Kütahya’nın toprağını sanayiye dönüştüren bir aileden geliyor. 18 yıldır sofra camı sektöründe zirveye oynayan Gürallar’ın, dünya liginde 6’ncı büyük firma olmasında en büyük rol onun. Esin hanım şimdi Gürallar’ın yepyeni sofra camı markası LAV’ı global oyuncu yapmak için canla başla çalışıyor. LAV; global vizyona uygun tasarım diliyle hem yurtiçi hem de yurtdışı müşteri kitlesine hitap ediyor. Sektöründe bir moda markası olarak tasarlanmış. 130 ülkeye LAV markasıyla ihracatları var ki bu çok önemli. Zor ve uzun bir süreç olsa da LAV bir dünya markası olmaya aday. Gürallar, Türkiye’de sofra camı pazarının yüzde 33’üne sahip. Esin Güral, LAV ile 2 yıl içinde hedeflerinin pazar payını yüzde10 artırmak olduğunu söylüyor. Esin Hanım, TÜSİAD’da da Bilgi Toplumu, Bilgi-İletişim Teknolojileri ve İnovasyon Komisyonu’nun başkanlığını yapıyor. Kısacası; işini de seviyor yaşamasını da biliyor...

Aynı anda birkaç kitap...

‘Bir Psikiyatristin Günlüğü’nü çok sevdim son dönemde. Şu anda 2052’yi okuyorum. Yazarı Jorgen Randers. Aynı anda birkaç kitap okuma alışkanlığım vardır. Ayrıca Emre Kongar’ın tüm kitaplarını okudum sayılır.

AKSESUARIM FULARDIR

Daha küçük, yalın noktalardan alışveriş yapmayı tercih ediyorum. Yormamalı, rahatlıkla alışveriş yapabilmeliyim. Hafta sonlarında spor, hafta içi daha formal giyiniyorum. Renk çok severim, aksesuarım fulardır, çantayla ve aksesuarla kıyafetimi renklendirmeyi severim. Özellikle marka tercihim yok, önemli olan benim beğenmem, markasız herhangi bir şey de benim için özeldir. Moda diye hiçbir şeyi almadım, beğenirsem alırım. Çok trendy değil, zamansız kıyafetleri tercih ederim. Dinamik modern tarzda giyinirim. Gardırobumda en çok düz siyah ve beyaz basic tişörtlerim vazgeçilmezimdir. Dolabımda en çok renkli fularlarım vardır.

İlhan Erşahin iyidir

Caz dinlemeyi severim. Yabancılardan Norah Jones, yerli sanatçılardan Sertap Erener ve İlhan Erşahin’i beğeniyorum. Klasik müzik konserlerine gitmeyi severim. Sanat ve kültür yaşantısının desteklenmesi gerekiyor. Zorlu bu konuda iyi bir örnektir. Oradaki programı elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum.

Balıkçı Abdullah evim gibi

Çubuklu’da Balıkçı Abdullah evim gibidir, vazgeçemem. Fırsat buldukça giderim. Bence en iyi balık orada pişirilir. Baltimore’da Ouzo Bay’in muhteşem deniz ürünleri vardır. Paris’te La Societe’yi beğenirim. New Orleans’taki yemek kültürü de çok gelişmiş ve lezzetli. Orada da tercihim Commander’s Palace. Kuzey İspanya BASK Bölgesi’nde San Sebastian, İtalya’da ise Alba Bölgesi ve Toscana’da küçük restoranları severim.

Haluk Bilginer ÇOK BAŞARILI

Sinemaya hafta içi akşam gitmeyi tercih ederim. Tarz olarak biyografi izlemeyi severim. Piyanist, Schindler’in Listesi gibi tarihe ışık tutan filmleri de çok beğenirim. En beğendiğim aktrist ve aktörler; Robert de Niro, Dustin Hoffman, Meryl Streep, Judie Foster, Geoffrey Rush, Cate Blanchett, Kevin Spacey. Çağan Irmak filmleri severim. Haluk Bilginer’in oyuncuğunun dünya standartlarında olduğunu düşünüyorum.

İtalya bir başka

Türkiye dışında Amerika’da rahat yaşayabilirdim. Ama hiçbir zaman ülkemin dışında yaşamak gibi bir planım olmadı. İtalya’da olmayı severim hep. Sosyal doku karar almamda en büyük kriter. En çok sevdiğim şehirler: Hong Kong, Chicago, Cenova. Türkiye’de en sevdiğim şehirler sıralamasında tabii ki ilk sırada Kütahya.

Çubuk tarçınlı yeşil çay

Güne erken başlarım, evde kahvaltı yapmaya özen gösteririm. Çubuk tarçınlı yeşil çay, limonlu sıcak su sabahları olmazsa olmazlarımdandır. Günün programına göre sporumu planlarım. Sabah 7’de bir randevum varsa, sporumu iptal etmem akşam saatlerine ertelerim. Haftasonu da güne mutlaka spor yaparak başlarım. Uyandığımda günlük gazetelere göz atarım ve sabah haberlerini dinlerim.

Twitter’a göz atıyorum

Arabada geçen vakitlerimde ise o güne ait toplantı gündemine bakıyorum. Bunun yanı sıra raporlarıma ve gündemi takip etmek için Twitter’a göz atıyorum, böylelikle gündemden haberdar oluyorum. Arabam gardırobum gibidir. Bir program değiştiğinde rahat etmek için arabamda; ceket, düz bir saha ayakkabısı, yedek bir çanta bulundururum.

PİLATES VE KOŞU

Pilates ve koşu düzenli yaptığım sporlar arasında. Pilatesi çok severek yapıyorum, pilatese gittiğim saatleri iple çekiyorum. Koşuya başlamadan önce her seferinde ‘yine mi’ diyorum ama bırakmadan büyük bir özveriyle tamamlıyorum.

FB maçlarına giderim

Kışın ise kayak yapmayı seviyorum. Pistlerde yeni yerler keşfetmek çok keyifli. Kimse gitmiyorsa o pistleri merak ederim. Bu; günlük hayatımda da böyle, yolda da aynı şeyi düşünürüm. Yeni yerler keşfetmekten çok keyif alıyorum. Spordan konu açılmışken hafta sonları da Fenerbahçe maçlarına giderim.

Santa Margherita iyi örnek

Değişik lezzetleri bulabileceğimiz ya da yerel yemeklerin olduğu yerlere gitmeyi severim. Hatta mutfağa kadar girip yemeklerin nasıl yapıldığına bakarım. Tatillerde büyük şehirleri tercih etmem. Beni doğa ile başbaşa ve iç içe bırakacak yakın lokasyonlar tercihimdir. En büyük keyfim küçük sahil kasabalarında tatil yapmaktır. Santa Margherita-İtalya buna güzel bir örnek.

THAI yemeği tercihim

Damak zevkime düşkünümdür, lezzeti yerinde olan doğru pişirilmiş her türlü yemeği yemekten keyif alırım, severim. Dünya mutfaklarından Thai ve tabi ki İtalyan mutfağını tercih ederim.

Yemek yapmayı sevmem

Evde yemek pek yapmam. Yemek yapmayı sevmem. Fakat yapmam gerektiğinde güzel yemekler yaptığım söylenir. Yemek yaptığımda tercihim hiç denemediğim bir yemeği yapmaktır. Yemek yapmam için bu bir sebeptir. Çok güzel bir yemek olsa da tekrar yapmayı tercih etmem.

(06.07.2014 tarihli ekten alınmıştır.)