Magazin Aşıkken daha iyi bir insan oluyorum

Aşıkken daha iyi bir insan oluyorum

Paylaş
Aşıkken daha iyi bir insan oluyorum

Onu ekranda ilk kez ‘Bodrum Masalı’nda izledik. Ardından hep iddialı projelerde ve rollerde çıktı karşımıza. 20 Ekim’de vizyona girecek ‘Serçenin Gözyaşı’nda güçlü bir kadın karakteri olarak izleyeceğiz. Güler yüzlü, konuşkan ve kendi ifadesiyle tam bir mantık insanı. “Üzüldüğüm yerde hemen mantığım devreye girer ve orayı terk ederim” diyor. Ezgi Şenler’le Sofitel Taksim’de buluştuk.

Yeni filminiz ‘Serçenin Gözyaşı’ vizyon için gün sayıyor. Nasıl hissediyorsunuz?

Haberin Devamı

Çok heyecanlıyım. Senaryoyu ilk okuduğum zaman çok etkilenmiştim. Kadına şiddete dur dediğimiz bir iş ve bu projenin içinde yer almak için can attım. Henüz diğer oyuncuların kim olduğunu bile bilmiyordum.

En çok neyden etkilendiniz bu hikayede ve Nilüfer’in karakterinde?

Bugüne kadar hep güçlü kadınları oynadım. Şansıma da biraz öyle denk geldi. Ezgi olarak da ben güçlüyümdür. Nilüfer 70’lerde yaşayan, okuyan, köyde doğup büyümüş bir genç kız. Hayat çok normal akışındayken, bir gece başına bir olay geliyor ve hayatı kararıyor. Sonrasında hikaye bir mücadele hikayesine evriliyor. Mücadeleci bir ruh Nilüfer. O yanını çok sevdim.

ERKEK ÇOCUKLARINI POHPOHLAYARAK BÜYÜTMEYİ BIRAKMAK GEREKİYOR

Film temelde kadına yönelik şiddeti konu alıyor. Sizce artan şiddet eğiliminin altında neler var?

Haberin Devamı

Travmalara bağlıyorum ve kuşaktan kuşağa aktarıldığını düşünüyorum. Aile evinde insan ne görürse onu taşıyor. Bazıları travmalarının farkında bile değil ve aile evinde ne gördüyse ileride onu kendi çevresine aktarıyor. Bir de ailelerin erkek çocuklarını neredeyse bir dokunulmazlıkla büyütmesi durumu var. “Erkekler ağlamaz, sen erkeksin, yaparsın” şeklinde büyütülüyor tüm erkekler. Erkek çocuklarını pohpohlayarak büyütmeyi bırakmak gerekiyor en başta.

BANA ‘BURNUNU YAPTIR’ DİYEN AYNAYA BAKMALI VE KENDİ BURNUNU YAPTIRMALI

İş hayatınızda ya da özel hayatınızda psikolojik, sözlü ya da fiziksel şiddete maruz kaldınız mı hiç?

Fiziksel şiddete maruz kalmadım, uygulamadım da. Ailemde de hiç görmedim. Ama günümüzde sadece kadınlar olarak değil insanlar olarak psikolojik şiddete mutlaka maruz kalıyoruz. Sosyal medyada bile böyle. Geçen gün bana bir yorum geldi mesela, “Burnunu yaptır, kaşını aldır” diyor.

Ve bunu söyleyen, bunun şiddet olduğunun farkında bile değil, değil mi?

Aynen öyle. Ben böyle mutluyum. Ben Ezgi’yim ve böyleyim. İnsanlar kendi rahatsızlıklarını sosyal medya üzerinden başkalarına kusuyorlar. İçlerindeki kızgınlığı, memnuniyetsizliği dışarıya bu şekilde yansıtıyorlar.

SEVİLMEK, BEĞENİLMEK ÇOK GÜZEL AMA FİZİKSEL TEMASTAN HOŞLANMIYORUM

Haberin Devamı

Yaptığınız işin güzel yanları malum. Zorluklarını nasıl anlatırsınız?

Çok göz önünde olduğumuzu bilerek bu işe giriyoruz. Bununla hiç sorunum yok. Zaten bunu bilerek bu işi seçiyoruz ve çok hoşuma gidiyor tabii beğenilmek, sevilmek… Ama fiziksel temastan çok hoşlanmıyorum. Yanıma gelip sarılmak isteyenler oluyor. Geçen gün bir yerde bir hanımefendi sevgisini cimcikleyerek gösterdi mesela. İki gün kolum mor gezdim. Tabii ki bu ilgiyi seviyorum ve memnunum ama fiziksel, izinsiz temasta bulunulmasından hoşlanmıyorum.

