Siyaset HSYK Başkan Vekili: Düzenleme Anayasa'ya aykırı
Paylaş
HSYK Başkan Vekili: Düzenleme Anayasa'ya aykırı

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkan Vekili Ahmet Hamsici, HSYK'nın yapısında değişiklik öngören düzenleme ile ilgili olarak 66 sayfalık açıklama yaptı. Açıklama HSYK'nın yapısında değişiklik öngören düzenleme Meclis'te görüşülmeden 5 saat önce geldi

Açıklamada ''Kanun değişikliğiyle kurul Adalet Bakanı'na bağlanıyor. Yapılan değişiklik anayasaya ve bağımsız bir kurulun oluşumuna aykırıdır. Teklif, kurul üyelerini Yürütme organına bağımlı hale getirmektedir'' ifadeleri kullanıldı.

İŞTE 66 SAYFALIK AÇIKLAMADAN SATIR BAŞLARI:

* Düzenleme ile Kurul Adalet Bakanlığı’na bağlanıyor.

12 Eylül 2010 Anayasa değişikliği ile birlikte HSYK Adalet Bakanlığından bağımsız, yargının ayrı bir erk olması kuralına uygun bir düzenlemeye kavuşturulmuş iken, yapılmak istenen Kanun değişikliği ile Kurulun fiilen Adalet Bakanına bağlı ve bağımlı, ayrı bir erkten daha çok yürütmenin emir ve gözetimi altında görev yapan bir yapı haline getirilmesi söz konusudur. Bu durum yapılan Anayasa değişikliği ile kurulan bağımsız bir Kurulun oluşumuna aykırıdır.



* Anayasanın Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (Kurul) düzenlendiği ğ. maddesine bakıldığında dikkati çeken ilk husus Kurul’a Adalet Bakanlığı'ndan ve dolayısıyla siyasi iradeden bağımsız ayrı özerk bir irade verilmesinin amaçlandığı ve tüm maddenin bu temel amaçtan hareketle düzenlendiğidir. Nitekim bu amaç ğ. maddenin ilk fıkrasında 'Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar' denilerek tereddüde yer bırakmayacak açıklıkta ifade edilmiş ve Kurul’un organizasyon yapısı ve işleyişine ilişkin tüm kuralların klasik bir kamu kurumundan farklı olarak "mahkemelerin bağımsızlığı'' ve "hakimlik teminatı" ilkelerine uygun olması gerektiği belirtilmiştir. Madde metni bütünüyle incelendiğinde; anayasa koyucunun öncelikle Kurulu, yerine getirdiği hassas fonksiyon nedeniyle, klasik bir kamu kurumu olarak görmediği ve olağan bürokratik hiyerarşiden ayırdığı, ardından da Kurula Adalet Bakanlığı ve siyasi iradeden bağımsız kendi inisiyatifi ile kullanabileceği özerk bir irade tanımayı amaçladığı görülmektedir.

MEVCUT TEKLİF, AVRUPA YARGI KURULLARI AĞI (ENCJ) RAPORLARI) AYKIRILIK TEŞKİL ETMEKTEDİR

* Mevcut Teklifteki düzenlemelerin birçoğu, yüksek yargı kurumlarının oluşumuna ilişkin kural ve ilkelerin yer aldığı uluslararası belge ve raporlara (Venedik Kriterleri, İlerleme ve İstişari Ziyaret Raporları, Avrupa H?kimleri Danışma Konseyi (CCJE, 10/2007 Sayılı Görüşü), Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin H?kimlerin Bağımsızlığı, Verimliliği ve Rolü Hakkında 94/12 Nolu Tavsiye Kararı, Avrupa Yargı Kurulları Ağı (ENCJ) Raporları) aykırılık teşkil etmektedir

* Öncelikli olarak anayasa referandumu ile değişen HSYK’nın Venedik kriterlerine göre değiştirilmesi Avrupa Konseyi Bakanlar Konseyi kriterlerine aykırılık teşkil etmektedir.

* Teklifteki düzenlemeler Adalet Bakanlığı ve Müsteşarı hakkında söylenen ve yazılan ulusal ve uluslararası hususlara tamamen aykırıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı'nın Daire Başkanı olması söz konusu değildi.

* Söz konusu değişiklikle dönüştürme ve siyasallaştırma açıkça görülmektedir. Adalet Bakanı ve Müsteşarı'nın HSYK’da yer almasının daha önce yapılan açıklamalara terstir.

* HSYK’nın yargı bağımsızlığı açısından önemli unsur olan etkin itiraz sistemini ortadan kaldırmaktadır.

* Adalet Bakanlığı kurul üzerinde böyle bir yetkiye sahip olması, kurul üyelerinin yürütme organına bağlı hale getirecektir.

* Kurul'da görev yapacak müfettişler hakimler, genel sekreter yardımcıları, teftiş kurulu adayların belirlenmesinde yetki Adalet Bakanlığı’na bırakıldığından, HSYK’nın bağımsızlığını ortadan kaldıran bir düzenlemedir.

TEKLİF METNİNDE DÖNÜŞTÜRME/SİYASALLAŞTIRMA’ ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE GÖRÜLEBİLMEKTEDİR

* Teklifle HSYK’nın siyasallaştırılmaya çalışıldığı açıkça görülmektedir.

