Pazar Postası 'Bu kadar kıvrak zekalı olduğumu bilmiyordum'
Paylaş
'Bu kadar kıvrak zekalı olduğumu bilmiyordum'

2000'lerin başında 'Ham Çökelek' ve 'Zennube' gibi şarkılarla milyon satan Atilla Taş, birkaç yıl önce zirveden düşüp dipleri yaşadı. Balıklı Rum Hastanesi'nde tedavi gördü, ardından Londra ve Amerika'da eğitimlere katıldı. 40 yaşında dede oldu ve bugün Twitter'ın en çok takipçili fenomenlerinden biri. Sivridilli ve korkusuz muhalif yorumlar yapıyor. Geçmişiyle barışmış, kabule geçmiş ve 'beni kimse kullanamaz, harcayamaz' diyor.

Röportaj: Canan DANYILDIZ

canan.danyildiz@posta.com.tr

Prodüksiyon: Begüm Baki

CHP’nin 35. Olağanüstü Kurultayı’nda 299 oyla Gürsel Tekin’i geçtiniz!

1 Kasım seçimlerinden sonra CHP’ye üye olmaya karar verdim. Milletvekili bazı dostlarımın teşvikiyle kurultayda aday oldum. 3 günlük bir çalışmanın neticesi bu aslında.

CHP ne alaka? Ana muhalefet diye mi?

Hayır, aslında sülaleden CHP’liyiz. Adana Ceyhanlıyım. Kendimi bildim bileli solcu bir aileyiz. Twitter’da çok iyi bir kesim yakaladım. Önceleri hiçbir partide yer almak istemedim ama sonra baktım ki bu söylemleri bir yere taşımak gerekiyordu, CHP de buna uygundu.

CHP üyeleri hangi fikirlerinizi çok sevmiş?

Bir kere partiler, ideolojiler üstü bir duruşum var, ayrıca korkusuzum. Arkamı kimseye dayamadan her şeyi söylüyorum. İnsanlar ‘sen ne kadar zekiymişsin’ diyor. Ben de bu kadar kıvrak zekalı olduğumu bilmiyordum açıkçası!

‘Ham Çökelek’ Atilla Taş, hep politik duruşu olan bir adamdı yani!

Evet! Bakma sen, şu an yaptığım da politik mizah zaten! Şarkıcıyken etliye sütlüye karışmayan, apolitik biriydim, çünkü ‘Öyle yap’ diyorlardı. Ama benim miladım Gezi’dir. Orada fikirlerim çok sevilince, ‘‘Ham Çökelek’ söyleyen adamdan buraya nasıl geldi’ denildi. Twitter’ın icadı, benim yeniden doğuşum oldu.

“Dibe battığım için hiçbir şeyden korkmuyorum”

Neden bu kadar korkusuzsunuz peki?

Bir kere bu ülkede artık apolitik, tarafsız olmak çok zor! Ama benim artık korkacak, kaybedecek bir şeyim kalmadı. ‘Hayatta öyle dibe battım ki artık bana ne olabilir?’ diyorum.

Geride bıraktığınız Gürsel Tekin ve Mehmet Bekaroğlu’ndan tebrik telefonu geldi mi?

Hayır gelmedi, ama bir şeye çok üzüldüm: Benim üzerimden bu insanlara çok yüklendiler! Sonuçta bu iki isim de CHP için hala çok önemli ve çok çalışmış insanlar. Ayrıca CHP’de magazin figürü biri bu oyu alıyorsa demek ki içinde demokrasi olan bir parti burası.

Kemal Kılıçdaroğlu aradı mı?

Hayır, etrafı çok kalabalıktı, denk gelemedik. Ama iyi bir lider Kılıçdaroğlu.

Milletvekili olmayı istiyor musunuz?

Evet, milletvekili olup bu misyonu devam ettirmek isterim. Ama komik olanı söyleyeyim. CHP dışında 9 - 10 partiden teklif aldım bunun için ama CHP’den bir teklif gelmedi. Olacaksam, yine CHP’den milletvekili olmak isterim. CHP en samimi parti. Eksikleri olabilir ama doğru yolda.

