Magazin Brad Pitt gibi yakışıklı değilim ama ondan çok daha iyi oyuncuyum

Brad Pitt gibi yakışıklı değilim ama ondan çok daha iyi oyuncuyum

Paylaş
Brad Pitt gibi yakışıklı değilim ama ondan çok daha iyi oyuncuyum

İlker Aksum hem iyi hem de kötü adam rollerinin altından kalkıyor. "Erol Taş da olurum, Tarık Akan da. Brad Pitt gibi yakışıklı değilim. Oyunculukta iddialıyım" deyip sınırları olduğunun altını çiziyor: "Bir tecavüzcüyü, bir pedofiliyi beni kesseler oynamam."

Ben hayatımda bu kadar samimi çok az insana rastladım. Tamamen filtresiz konuşuyor. 3 Mayıs’ta vizyona giren ‘Çocuk Kalbi’ isimli sinema filminde başrolde. İlker Aksum ile evinde buluştuk. Diyor ki: Asla bir tecavüzcüyü oynamam.

Haberin Devamı

Diziler, sinema filmleri… Bu yoğunluk içerisinde nasılsınız?

Gayet iyiyim. Çalışmayı seviyorum. Çalıştıkça terapi olanlardanım. İnsan sevdiği işi yapıyorsa o iş ona iş değil, eğlence oluyor.

Başrolünde olduğunuz ‘Çocuk Kalbi’ filmi vizyonda. Nasıl bir hikayesi var?

Edmondo De Amicis tarafından yazılıp 22 farklı dile çevrilen ve dünyada çok sevilen bir kitap uyarlaması. Bence her anne baba bunu izlemeli. Zaten “Dünyanın en yararlı çocuk kitabı” olarak değerlendiriliyor. Çocukların dünyasını anlamaya yönelik kıymetli bir eser. Biz de işte bunu görsele döktük. Yönetmenliği ve senaristliğini Sinan Biçici üstleniyor.

Oynarken neler hissettiniz?

Bir babayı oynamak başlı başına sorumluluk. Çünkü baba olmak çok zor bir iş! Herkes baba olabilir ama iyi baba olabilir mi? Orası tartışılır. Baba olmayı çok isteyen biri olarak çok içine çekti bu iş beni. Zaten filmde eşimi de gerçek hayattaki eşim oynadı. Bu da çok güzeldi. Çok namuslu, dürüst bir baba ve sıkıntıları da var. Bunu çocuklarıyla beraber aşmaya çalışıyor. Filmde çok büyük bir öğüt var!

Haberin Devamı

Nedir o öğüt?

Çalışkan ve topluma faydalı ol. Namuslu ol, adil ol, Cumhuriyet’i koru kolla ve Atatürk’ün ilke ve inkılaplarına sahip çık. Çünkü muhasır ve medeni devletler seviyesinde olmamızın şartlarından geliyor bu. Bunlar aslında olması gereken şeyler ama biz çoğunu kaybettiğimiz için dertliyiz bu konuda.

Neden kaybettik, dünle bugün arasındaki fark ne?

Hem konjonktür hem coğrafya… Coğrafya sahiden bir kader. Ve bu kaderi ekonomik özgürlüğünü alana kadar değiştiremiyorsun. Başka bir devlette doğsan bambaşka kültüre doğacaksın. Hangi ülkeye doğsan ona göre şekilleniyorsun. Ama biz şanslıyız. Cumhuriyet’e sahibiz. Mustafa Kemal ve arkadaşları olmasa bugün çok başka bir halde olabilirdik.

ATATÜRK GİBİ BİR LİDER 500 YILDA BİR GELİR AMA UMUTLUYUM BİR ATATÜRK DAHA GELECEK

Siz Kemalist misiniz Atatürkçü mü, sizce ikisi arasındaki fark ne?

Ben hiçbir şeyi putlaştırmam çünkü radikal değilim ama Atatürk sevgimi de kimseye sorgulatmam. Çünkü ben bir asker çocuğuyum. Babam savaş pilotu. Asker çocuğu olup da Atatürkçü olmamak mümkün değil. Ama tapmıyorum, onun fikirlerine ve yaptıklarına, bize verdiklerine, bıraktıklarına saygı duyuyorum. Millet, ümmet yerle yeksan iken bir milleti ayaklandırıp çok kısa sürede muhasır seviyeye getirmek çok zor. Ata’mız bir deha. Böyle bir deha 500 yılda bir gelir, o da bize denk geldi, çok şükür. Geldi işte 1881’de, aradan geçti 150 yıl. Şimdi bu aralar ben bekliyorum bir tane daha böyle bir deha.

Haberin Devamı

İnanarak mı söylüyorsunuz bunu cidden?

Bilmem. Bekliyorum. Umutluyum. Çok bilgili insanlar var mesela Celal Şengör gibi ama Ata’mızın kalibresinde olan biri henüz yok. Hem iyi bir lider olacaksın hem deha. Zor! Keşke o döneme denk gelip tanıma şansım olsaydı öyle bir lideri. Atatürk ve silah arkadaşları bize öyle bir miras bıraktı ki kimse bize yan gözle bile bakamıyor.

BENİ INSTAGRAM’IMA BAKIP ÇAĞIRACAK YAPIMCI YÜRÜSÜN GİTSİN...

Siyasetle aranız nasıl?