Anayasa koyucu bu amaçtan hareketle ilgili maddenin ilk fıkrasında, Kurulun organizasyon yapısı ve işleyişine ilişkin yapılacak düzenlemelerin "mahkemelerin bağımsızlığı" ve "hakimlik teminatı" ilkeleri çerçevesinde yapılacağını belirterek Meclisin sahip olduğu takdir yetkisini bu ilkeler ile sınırlamış ve bu anlamda Kurulun özerk iradesinin varlığını anayasal güvenceye kavuşturmuştur. Bu sebeple Kurulun organizasyon yapısı ve işleyişine ilişkin tüm kuralların ihdasında Meclis’in kullanabileceği takdir yetkisi, klasik kamu kurumlarının organizasyon yapısı ve işleyişine ilişkin kullanılabilecek olağan takdir yetkisinden farklıdır/farklı olmak zorundadır, zira bu farklılığın gerekliliği ilgili maddenin ilk fıkrasında "mahkemelerin bağımsızlığı'' ve "hakimlik teminatı" ilkelerine atıf yapılarak açık bir şekilde ifade edilmiştir. Bu noktada Anayasanın ğ. maddenin son fıkrasında Meclis’e tanınan, kurul üyelerinin seçimini, dairelerin oluşumunu ve işbölümünü, Kurulun ve dairelerin görevlerini, toplantı ve karar yeter sayılarını, çalışma usul ve esaslarını, dairelerin karar ve işlemlerine karşı yapılacak itirazları ve bunların incelenmesi usulü ile Genel Sekreterliğin kuruluş ve görevlerini kanunla düzenleyebilme yetkisi, tamamen sınırlı bir yetki olup ancak ilk fıkrada belirtilen "mahkemelerin bağımsızlığı'' ve "hakimlik teminatı" ilkeleri çerçevesinde kullanılabilecek bir yetkiyi ifade etmektedir. Oysa Meclis’e sunulan teklif metni incelendiğinde; Kurul’un organizasyon yapısı ve işleyişine ilişkin düzenlemelerde ğ. madde uyarınca riayet edilmesi gereken "mahkemelerin bağımsızlığı" ve "hakimlik teminatı" ilkeleri hiçe sayılmış ve bir yandan Kurul adeta Adalet Bakanının emrinde, Bakanın iradesi dışında irade kullanamayan sıradan klasik bir kamu kurumuna dönüştürülürken, diğer taraftan seçimle gelen üyeler de Bakanın emrinde, Bakanın izni dışında karar alamayacak konuma getirilmiştir. Teklif metninde öngörülen aşağıda belirtilen değişikliklerin büyük bölümünde "dönüştürme/siyasallaştırma" çok açık bir şekilde görülebilmektedir. Buna göre belirtilen düzenlemelerin Anayasa’nın ğ.ncu maddesi ile 2 nci maddesinde ifadesini bulan ’hukuk devleti’ ilkesine aykırılık teşkil ettiği değerlendirilmektedir.

ANAYASAYA AYKIRILIK TEŞKİL EDECEKTİR

* Düzenleme Anayasa’nın hukuk devleti ilkesine aykırıdır.
Anayasa’nın 138. maddesine göre hakimler görevlerinde bağımsızdırlar. Doğrudan ve dolaylı olarak Kurul üzerinden h?kim bağımsızlığına ve tarafsızlığına yönelik getirilecek düzenlemeler, bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesi ile çelişecek ve Anayasaya aykırılık teşkil edecektir

KUVVETLER AYRILIĞI PRENSİBİNE AYKIRILIK TEŞKİL ETTİĞİ AÇIKTIR

* Anayasamızda kuvvetler ayrılığı esası benimsenmiştir. Teklifte yer alan düzenlemeler incelendiğinde yargıya ilişkin en temel ve önemli yetkilerin doğrudan veya dolaylı olarak Kurul Başkanı sıfatıyla Adalet Bakanı’na verilmiş olduğu görülmektedir. Bu durumun da yargı bağımsızlığına, kuvvetler ayrılığına ve HSYK’nın mahkemelerin bağımsızlığı ile hakimlik ve savcılık teminatı esaslarına göre hareket etmesi prensibine aykırılık teşkil ettiği açıktır.

* Teklif kurul üyelerini yürütme organına bağımlı hale getirmektedir.

TEKLİFTE ÖZELLİKLE BAKANIN YETKİLERİ OLAĞANÜSTÜ BİR ŞEKİLDE ARTTIRILMIŞ

* Teklifteki düzenlemeler ayrıca Adalet Bakanı ve Müsteşarı hakkında söylenen ve yazılan ulusal ve uluslararası raporlarda ifade edilen hususlara da tamamen aykırıdır. Bu raporlarda Bakan ve Müsteşarın yetkilerinin sınırlandırılması hatta kaldırılması tavsiye edilirken, bunun aksine Teklifte özellikle Bakanın yetkileri olağanüstü bir şekilde arttırılmış, tartışmasız şekilde Kurulda tek otorite haline getirilmiştir

* Kurulun bağımsızlığını ortadan kaldırmaktadır.

Haberin Devamı