CHP’ye yakın durmanız işlerinizi arttırdı mı?

Hayır! Yemin ederim hiç konser teklifi vs. almadım. Geçimimi sadece köşe yazarlığından ve kitap satışından kazanıyorum

“Kendim olunca sevildim”

Kaç takipçiniz var, nasıl oldu bu kadar?

Şu anda 1.5 milyona yakın, hepsi de organik takipçilerimin. Twitter fenomeni oldum resmen. Başlarda kendi ismimle yazmıyordum, millet ‘Atilla Taş’ım dersem gider diye düşündüm. Gerçekten de öyle oldu, ne zaman ben aslında ‘buyum’ dedim, insanlar takip etmekten vazgeçti.

Sonra?

Niye bu kadar sevdiler ki sizi anlamadım hakikaten! Onlara doğru gelen, adalet, hak hukuk gibi şeyleri kimseyi kırmadan, diretmeden, zorlamadan ve tam nokta atışı yaparak söylemem insanların çok hoşuna gitti, güvenini kazandım.

Başka bir tılsım olmalı arkadaşım! Bunları herkes yapıyor!

Samimiyet! Kendimle alay ediyorum, yaptıklarımla eğleniyorum. Bu özgüven belirtisi aynı zamanda. Kendim olunca kazanmaya, sevilmeye başladım. Bunu biraz geç farkettim, artık ‘bu adam rol yapmaz’ diye düşünüyorlar.

Herkesin yanlış anlaşıldığı Twitter’da nasıl dosdoğru anlaşılıyorsunuz hayret!

Vallahi ben de anlamadım! Ama kimse aptal değil! Twitter bana terapi gibi geldi. Yanımda çayım, çekirdek çitlerken Tweet atıyorum.

Ne varsa döküyor musunuz ortaya kendinizle ilgili?

Geçmişiyle övünen bir adam değilim, çok hatalar yaptım. 2 milyon satıp dünya paralar kazanınca bunu bir şey zannettim! Ama farkım, geçmişten ders aldım. Ben de herkes gibi ‘Kendini fazla önemseme’ hatasına düştüm.

Bu zaaf kumaşınızda varmış galiba!

Ya tabii şöyle düşün: 5 kardeşiz, dağınık bir aileyiz. Annemi yıllar sonra buldum, beni anneannem büyüttü. Birden gelen ün, para, sevilmek, önemsenmek gibi şeyleri kaldıramadım.

Kendi hikayeniz de çok arabesk!

Bak bu ülkede magazin severler ama ciddiye almazlar. Gerçek hikayem ortaya çıktığında da önemsenmedi, bunu bile alay konusu yaptılar.

Çok mu aşağılık kompleksiniz vardı, niye bu kadar şaştınız?

Tabii kompleksten! Görünmez bir adamken birden cebinde parası olan, yanında güzel kadınlar olan bir adama dönüştüm. Bununla ilgili bir alt yapım yok ki, taşıyabileyim. Bir restorana giderdim, cebimde param vardı ama nasıl sipariş vereceğimi bilemezdim.

Çok dürüstsünüz!

Yaa dımdızlak, bomboş bir adamdım! Düşünsene 25 yaşında babamı tanıdım! Para, kadınlar sahte bir özgüven yaratıyor. Sonra anladım; sen insanlara para kazandırıyorsun, ya da para veriyorsun ilgi ondanmış!

O gazla ‘parayı buldu, kadını boşadı’ da dedik!

Hayır o yanlış! Bak ben 17 yaşında İlkay Hanım’la yaptım evliliğimi, 18 yaşında da baba oldum. Kızım Sezen dünyaya geldi. Ünlü olmadan 1 yıl önce ayrıldık eski eşimle. O bile yanlış anlatıldı.

Tam dibe vurduğunuz an neresi?

