Hürriyet yazarları Uğur Meleke, Kenan Başaran, Rüştü Reçber ve Mehmet Yılmaz Süper Lig'de dün oynanan Fenerbahçe - Beşiktaş derbisini değerlendirdi. UĞUR MELEKEKALİTE: 3 DİSİPLİN: 1 Bu maç, sadece iki farklı takımın değil, iki farklı felsefenin de kapışmasıydı. Şenol Güneş’in Beşiktaş’ının sihrini ortaya koyması için topa ihtiyacı var, hücum sürekliliğine ihtiyacı var, bireysel kaliteye ihtiyacı var. Kocaman’ın Fenerbahçe’si ise topsuz oyunda fırsat arayan, bütüncüllük ilkesi üstüne kurulu, bireysel kaliteyi ilk sıraya koymayan, kolektif kalite odaklı bir takım. Dün geceki maçı iki perdeye bölmek gerek: Birinci perdede yani ilk yarım saatte işler Kocaman’ın istediği gibi gitti. Kompakt duran, hücum presle kritik toplar kazanan ve golü de bulan taraf Fenerbahçe’ydi. 30’dan sonraysa maçın ikinci perdesi başladı; Güneş, Medel’i stopere kaydırıp geriden çıkış kalitesini artırdı, Babel’i de ikinci santrfor rolüne alıp orta sahadaki sıkışıklığı rahatlattı. Zira merkezde Medel-Atiba-Tolgay 500-600 metrekareye sıkışmış, bir alan paylaşımı krizi yaşıyorlardı. Beşiktaşlıların sanırım son 2 sezondaki en büyük yanılgıları, Talisca’yı “10 numara” sanmaları. Hayır, Talisca “10 numara” değil, ikinci santrfor. Yani Beşiktaş iki senedir 4-2-3-1 değil, 4-4-2 oynuyor. O yüzden Talisca’nın muadili bir merkez oyuncu değil, bir santrfor olmalıydı. 30’dan sonra Güneş takımını çift santrfora döndürerek, galibiyetin fitilini ateşleyen doğru kararı da almış oldu aslında. Kocaman, bir maç önü taktik hazırlık ustası. Takım bütünlüğü, oyun disiplini ve şablon futbolu uzmanı. Ancak ısrarla gözden kaçırdığı bir detay var: İyi futbol, iyi futbolcuyla oynanır. Büyük antrenör, inandığı şablona ve disipline, kaliteli futbolcuları uydurabilen antrenördür. İtaatkâr ve vasat 11 adamla kusursuz bir disiplinle oynayabilirsiniz ama futbolda tabelayı genelde kaliteliler belirler, vasatlar değil. RÜŞTÜ REÇBER Derbi maç şüphesiz her iki takım için önemliydi. Ancak Fenerbahçe’nin 3 puan gerisinde bulunan Beşiktaş açısından daha kritikti. Hafta içindeki Şampiyonlar Ligi maçında alınan ağır mağlubiyet ve yorgunluk sonrası siyah beyazlıların nasıl bir futbol sergileyeceği merak konusuydu. Maç başladığında ilk 20 dakika Bayern Münih maçının izlerini gördük. Bu sırada bir de gol yemeleri Beşiktaşlı futbolcuların morallerini bozdu. Tabii Fenerbahçe Vodafone Park’a mağlup olmamaya gelmişti. Sarı lacivertlilerin oyun anlayışı bu felsefe üzerine kurulmuştu. Buldukları erken gol aslında işlerini bir nebze kolaylaştırdı. Şenol Güneş’in oyun esnasında oyuncularının yerlerini değiştirerek risk alması Beşiktaş’ın daha etkili futbol oynamasında büyük rol oynadı. İlk yarının son bölümlerinde Beşiktaş öyle bir baskı kurdu ki, pozisyon üretemese de maçı çevirmek için her yolu deneyeceğini gösterdi. İkinci yarıda bu rüzgarı devam ettiren Beşiktaş, özellikle Quaesma'nın olduğu kanattan çok etkili geldi. Aykut Kocaman Beşiktaş’ın zihinsel anlamda oyundan düşeceğini hesaplayarak hamle yapmadı. Ama Beşiktaşlılar galibiyeti çok istiyordu. Sahadaki mücadeleleriyle bunu herkese gösterdiler ve Aykut hocayı yanılttılar. Şenol hoca dün akşamki hamleleriyle maça damgasını vurdu. Yaptığı her değişiklikten olumlu şekilde geri döndü ve Beşiktaş oynadığı baskılı futbolun karşılığını galibiyetle aldı. Vodafone Park’taki lig maçlarında yenilmezliğini sürdüren siyah beyazlılar aynı zamanda, “Şampiyonluk