patlayacak,çok kanal açılacak. Neden sen ve abin lisans haklarına, program haklarına yatırım yapmıyorsunuz?”
Çok enterasan! Babanızın işi neydi acaba?
Babam inşaatçıydı ama vizyoner bir insandı. Biz de yurt dışından program alıp TRT’ye satarak işe başladık. İlk önce meşhur dizi ‘Cesur ve Güzel’i getirdik.
Ne okudunuz peki?
Ekonomi okudum. York’ta ‘Cesur ve Güzel’in dağıtımını yapan World International isimli şirkette işe başladım. Türkiye’ye dönüp lisans hakları konusunda uzmanlaştım. Sonra gözümü kanallara diktim. MTV, Eurosport’un tetım. Ve MCD olarak şirketleştik.
Şahane bir fiziğiniz var. Ekran önünde olmayı niye istemediniz?
Çok teklif aldım ama iş kadınlığını sevdim. Üniversitede tiyatro yapmıştım. Hatta rahmetli Nejat Uygur’la turneye bile çıkmıştım; ‘Marko Paşa’da başrol oynamıştım. Kanal işini çok sevdim. İnsan çok sevdiği, kalbinin aktığı işi yapmalı.
Bu kadar kanal ve iş derken, sosyalleşmeye, aileye nasıl vakit ayırıyorsunuz peki?
Hiperim ben! Çok zor yorulurum. Her gün 5.45 gibi kalkıp, sporumu yaparım. Sonra ofisler arasında dolaşıyorum. Her şeyim planlı. Gün içinde yorulursam meditasyon yaparım. Kızıma, kocama çok düşkünüm. Bardağın dolu kısmına bakarım. Teveküllü, şükreden biriyimdir.

Haberin Devamı