Genellikle mantığınızla mı yol alırsınız yoksa duygularınızla mı?

Ben mantık insanıyım. Bir tek aşk konusunda kendimi bırakarak yaşarım ama baktım orada da zarar görüyorum, hemen mantığım devreye girer yine ve oradan uzaklaşırım. Üzüldüğüm yerde durmuyorum ben. İnsan ne yaşarsa yaşasın önce kendini düşünmeli.

Çoğu insan da bu anlayışın insanları giderek bencilleştirdiğini düşünüyor. Siz buna katılmıyorsunuz o zaman?

Ben şöyle düşünüyorum; önce ben iyi olmalıyım ki çevremi de iyi edebileyim. Ben mutsuzsam çevrem de mutsuz olur. Mutsuz muyum bir ilişkide, önce ‘ben’ derim yine evet; karşı tarafın beni üzmesine izin vermem. İstediğim kadar çok güçlü duygularım olsun. Eni sonu her şey geçiyor. Ölüm var ya sonunda bu hayatta. O duyguyla bile yaşamayı öğreniyor insan. Neticede bir kez geliyoruz dünyaya ve hiçbir şey kendimizden önemli değil.

Haberin Devamı

BENİMLE ARKADAŞ OLMAK SEVGİLİ OLMAKTAN DAHA KOLAYDIR

Aşkın hayattaki en güçlü duygu olduğuna inananlardan mısınız?

Aşık olunca ben daha iyi bir insan olduğumu düşünüyorum. Daha iyimser oluyorum. Onun sesini duyduğumda sakinleşiyorum. Dünyaya bakışım değişiyor, motive oluyorum. Ama dönem dönem değişir bu. Geçtiğimiz yıl halamı kaybettim. Yas duygusu şu an içimde en güçlü duygu.

İyi bir arkadaş, iyi bir sevgili, hangisinde daha iyisiniz sizce?

Arkadaşlıkta daha iyiyim çünkü sevgililikte işin içine yoğun duygular girdiği için mantıklı düşünemediğim, fevri tepkiler verdiğim oluyor. Ama uyumlu bir insan olduğumu düşünüyorum.

Haberin Devamı

Kıskançlıklarınız var mıdır?

Kıskanç bir insanım. Menajerimden aileme, kuzenlerime kadar sevdiğim herkesi kıskanırım. Kedim benden çok babamı seviyor. Buna sinir oluyorum . (Gülüyor) Ama zarar veren bir kıskançlık değildir benimki. Tatlı bir dozu var.

BURAY İLE ZITLIKLARIMIZDAN ÇOK ETKİLENDİM O MACERAPEREST, BEN EVCİMENİM

Mesleğinizi bir yana koyarsak, özel hayatınızda sizi en çok mutlu eden, motive eden şey ne?

Erkek arkadaşım Buray, ailem, sevdiklerimin yanında olmak. Çok sevdiğim bir kedim var. Onunla vakit geçirmeye bayılıyorum.

Beş aydır birliktesiniz Buray ile. İlişkiye başlarken en çok neyinden etkilenmiştiniz?

Zıtlıklarımızdan etkilendim galiba. Çok maceraperest bir insan. Ben daha evcimenimdir. Konfor alanımı severim. Buray tam tersi, tam bir özgür ruh. Ben böcekten bile rahatsız olurum mesela. Buray gider, doğada kamp yapar. Bayılır doğaya, maceraya. Bunun yanında tabii ki zekası ve işindeki başarısı. En önemlisi de iyi insan olması.

Peki, Buray şarkılarındaki kadar romantik bir insan mı?

Romantik. İkimiz de romantik insanlarız ilişkide. Bazen romantik bir durum olduğunda, “Ne oluyor ya?” deyip şakaya vuruyoruz. İyi gidiyor, aramızda o dengeyi kurduk. Umarım böyle devam eder.

70 YAŞINDAKİ EZGİ’YE ‘HÂLÂ İNATÇI MISIN?’ DIYE SORARDIM

Kendinizin yakın arkadaşı olsanız Ezgi’nin neyine tahammül etmekte zorlanırdınız?

İnadına ve sabırsızlığına tahammül etmekte zorlanırdım.

Ezgi’nin 70 yaşına bir mektup yazacak olsanız söze nasıl başlar ve onunla ilgili en çok neyi merak ederdiniz?

Hâlâ inatçı mısın ve her şeyi çok kafana takmamayı öğrenebildin mi diye sorardım.