yarışında ben de varım” dedi. MEHMET Y. YILDIZMaç, bir haftadır spor sayfalarında yazılıp çizildiği gibi başladı. Fenerbahçe, rakip yarı alanda ve orta sahada sıkı bir baskı yaptı, kaptığı toplarla rakip kaleye hızla gitmek istedi. Bu oyunun sonuç vermesi de sürpriz olmazdı, ikinci denemelerinde kapılan top Isla-Dirar trafiğiyle Giuliano’ya çıkartıldı ama Fabri golün Fernandao tarafından atılmasına izin verdi. Bu oyun maçın ilk 25 dakikası dolduğunda ikinci bir golü üretemediyse bu biraz da şans ile açıklanabilir; Fernandao’nun uzak direkte topu direğin dibinden dışarı yollamasından söz ediyorum! 25 dakika sonra roller değişti, rakibi Fenerbahçe’nin oyun alanını daraltıp, baskıyla topa sahip olma çabasına Beşiktaş iyi yanıt verdi. Bu oyun Fenerbahçe’nin “en az isabetli pas ile oynadığı ilk yarı” olarak lig tarihine geçmiş oldu. Baskıyla ikinci topları kazanan ve atağa çıkmaya çalışan bu kez Beşiktaş oldu ve ikinci yarı boyunca da tablo değişmedi. ŞAPKA ÇIKARTTIK kazanışı izlemeye değerdi. Ama ikinci yarıda öyle güzel bir gol attı ki biz şapka çıkarttık, Aykut Kocaman da Valbuena inadından vazgeçmek zorunda kaldı ve “hamle” yaptı! Bu “hamle” için neden mağlup durumla düşmeyi bekledi?Bu tür oyunlarda oyunu değiştirmek için şapkadan tavşan çıkaracak oyuncular lazım: Quaresma gibi. Kocaman, Alper yerine Valbuena’yı düşünseydi, golden önceki Fenerbahçe hızlı atağı Alper yerine Valbuena ile yapılmış olsaydı, durum değişir miydi? Belki. Denemeye değer miydi? Değerdi! Kocaman, kendi inadına yenildi. KENAN BAŞARANGÜNEŞ, KOCAMAN'I BÜKTÜ F.Bahçe, Başakşehir taktiğiyle oyuna başladı. Tam saha pres ve önde baskı. Sorular çalıştığı yerden gelse de Beşiktaş’ın doğru cevapları vermesi için 30 dakikanın geçmesi gerekti. İlk yarım saat top, sürekli Vida-Medel-Atiba üçgeninde dolaştı. Tolgay da bu bölümde topu iyi kullanamadı. Buna karşın F.Bahçe golü bariz ofsayttan buldu. Tarık Ongun için ayıplı bir pozisyon oldu. Çünkü mevzu kaç santim ofsayt falan olduğu değildi. Top ayaktan çıktığı anda iki Beşiktaşlı olmalıydı oysa Vida tek başınaydı. Yani Ongun, ofsaytın A,B,C’sini bilmiyor daha! Diğer yandan F.Bahçeliler, golü Beşiktaş’ın çıkarken kaptırdığı toplardan da bulabilirdi ama yavaş ve beceriksizdiler.Beşiktaş, Gönül-Quaresma ayağıyla kanadı işler kılınca devrenin son 15 dakikasında F.Bahçe’nin planını çözdü İkinci devreye Güneş, saha yerleşiminde değişiklikle başladı. Adriano sol açığa geçerken Babel-Love ile çift forvet oynamaya başladı. Beraberliğin erken bulunmasının da moraliyle ikinci devre siyah-beyaz metal fırtına izledik. Vida’yı çıkarıp Negredo’yu oyuna alan Güneş, kendisine ‘korkak’ diyenlere de “Neredesiniz” dercesine meydan okudu. Ve Negredo, Quaresma’ya yaptığı asistle sezon başından beri bu anlamda yaptığım övgüye değer olduğunu gösterdi.Fenerbahçe, ikinci devre sadece bir pozisyon buldu. Tolgay’ın da devreye girmesiyle Beşiktaş, Fenerbahçe’yi sahadan sildi. Aykut Kocaman, “Rakipleri bükeceğiz” demişti ancak dün ilk yarının son 15 dakikasından itibaren tam tersi oldu. Güneş, yaptığı müdahalelerle açıkçası oyun olarak Kocaman’ı büktü. Ki bu Beşiktaş, 75 dakika 10 kişi oynadığı ve 5 gol yediği Bayern deplasmanından gelmişti. Bugüne kadar son vuruşlarıyla çok eleştirdiğim Quaresma, ayağı düzgün olduğunda hemşehrisi Ronaldo’yu bile kıskandırabileceğini de gösterdi. Beşiktaş, dün akşam “Beyler ben geldim” dedi.