Elena Viunova'dan Türkiye açıklaması: Sanki evime döndüm

Kanal D’nin, sevilen dizisi Veda Mektubu’nun Keti'si Elena Viunova, özel hayatına dair samimi açıklamalarda bulundu. Annesi ve babası tarım mühendisi olan Elena, oyunculuk haricinde şifalı bitkiler üzerine eğitim aldı. Elena Viunova, hem oyunculukla nasıl tanıştığını anlattı, hem de özel hayatına dair samimi açıklamalarda bulundu.

Sizi biraz daha yakından tanıyalım. Neler yapıyorsunuz, oyunculukla nasıl tanıştınız?

Rusya’nın Penza şehrinde doğdum. Küçüklükten beri etraftaki dünyayı gözlemlemek ve keşfetmek en sevdiğim şey. Üniversite için Moskova’ya gittim. Aslında VGİK üniversiteye (Rusya’da en prestijli oyunculuk okulu) başvurmak istiyordum ama ailem oyunculuğu meslek olarak saymıyordu. Bu nedenle onların baskısıyla başka bir üniversiteye başvurdum, insan kaynakları bölümünde okudum. Oyuncu olmak isteğim hep vardı içimde ve bir gün o hayalim gerçekleşeceğini hissediyordum.

Türkiye'ye gelmeye nasıl karar verdiniz?

Bir gün İstanbul'a tatil için geldim ve o günden beri bir sevgi oluştu. İlk bakışta aşık oldum İve Moskova'ya geri döndüğümde aslında kararımı vermiştim. İstanbul'a gidip, orada hayatıma devam edeceğime karar verdim. Sonra da taşındım. İstanbul'da televizyon kanalları için yazılım yapan bir firmada çalışıyordum. Türkmenistan televizyon kulesi projesi için proje asistanı olarak çalıştım ve orada artık hayatımı değiştirmem gerektiğini, istediğim, sevdiğim işi yapmanın zamanı geldiğini... İşi bırakıp İstanbul'a geri döndüm ve bir oyunculuk ajansına başvurdum. Çok fazla zaman geçmeden beni bir dizi için deneme çekimine çağırdılar. Olumlu sonuçlandı. İlk oyunculuk serüvenim böyle başlamış oldu. Uluç Bayraktar’ın çektiği 'Son' adlı diziydi. Sonrasında bir tekli daha teklif geldi. Yavaş yavaş da teklifler gelmeye devam etti. Bunu daha iyi devam ettirebilmek için oyunculuk eğitimi aldım, workshop'lara katıldım.

Peki oyunculuk haricinde neler yapıyorsunuz?

Şehir hayatından uzak yaşamaya karar verdim, Adalara taşındım. Doğa ile daha yakın bir temasta bulunmak istedim. İnsanın ruhunu besleyen bu temas bana çok şey kattı. Aslında şehirde yaşayan birçok insana göre daha sakin bir hayatım var. Biraz kendimi inzivaya çektim. Orman yürüyüşleri, kitap okumak, yoga, sevdiğim insanlarla zaman geçirmek çok daha iyi. Bunların dışında hobi olarak arada takı yapıyorum, kuyumculuk dersleri aldım. Profesyonel olarak da aromaterapi ve şifalı bitki üzerine eğitimler aldım. Kendime küçük bir atölye kurup insanların sağlığına zarar vermeyen doğal ürünler yapmak istiyorum.

Türkiye’ye geldikten sonra yaşadığın en ilginç olay neydi?

Sabah erken saatlerde ezan sesi duymak bana çok ilginç gelmişti. Zamanla alıştım. Hatta birkaç sene önce Müslüman oldum. Aslında ilk geldiğim zamanlarda benim için her şey ilginçti. Martı sesleri, simitçiler, Türk dili, insanların sıcak davranışları, kalabalık görüntü... İlginçti ama çok yakın hissettim kendimi tüm bunlara. Sanki evime döndüm ve yeniden evimi keşfediyorum gibi bir histi. 

Veda Mektubu'ndaki oynadığınız karakter size neler hissettiriyor?

Dizideki 'Keti' karakteri yabancı bir kız ve Türk bir ailede hizmetçi olarak çalışıyor. Aslında duygusal olarak birkaç dinamik var. Keti,  Alanur’un görünüşte sert biri olduğunu görüyor ve ondan çekiniyor. Aynı anda da Alanur’un aslında yalnız ve kalbi kırık bir kadın olduğunu da anlıyor. Ona içten içe iyi bir sözle ya da sıcak davranışlarla yardımcı olmak istiyor ama olamıyor. Çünkü Alanur onu sadece hizmetçi olarak görüyor ve aslında bir arkadaş ya da bir başka kadın olarak görse Keti de arkadaşça onunla o dertleri, o acıları paylaşabilirdi. Kızları de çok seviyor Keti'yi. Onların dramalarına sürekli şahit oluyor. Aslında Keti bir aile içinde yaşanan dramatik olayların bir gözlemcisi gibi... Bir şekilde yardımcı olmak isteyen ama olamayan. Biraz da psikolojik bir bağı var gibi Alanur'la. Bazen bana 'İngman Bergman Persona' filmindeki karakterleri hatırlatıyor.

Sette zaman nasıl geçiyor?

'Veda Mektubu' setinde çok profesyonel ve çok kibar insanlar çalışıyor. Çoğu zaman sahneyi beklerken başka oyuncularla karavanda sohbet ediyoruz, sahne çalışıyoruz. Yalnız olduğumda da kitap okuyorum ya da müzik dinliyorum.

Sette en çok kiminle vakit geçiyorsunuz?

Sette aslında set ekibi ile hep beraberiz. Oyuncular arasında Nurgül Yeşilçay ile ve Asya Kasap ile en çok zaman geçiriyorum.

Nurgül Yeşilçay ile çalışmak nasıldır?

Nurgül Yeşilçay çok kibar, anlayışlı, enerji yüksek çok iyi bir insan kendisi. Onu gerçekten çok sevdim ve onunla çalışmaya bayılıyorum. Umarım daha çok sahnelerimiz olur birlikte. Profesyonel bir oyuncu ve çok iyi bir insan. 'Nasıl bir arkadaş isterseniz?' diye sorarsanız 'Nurgül gibi' derdim.