Porno, tümüyle erkek egemenliğinde bir sektör. Bir kadının “Porno izlemeye bayılıyorum” gibi bir cümle kurduğuna hiç şahit oldunuz mu? Genel sistem erkeğin arzusuna uyum göstererek porno film izleyen kadınlar şeklinde işler. En azından bugüne kadar öyleydi. Çünkü bu alanda büyük bir değişim yaşanıyor. Porno sektörünün yeni hedef tahtası kadınlar! Artık kadınları cinsel olarak uyaracak türden filmler, yayınlar nasıl olmalı sorusuna yatın aranıyor, seksologlar araştırıyor...

İşin bu son bölümü biraz sorunlu çünkü kadınların tümüne hitap edebilecek türden porno nasıl olmalı, buna henüz seksologlar da bir cevap bulabilmiş değiller! Playboy’un yaratıcısı Hugh Hefner’in malikanesi, artık kimse için sır değil. Benzer göğüs ölçülerindeki sarışın genç kızların tuhaf hayatlarına uzun süredir tanıklık ediyoruz. Playboy’un efsane ismiyle aynı çatı altında yaşayan bu üç kızın günlerini dekorasyonla uğraşarak, kendilerine rakip olacak başka ‘Playmate’ler keşfederek, akrobatik becerilerini (boru dansı, trambolin vesaire...) geliştirerek geçirdiklerine yabancı değiliz.

Zaman içerisinde her Playboy kızı, kendine ait bir reality şova sahip oluyor ve sirki andıran bambaşka bir dünya meraklı televizyon izleyicisine sunuluyor. Hayatları erotik bir Disneyland’ı andıran küçük kadınlar, Playboy efsanesini yaşatmaya devam ediyor... Bu aslında kadınlar için seks ve sekse dair her şeyin değişmeye başladığının da bir anlamda göstergesi. Çünkü bugüne dek bambaşka hayal ettiğimiz Playboy kızları, seksten uzak hayatlarıyla aile kuşağında bile reyting sağlayabiliyorlar.

1953 yılında kurulmuş olan Playboy markası, Playboy TV’yi sadece erkekler için değil kadınları da hedef alan bir yeni döneme sokmaya hazırlanıyor. Bu aydan itibaren kanal kadınlara özel porno kanalına dönüşecek!

Porno değil, erotik film

Playboy TV 1982 yılından bu yana yayında. Ve Playboy TV porno seven erkeklere fazla hafif, kadınlara fazla sert, açık saçık geliyor. Amerikalı kadınların evin harcamalarını kontrol ettiği gerçeğinden yola çıkan yapımcılar, kadınlara yönelik bir içerik düzenleyerek, kablolu televizyon faturasını ödeyecek söz konusu kadınları, eşleri kadar mutlu ve tatmin etmeyi amaçlıyor. Bir yılı aşkın süredir konu üzerinde araştırma yapan televizyon yetkilileri, en sonunda buldukları formülü denemeye hazırlar.

Formül kısaca şöyle: Yarı belgesel-yarı kurgu tadındaki reality şovlarda ‘birbirini tanıyan’ kadın ve erkeklerin, daha az çıplaklık içinde ‘yakınlaşmaları’nın gösterildiği ‘konulu’, arkası yarın olan hikayeler. Başka bir deyişle; daha az uzuv, daha çeşitli beden tipi ve en önemlisi de bir yereler bağlanan seks...

Kadınlar ne ister?

Sadece kadınlar için özenle hazırlanan muhafazakar, romantik bir seks kanalı kurmak kolay değil. Daha da ötesi seksologlar hala kadınların tam olarak ne istediklerini anlamış değiller. Son seks anketleri kadınların cinsel alışkanlıklarında ciddi değişimler olduğunu ortaya koyuyor.

Araştırmalar kadınların hangi görüntü karşısında heyecanlanıp uyarıldığının karmaşıklığına dikkat çekiyor. Geçen sene New York Times’da yayımlanan Daniel Bergner imzalı ‘Kadınlar Ne İster?’ başlıklı makalede, psikolog Meredith Chivers’ın araştırmasına yer veriliyor. Görüntülerle araştırmasını yapan Chivers’in elde ettiği sonuçlar şaşırtıcı. Kadınlar iri yarı bir erkek görüntüsünden değil de spor yapan güzel vücutlu bir kadını izlerken cinsel olarak etkileniyorlar.

Kadınların bedenleri ile zihinlerinin farklı şeyler tarafından uyarıldığı artık biliniyor. Bu araştırmalar bir yana kesin olan bir şey var ki; kadınlar pornografik değil, daha yumuşak bir anlayışla kendilerine sunulan erotik olandan etkileniyor. Konulu erotik filmler mesela kadınları cinsel olarak harekete geçirebiliyor. Ve belli ki dünya değişiyor, kadının seks hayatına yönelik erotik yayınlar yeni bir pazar olarak hayatımıza giriyor...