O çay içme sahnesinde herhalde sizin bir etkiniz vardır…
Bazen hiç planlamıyorsunuz, o anının içerisinde olunca Pars olarak tutuyorsun. Keyif alıyorum orada eğleniyorum. Kendime eğlenecek anlar yaratıyorum.
Pars’ın hırsı yüzünden hayatında hiç kimse olmuyor diyebilir miyiz? Hırslı mı Pars?
Bence hırslı, çok hırslı. Ama dediğim gibi işindeki başarı, kardeşi üzerinde kurduğu hakimiyet, orda elde etmek istediği başarı ya da kadınlar üzerinde elde etmek istediği başarı… Bunların ana kaynağında sevilme isteği yatıyor. Çok başarılı olursa daha çok sevileceğini düşünüyor.
İzleyici de Pars’ın hayatında birisi olsun istiyor. En favori isimde Seda…
Onu Pars’a sormak lazım. Bir de Sema’ya… Çünkü başka türlü bir dil kuruyor ve her hafta ona göre bir şeyler yazıyor. Ne yazılırsa ben onu oynarım.
Seda’da, Pars’ta birbirlerine karşı sertler, ama o bakışmalarda bir enerji var..
Bilemiyorum ama Yekta ile de sahnelerimizde inanılmaz bir enerji var. Ilgaz ile öyle… Enerjinin tam olarak adını koyacak kişi ben değilim. Onu senaristimiz Sema bilir. Eren’le olan enerjisi zaten bambaşka bir enerji. Uğur Aslan’ın kendi has enerjisi de çok komik çok güzel. Sahneleri çok iyi yaşatan bir oyuncu gerçekten.
Geçen hafta herkesin merak ettiği bir final vardı. Ilgaz’la bir araya geldiniz bir anlaşma yaptınız. Ne oldu Pars’a?
Bence artık Pars’ta bir şeyleri değiştirmeye doğru ilerliyor. En azından içinde öyle bir istek var, değişim isteği... Ama bunu ne kadar başarabilir bilmiyorum.
Birlikte bir iddianame hazırladınız ve ölümüne kadar da söz verdiniz kimseye söylemeyeceksiniz bunu. Şimdi izleyicilere bakınca izleyiciler diyorlar ki; ikiniz bir araya geldiniz ne yaptınız? Ceylin’i idam mı ettireceksiniz?
Bende bölümü izlemelerin öneriyorum. Spolier veremiyorum maalesef.
Peki sette arkadaşlıklarınız, dostluklarınız nasıl? Güzel bir alışverişiniz var o bize mutlaka yansıyor.
Çok güzel bir ekip var. Zaten o enerjinin ben ekrana yansıdığına inanıyorum. Çünkü çok iyi arkadaşlıklar kurduk burada. Yönetmen ve kamera arkası ekip herkes çok keyifli, bu kadar yoğun çalışmamıza rağmen çok eğleniyoruz. Sette gerçekten koşa koşa gidiyoruz.
Biraz da Mehmet Yılmaz Ak’ı tanıyalım. Neler yapıyorsunuz? Hobileriniz var mı? En son duyduğum kadarıyla bir resime ilginiz var.
Ben resime birkaç yıl önce pandemiyle başladım. Geceleri uyuyamadığım zamanlarda video açıp izlerdim. Bob Ross videolarını tekrardan izleyeyim bir nostaji olsun derken yirmi otuz bölüm falan izledim. Sonra gaza geldim ve ben bu şeyleri yaparım dedim. Denedim gerçekten yapabiliyormuşum. Sonra resime merak sardım ve dijital resimler üretmeye başladım. Ondan sonra akrilik çalışıyorum, yağlı boya çalışıyorum. Hayal dünyamdaki şeyleri resmediyorum. Bundan da keyif alıyorum.