Gerilemeye başladım, 3 ay önce yanımda olan insanların hiçbiri bir baktım yanımda yok! Her şeyimi kaybettim, çıldırdım. Her arayan para için arıyordu. Kimsem yokmuş!

Başrole uyuşturucu ve alkol oturdu mu?

Hiç uyuşturucu kullanmadım, zaten yapılan testlerde bunu kanıtladım. Ama 2 yıl kadar alkol kullandım, çok bunalımdaydım. Sonra tedavi oldum. Herkes ‘Abi adam bitik! yanında durmayalım’ dedi. Ben de her şeyi bıraktım, önce 6 ay Londra’ya dil eğitimine, sonra 2 yıl York’ta film eğitimine gittim.

Bak aklınız çalışınca çalışıyormuş!

Ben hep böyle bir adamdım! Ceyhan’da ilkokulda herkes sokakta uzun eşek oynarken ben kütüphanede yatıp kalkıyordum. 14 -15 yaşında Dostoyevski okuyordum! Çocukluğumda astronot olmak istiyordum. NASA vardı da biz mi gitmedik!

Aileden kimse mi yanlışlarınız konusunda uyarmadı mı?

Eski eşim de kızım Sezen de hep yanımda oldu. Dolmuşa binecek param kalmadı ama onlardan kopmadım.

‘Atilla Taş yeniden’, ne zaman?

Dedim ki ‘Ya Ati, bak oğlum 2 şansın var, ya ülkeyi terk edeceksin ya da Twitter’da bu insanlarla eğleneceksin’. Kırılma noktam bu. Gezi olaylarında ‘Bu kadar biber gazına gerek yoktu, ben konser verseydim herkes dağılırdı’ dedim. Millet ‘Ne makara adammış’ dedi ve beni sevdi.

“40 yaşında dede oldum”

Aşk meşk işleri ne alemde?

13 yıllık bir beraberliğim var, evli gibiyiz. En kötü zamanlarımda bile yanımda olan kadınla birlikteyim. Tam bir aşk adamıyım aslında. Bu ülkede erkeklerin çoğu kadın meraklısı ben değilim.

Onun gözünde de itibar kazanmak önemli miydi?

Olmaz mı? Kendimi en çok kadınıma kanıtlamak istiyorum. Bütün dünyaya kanıtlamaktan daha önemli bu! Zaten kadınlar zeki erkeğe bakıyormuş, onu öğrendim.

Kıskanç bir erkek misiniz?

Güvenmediğim kadınla asla birlikte olmam! Ama kıskancımdır, mesela senin giydiğin kısalıkta miniler filan giydirmem!

Eee, evlilik istiyor musunuz? Yeniden baba olacak mısınız?

Birlikte olduğum kadın isterse olur, inan hiç düşünmedim bunu...

Kızınız Sezen’le aranız nasıl?

Çok iyi, her şeyi konuştuk, o beni her zaman anladı. Şimdi 40 yaşında dede de oldum biliyorsun, çok tuhaf bir duygu inan!

Yeniden Adana’ya dönecek misiniz?

Yok, şimdilik buradayım ama Adana’da mezarım hazır. Gerçi ‘arsa aldı’ dediler ama aslında mezar yerimi aldım Adana’da.

“Huzuru HiNDiSTAN’da değil, TWiTTER’da buldum”

Fenomenliği paraya çevirmeyi düşünüyor musunuz?

Hayır! Bak 3 yıldır çok iyi paralara çok iyi teklifler geliyor, reklam teklifleri alıyorum ama kabul etmiyorum. İnsanların güvenini, saygısını kazandım, bunu kaybetmek istemiyorum.

Nihat Doğan’a çok benzetiyorlar sizi...

Kendisini çok tanımıyorum ama farklıyız.

Kimler var takipçileriniz arasında?

Profesörü de var, doktoru da... Her kesimden insan var. ‘Kötftehorlar n’apıyorsunuz?’ diyorum, kimse alınmıyor.

Gaza geliyor musunuz? Yine güç zehirlenmesi olur mu?

