Pazar Postası “Dişi değil erkek bir kadınım!”
Paylaş
“Dişi değil erkek bir kadınım!”

İki elinde on marifet bir isim Suzan Kardeş. Makyöz, şarkıcı, oyuncu ve yemek kitabı yazarı. Yeteneklerini her alanda sergileyen ve son günlerde Hopi reklamında Tolga Çevik'in bütün tiplemelerinin yaratıcısı olarak gündeme gelen Kardeş ile bütün hayatını konuştuk

Röportaj: Canan DANYILDIZ

Haberin Devamı

Prodüksiyon: Begüm Baki

Bu aralar size ulaşmak, milletvekillerine ulaşmaktan zor!

Aşırı bir yoğunluğum vardı, haklısın! Müthiş bir tempo içindeydim, bir tv programım var ‘Suzan’a geldiler’ reklam çalışmaları, diziydi, konserdi derken... Eve gidiyordum ama nasıl, her an çıkacak gibi! 3 ayım resmen böyle geçti.

Hep böyle hareketli mi geçer zamanınız?

Eh zaten pek yerinde durabilen biri değilim. Hatta bak bu yüzden kendi şarkımın, klibimin bile tanıtımına fazla giremedik, düşün durumu!

‘Suzan’a Geldiler’ sizin tarzınızın dışında!

Evet, hatta son programımda kendimi kendim ağırladım! Deli işi! Ben daha önce TRT’de müzik programı yapmıştım, ama konuk ağırlamalı böyle sohbetli işim hiç olmamıştı.

Ben de ‘Suzi gene ne işler karıştırıyor’ dedim!

Haberin Devamı

Bana Suzi, Suziko diye seslenen çok olur; sen de demek öyle söylüyorsun! Hiç beklemediğim kadar güzel tepkiler aldım, devamı gelecek bir iş olacak.

Niye bu kadar ilgi görüyorsunuz?

Bana gelen yorumlardan söyleyebilirim; TV’de benim kadar içten, samimi pek insan yok açıkçası, öyle diyorlar. Bu işi yapan birkaç insan var zaten. Ben de yaparken çok heyecanlandım.

Başka?

Bir yandan Youtube kanalım var, ‘Kaçın Suzan Geliyor’da makyaj tüyoları veriyorum.

O da tuhaf bir iş!

Evet, çok takipçisi olan bir kanal; bu yaz sırtlarına krem sürerken bulabilirler beni.

Makyaj bana hep dert gelmiştir! Doğallık varken niye?

Aslında insanların çok boş takıntıları var, hepimiz özel ve tek yaratılmışız; takılmamamız gerektiğini anlatıyorum. ‘Tamam diyelim senin cildin kötü, ama öyle güzel dudakların var ki!’ diyorum.

Ya erkekler?

Erkeklerin de sorunları var, olmaz mı? Kellik mesela, halbuki kel erkek ne kadar güzeldir; ama farkında değildir. Belli bir yaşa gelinceye kadar da maalesef bocalıyoruz yüzümüz, fiziğimiz ve güzellik konusunda.

Kadınla erkek aynı yaşlanmıyor ama!

Ooo çok büyük adaletsizlik! Erkekler yaş aldıkça gençleşiyor yakışıklı oluyor, kadınlar çöküyor.

Hopi reklamındaki tiplemeleriniz müthiş!

Çok ilgi görüyor. Tolga müthiş bir oyuncu.

Kaç yaşındasınız? Enerjinizden bayılacağım!

Haberin Devamı

54! Dur dur bayılma! Ya ben hayatımda tatil nedir bilmem, tanımam! Devamlı bir iş işlemem lazım, yemek yapmam, şarkı söylemem...

Ailenize acıyorum!

30 sene önce boşandım, kızım Begüm’le de zaten bu en sonki TV programı için bir araya geldikçe görüştük; ismi Begüm buldu.

Kaç yaşında kızınız?

29! Onun kendi evi, hayatı var. Annemle kızkardeşim Bodrum’da yaşıyor. Kızımın da kendine ait oyun, animasyon şirketi var.