Elbette bir görüşüm var ama siyasete atılacak gibi değil. Hiçbir zaman çok radikal, marjinal çok uçlarda olmadım ben ve benim jenerasyonumdaki arkadaşlarım. Timuçin Esen, Engin Günaydın daha pek çok isim sayabilirim. Ama bizler de işte sosyal medyaya çok adapte olamıyoruz.

Haberin Devamı

Ama artık yapımcıların takipçi sayılarını çok önemsediği, ona göre oyuncu seçtiği söyleniyor.

Artık İlker Aksum’un da takipçi, abone sayısına bakıp çağıracaksa, o yapımcı yürüsün gitsin. Umurumda değil. Instagram’ına göre bakılıp seçilen hangi oyuncu ve işi tutuyormuş, hadi söylesinler bana.

Peki bölüm başı milyonlar aldığınız doğru mu?

Tabii ki de hayır. Tamamen menajerlerin işgüzarlığı. Hayat pahalı olduğu için bizim de rakamlar arttı ama milyon değil. Eğer bu işten çok para kazanan oyuncu sayısı 50’yi geçsin, 51’i gösterin, ben bu işi bırakırım. 51. para kazanmıyor. Oyunculuktan herkes kazanamıyor.

Siz o 50’nin içinde misiniz?

Daha da mı olmasın? Yıllarımı verdim. Para olmadan hayat çok zor ve evet ben bu işten para da kazanıyorum ama para için de her işi yapmam. Her proje ve rolde olmam.

Haberin Devamı

OYUNCULUĞUMU KİMSEYLE TARTIŞMAM HEM JÖN HEM ‘KÖTÜ ADAM’ OLABİLİRİM

Hem iyi hem kötü adam rollerini nasıl bu kadar iyi oynayabiliyorsunuz?

Çünkü öyle bir görüntüm var ki, her role sığabiliyorum. Biraz elimiz, ayağımız düzgün olduğu için beni jöne de sokabiliyorlar; suratımızda deforme olduğu için kötü rollere de rahat giriyorum. Erol Taş da olurum, Tarık Akan da.

Bayağı iddialısınız!

Tarık Akan ya da bir Kıvanç Tatlıtuğ kadar yakışıklı değilim elbette. Kıvanç, Burak (Özçivit) gibi isimler çok çok yakışıklılar. Mesela Kenan İmirzalıoğlu benim yanıma geldiğinde, “Ya Kenan biraz uzaklaş yanımdan; bacağın kadar boyum var” diyorum. Uzun boylu olmak yakışıklı olmak değil ama onun karizması da çok yüksek. Ben de yakışıklıyım ama bir Brad Pitt değilim ama Brad’dan çok daha iyi oynarım. Oyunculukta iddialıyım.

Hiç istediğiniz bir projede reddedildiniz mi?

‘The Water Diviner’ filminde bir rolü çok istemiştim. “Yapamazsın” dedi Russel Crowe. “İngilizcem yeterli değil diye vermiyorsun bu rolü ama sen kaybedeceksin” dedim. Film de kaybetti kendi de. 53 yaşındayım. 30 yıldır bu işi yapıyorum ben. Oyunculuğumu kimseye tartıştırmam.

TECAVÜZCÜ VE PEDOFİLİ ROLÜNÜ ASLA OYNAMAM

“Sanat için soyunmam” diyenler var mesela. Sizin “Asla oynamam” dediğiniz roller var mı?

Tabii ki soyunurum ama yönetmene ve yapılacak projenin doğruluğuna bağlı. Sanatta her şey mubah değildir ve sınırlar vardır. Bir tecavüzcüyü, bir pedofiliyi beni kesseler oynamam. Özendirici olacağından korkarım çünkü. Mesela şu an oynadığım bir projede rolüm gereği bir kadına 10 dakika işkence yaptım, oynamak zulümdü. Ama izlerken iğreniyorsunuz. Bırakın özendirmeyi, insan insanlığından utanıyor. Bir katili de oynayabilirim ama asla tecavüzcü ve pedofiliyi oynamam.

Size en zor gelen rol ne olur?

Ben her şeyi layığıyla oynarım. Mesela babam asker ama ben şu an teşkilatta bir teröristi oynuyorum. Çok ağır sahneler var. Gazla insanları yakıyorum… Bu sizce de çok zorlayıcı değil mi?

Bir teröristi oynuyorsunuz da bir tecavüzcüyü neden oynamak istemiyorsunuz?

Çünkü üst üste oynadın mı üzerine yapışıp kalıyor. Mesela Coşkun ağabeye, (Tecavüzcü Coşkun) ve Nuri Alço’ya yapıştı kaldı o rol.

EVLİLİĞİM ŞAHANE GİDİYOR

Evlilik nasıl gidiyor?

Şahane. İmza bir şeyi değiştirmedi, katlanarak büyüyor sevgimiz de aşkımız da. 53 yaşındayım, bir sürü kadın tanıdım ama eşim gibisini görmedim.

Farkı ne?

Dinliyor, uyguluyor, yardımcı, her şartta yanımda. Aklı fikri bizde ve geleceğimizde. Ünlüyüm diye benim yanımda değil. Beni ben olduğum için seviyor. Onun gözlerinin içine bakmak bile günümün iyi geçmesini sağlıyor.

En son, “Baba olacağım” diye bir şey demiştiniz. Nedir son durum?

Yanlış cümle kurdum, “Baba olmak istiyorum” diyecekken, “Baba oluyorum” dedim. Düzeltemedim, öyle de kaldı. Ama çok istiyorum. Kısmet…