Bunu inkar edemem, bazen başkalarının gazına gelip Tweet atığım oluyor. Ama bu insanlara yaslanarak güç bulmuyorum. Bunu dersen bitersin. Mahkemelere tek başıma gidip geliyorum. Tek başıma olduğumu biliyorum.

Tehdit alıyor musunuz?

Muhalif olduğum için evet alıyorum, kapımın fotoğrafını çekip ‘yatak odana kadar geleceğiz’ diye tehditler alıyorum.

Bu bana daha çok birlikte olmak isteyen bir kadın hayran gibi geldi! (Gülüyoruz)

Ben de okuduğumda güldüm geçtim zaten! Yatak odama gelmek istediğine göre, niyeti bozmuş bir kadın bu diye!

Ne okuyorsunuz? Neyle besliyorsunuz kendinizi?

Evde kitap koyacak yer kalmadı! Kitapları kıyıp kimseye veremiyorum. Üstümdeki ceketi al ama kitap isteme! Otobiyografiye çok meraklıyım, bir de Rus edebiyatından okumadığım kalmadı. Bilimsel kitaplara ve psikolojiye de meraklıyım.

İşe yaradı mı kitaplar?

Kendimi iyileştirmemde çok yardımcı oldu. Rehabilite oldum diyeyim. Manik depresif bir adamım normalde. İyi geliyor.

Balıklı Rum’u da sorayım mı, yeri geldi de?

Sormuş bulundun zaten! 2 hafta kadar kaldım Balıklı Rum Hastanesi’nde, yoksa kafayı yerdim. Bunları hiç saklamadım ama, herkes biliyor.

Şimdi halet-i ruhiyeniz nasıl?

Ülkenin durumundan çok mutlu değilim ama genel olarak geçmişime göre çok mutluyum, huzurluyum. Mutluluk bir sonuç değil, o yolculuğun kendisi. Bunu biliyorum ve beklentilerim çok yüksek değil.

Maşallah bayağı huşu içindesiniz!

Ya benim 4 ay kadar da Hindistan maceram var. Huzur bulmaya bir de oraya gittim. Gurum bile vardı! ‘Her şeyin yanıtını bulmaya geldim’ dedim. ‘Çekirge’ deyip bana bir şey öğretecekler sanıyordum. Guru, ‘Boşa gelmişsin. Keramet senin içinde!’ dedi. 4 ay bir şey öğrenmeden geri geldim.

Bu huzur Hindistan’da gelmedi yani?!

Bir insan ‘Hindastan’da huzuru buldum’ desin, alnını karışlarım. Zaten hava bin derece, ikide bir ishal oluyorsun! Tuvaletini doğaya yapmaya korkuyorsun, her yerde eşek kadar kobralar var! ‘Huzuru buldum’ diyen sallıyor. Ben huzuru Hindistan’da değil Twitter’da buldum!

Koskoca Doğu felsefesini şu an bitirdik!

Ya ‘Ganj nehrinde yıkan, günahlarından arınacaksın’ diyorlar. Sen Ganj’ı hiç gördün mü? Birilerini yakmışlar küller suda, biri suya işiyor, öteki çamaşırını yıkıyor! Abi Hindistan benim için zulüm oldu. O suya giren arınmaz, ölür! Tapınaklara girerken kocaman para kutuları var, atmadan giremezsin. O kadar para verince zaten tertemiz oluyorsun. Ayrıca inekler de çok şımarık!

Bu kadar derindiniz de niye daha nitelikli şarkılarla tanımadık sizi?

Ya ben Mozart’ın bestesini yapsaydım bile, ‘Aaa Atilla Taş’ diye yüzüme bakmazlardı. Burda herkes etikete bakıyor! Aslında çok iyi bir tenorum ama işte olmadı. Şimdi oyuncu olmak istiyorum. Film senaryosu yazıyorum, herkesi şaşırtacağım yine. ‘Çökeleğini satan bilge’ diye bir kitap hazırlıyorum ayrıca!

3

Haberin Devamı