Kendinizle program yapınca, yüzleşme yaşadınız mı?

Yok yahu! Ne sorgulaması, ne kendinle yüzleşmesi! Hiç sorgulamadım! Ama zaten ben bir kadının yaşadığı en güzel hayatı yaşıyorum, hiç taşkınlıklarım olmadı, güzel dostluklarım oldu.

‘Bu yaşta şarkılarımın klibinde oynamak sorun’

Hayatından memnun olan az insan tanıyoruz, enteresan...

Bir kadın olarak, insan olarak ya da meslek açısından, daha ne olabilir ki Canan? Türkiye’nin en iyi isimleriyle, en profesyonelleri ile çalışıyorum. Bundan memnun olmazsan ‘Allah seni ne yapsın’ artık! derler adama.

Çok geç ünlü oldunuz...

Evet, benim açımdan pek sorun değil. Çalışarak oldu hepsi, zamanla.

Haberin Devamı

Zorlukları var mı daha geç yaşta tanınmanın?

54 yaşındayım, tek sorun; şarkılarımın kliplerinde oynamak. Bir genç kadının duruşuyla benimki arasında fark var. Sırf yaşla ilgili değil.

Neyle ilgili peki?

Aslında haklısın yaşla ilgili değil; Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Türkan Şoray mesela dişidir; ben dişi değilim daha erkek erkek bir kadınım! Ben beceremiyorum. Mesele makyajla gençleşmekle ilgili değil.

Çok dürüstsünüz!

Yapamıyorum vallahi, bir de ben yıllarca setin mutfağında çalıştığım için sürekli ‘Ay kameraman yoruldu mu, ay ışıkçı çok bekledi mi?’ gibi şeyler düşünüyorum, bu defa kameranın önünde ne yapacağımı umursamıyorum, bu da yansıyor tabii ki.

E bundan sonra klip olmayacak mı?

Hayır olacak! Ama ben o tip bir şey oynamayacağım, şarkı yapmaz olur muyum! Ahım var Allah ömür verdikçe her Hıdırellez’de bir şarkı yapacağım ölene kadar.

''Telaşımla insanları rahatsız ediyorum”

Var mı beceriksiz olduğunuz bir şey?

Var! Telaşım! Onu bir türlü düzeltemiyorum, telaşım yüzünden insanları rahatsız ediyorum. Çünkü her şey çabuk çabuk olsun istiyorum, ama ne gereği var? Biraz dur, karşı taraf senin gibi olmak zorunda değil ki! Karşıdakinin sözünü dinlememek gibi bir hatam var, onun da ceremesini çekiyorum.

Haberin Devamı

Kosova’dan göçmüş bir aileniz var, güzelliğiniz dışında var mı ortak yönler?

Kosava’nın bir kasabasından göçmüş ailem. Çalışkanlık tabii ki de, bütün göçmenler çok çalışkan olur, ortak bir özellik diyebilirim.

Kaç yaşındaydınız Türkiye’ye geldiğinizde? Neden göç etmiş aileniz?

7-8 yaşlarındaydım, babam çok öngörülü bir adamdı, yakında orada bir savaşın çıkacağını sezdi ve bizi buraya getirdi. Ekonomik sebeplerden değildi yani gelişimiz.

Kosova’da kalsaydınız ne olurdunuz?

Kosova’da kalsaydım bu kadar renkli bir hayatım asla olmazdı. Yine çok çalışırdım, muhakkak bir şey yapardım ama bu işleri değil. Kader bu, senin çocukken seyrettiğin insanlarla tanışman bir kader.

Hayalleriniz de yok muydu?

7-8 yaşında ne hayalim olacak! O dediğin ortaokulda olan şeyler, herhalde köfteci olurdum; ailem o işlerle uğraşıyor. Oldum da, köfteci dükkanı açtım biliyorsun. Müzisyenler vardı, belki müzikle uğraşırdım.

Buraya geldikten sonra, hesap kitap yaptınız mı işler konusunda?

