Pazar Postası Alara Bozbey: Beni en çok anne olmak heyecanlandırır
Paylaş
Alara Bozbey: Beni en çok anne olmak heyecanlandırır

Kanal D’nin yeni dizisi ‘Dönence’ 4 Temmuz Salı akşamı ilk bölümüyle ekrana geliyor. Kadrosu ve oyuncularıyla hayli dikkat çeken dizide Ufuk karakterine hayat veren Alara Bozbey’le buluştuk. Hem yeni diziyi hem de hayatı konuştuk.

Neredeyse boş sezonunuz yok. Nedir başarınızın sırrı?

Haberin Devamı

Ekipçe gelen teklifleri özenle seçmeye çalışıyoruz. Bu da ortak bir başarı oluyor. Senaryoyu okuduğumda önce hikayenin geneline bakarım, sonra neresinde olduğuma ve “Ben olsam bunu izler miydim?” diye düşünürüm. Eğer izleme isteğim uyanıyorsa kabul ederim.

‘Dönence’de olmaya nasıl ikna oldunuz?

Dönence’nin hikayesi beni çok derinden etkiledi. Bir kere iki özel çocuk var ve onların en iyi şekilde yaşayabilmesi için özenle yaklaşan veliler var. Çoğumuz otizmli çocuklarla nasıl iletişim kuracağımızı bilmeyiz. ‘Dönence’ ekibi bu konuyu en iyi şekilde aktarmak için çok çalışıyor.

UFUK KADAR GÖZÜ KARA DEĞİLİM, BEN TEMKİNLİYİMDİR

Dizide hayat verdiğiniz Ufuk nasıl biri?

Ufuk mimar ve idealist bir kadın. Hareketli, cıvıl cıvıl biri ve algıları çok açık. Her yere yetişen insanlardan. Hırslı, çalışkan, cesur bir kadın. Ben Ufuk kadar gözü kara biri değilimdir, temkinli yürürüm hep.

Haberin Devamı

Oynadığınız dizideki karakter, günlük hayatınıza yansır mı?

Günlük yaşamıma yansımaması için elimden geleni yapıyorum ama bazen öyle sahneler çekiyorsun ki etkilenmemek mümkün değil. Her yolculuk yeni bir öğreti. Bu mesleğin en büyük getirilerinden biri de bu bence. Her daim içinden yeni birinin çıkması sonucunda yeni bir sen ile tanışıyor gibisin.

SOSYAL MEDYA BAĞIMLISI OLMAM

Sosyal medyayla nasıl bir ilişkiniz var?

İyi takip ederim ama kesinlikle saatlerimi geçirmem çünkü bir şeyin bağımlısı olmak hayatıma dahil ettiğim bir şey değil. Sürekli bir şeyler paylaşıp, bütün günümü orada harcamak yerine günümü daha dolu geçirmeyi seviyorum. Sahilde yürüyüş, güzel bir kahvaltı, belki arkadaşlarımla güzel bir yemek eşliğinde sohbet. Ya da evde yeni bir kitap okumak.

ÇOCUKLAR KIRMIZI ÇİZGİM

Kırmızı çizgileriniz var mı?

Var tabii olmaz mı! Her şeyden önce çocuklar kırmızı çizgim. Çocuklara ve patili dostlarımıza yapılan her türlü haksızlık tahammül sınırlarımı zorlar. Onun dışında laubali tavırdan hiç hoşlanmam, saygısızlığı asla kabul etmem.

Oyunculuk dışındaki en büyük tutkunuz ne?

Yüzmeyi ve dalış yapmayı çok seviyorum. Bunlar terapi ve mutluluk alanım.

Haberin Devamı

SAHNEYE İLK ÇIKTIĞIMDA SAÇ DİPLERİM TİTRİYORDU

Hayatın size sunduğu en güzel şey ne?

Kendimi genelde şanslı bulurum. Sahne en büyük hayallerimden biriydi ve ilk sahneye çıkışımı hiç unutamam. Sanırım saç diplerim bile titriyordu heyecandan. Birlikte çalışmanın hayalini kurduğum insanlarla çalışma fırsatım oldu. Bir köpeğim olsun istiyordum o da oldu. Çok güzel bir 11 yıl yaşadık, hâlâ birlikteyiz. Teyze oldum, sanırım bundan sonra anne olmak çok heyecan verebilir.

İNSANLARI HAYATIMA ZOR ALIR, HAYATIMDAN ZOR ÇIKARIRIM

Dışarıdan bakınca mesafeli, sessiz, sakin görünüyorsunuz. Göründüğünüz gibi misiniz?

Mesafeli göründüğüm söylenir ama aslında değilim; ölçülü gitmeyi tercih ediyorum sadece. Çünkü birini sevip hayatıma aldığım zaman kolay kolay çıkarmam, bunun için hayatıma da zor alıyorum.

Aşk için neler söylersiniz?

Aşk çok yüksek bir frekans. Karşılıklı olarak çarpılıyorsunuz ve o andan sonra her şey değişiyor. Ben, Balık burcuyum, onun için duygularımı derin yaşıyorum. Şu an hayatımda kimse yok ama yeniden aşık olmak isterim. Sevmek, sevilmek, düşünmek, düşünülmek, her şeyini onunla paylaşmak harika bir duygu.

Haberin Devamı

DÜNYAYA YENİDEN GELME ŞANSIM OLSA YİNE KADIN OLMAK İSTERDİM

Kadın olmaktan kaynaklı zorluklar yaşadınız mı hiç?

Kadın olmak her kadın için zor. Sorumluluklarımız çok. Hele ki tek başına ayakları üzerinde durmaya çalışan bir kadınsan… Ama aynı zamanda kadın olmak çok mucizevi bir şey bence. Bir kadının anne olabilmesi beni çok etkiliyor mesela. Dünyaya yeniden gelme şansım olsa, yine kadın olarak gelmek isterim.

Hiç psikolojik ya da fiziksel şiddete maruz kaldınız mı?

Fiziksel şiddete maruz kalmadım çok şükür. Sadece bir kere sahne gereği şiddet içerikli bir şey çekmemiz gerekiyordu ve öylesine zorlandım ki… Set bittikten sonra her yerim ağrıyordu. Şiddetin her türlüsü çok kötü, rencide edici, aşağılayıcı ve can yakıcı. Psikolojik şiddete zaten maruz kalmayan yoktur tahminim.