Hayır asla! Bak benim bir inancım var, yerde bir şey mi gördüm parlarsa alırım, parlamazsa bırakır giderim. İşime yarayıp yaramadığına bakıyorum. Çalışanı görürler.

Gocunduğunuz olur muydu bu kadar çalışmaktan?

‘Ay ne kadar çok çalışıyorum’ diye hiç ağlamadım! İnsan ne işe yarar? Duran biri olabilir mi? Ben çok çalıştım, asla gocunmadım; ve beni gördü birileri. Hareket eden görünür. ‘İyi ki gelmişiz iyi ki de buralıyım, çalışıyorum’ diyorum.

Sezen Aksu, kırılma noktası mıdır şarkıcılığınızda?

E tabii ki! O bana ‘haydi şarkı söyleyeceksin’ diyene kadar elime mikrofon alıp şarkıcı taklidi yapmışlığım yok, o kadar aklımda yok yani.

Sezen Aksu’ya da vahiy inmedi zahir!

Ya ekip arkadaşlarımızla eğleniyorduk, ondan. Sezen Aksu’ya makyaj yaparken aklına şarkıcı olmak gelir mi? Öyle kolay mı? Bu seslerin yanında.

İlk teklif ettiğinde ne yaptınız?

20 yıl önce bana ilk bunu söylediğinde ‘yok yok aman’ demiştim, sonra kızıma hatıra kalsın diye bir albüm yaptık, sonra gerisi geldi.

“İşlerden özel hayata zaman yok”

Kosovalılar sizinle gurur duyuyor mu?

Evet, onların müziğini dile getirdiğim için tabii ki çok mutlu oluyorlar. Hatta bu yıl ‘En İyi Balkan Yorumcusu’ ödülü aldım. Çok büyük beklentileri yok benden, büyük sorumluluk sahibi değilim. Sadece kendilerinden birini, kendi dillerinden bir şarkıyı duyunca gurur duyuyorlar.

Zarifi’de ne yapıyorsunuz?

Vallahi Kurtlar Vadisi gibi, her çarşamba akşamı burada sahne alıyorum, 8 yıldır hiç değişmedi. Ama yalnızca Balkan müziği değil, başka sevdiğimiz şarkıları da söylüyoruz. Başka lezzetler sunmak gerek.

Sahne? Makyaj? Oyunculuk? Hangisi Suzan Kardeş?

Makyaj benim mesleğim, beni ben yapan şey. Ölene kadar da setlerde olmak istiyorum, hiçbir nesli kaçırmak istemiyorum. Bizim camiamız çok iyi.

Özel hayatınız nasıl gidiyor?

Sana ne be! (Kahkaha atıyor) Vakitsizlikten, ona ayıracak yer yok! İşlerden zaman yok özele vallahi.

Talipleriniz kesin çıkıyordur! Sarışın bir kadın!

Vardır da ben görmüyorum, yani ben önce arkadaş arkadaş dururum, pek anlamam; ama o arada bir şey hissettirirse ne ala! Hissettirmezse bir şey olmaz.

Şimdi var mı biri aşık olduğunuz?

İşlerden özel hayata zaman yok. Zaten adam da bu yoğunluktan kaçar.

Beni acayip şaşırtıyorsunuz, bu kadar memnuniyet...

Tabii ki bu hayatın içinde yaşıyorum, etkilenmemem mümkün mü? Benim de özel zamanlarda sahneme yansıttığım şeyler vardı. Ama sanki moral vermek daha önemli, ben müziğimi biraz bu yüzden değiştirdim.

Hayatı çok mu seviyorsunuz?

Evet, kim sevmez ki? Hayat çok güzel. Ölmekten çok korkuyorum, hiç istemiyorum ölmek.

Başka korkularınız var mı?

Çok yaşlı biri olmak, birilerine muhtaç olmak; bunlar korkutuyor...

Dibe vurduğunuz ya da keskin virajlarınız var mı?

Olmaz mı? Ama bunları bile normal buluyorum artık. Ama düşünsene. Dedim ya, taşkınlıklarım, sapkınlıklarım olmadı; bu yüzden pişmanlıklarım da yok. Dargın olduğum kimse bile yok.