Pazar Postası Hasan Can Kaya: Sanki 30 yıldır karantinadaydım da o gün karantinadan çıktım
Paylaş
Hasan Can Kaya: Sanki 30 yıldır karantinadaydım da o gün karantinadan çıktım

Hasan Can Kaya, hayatımıza senaryosu ve formatı tamamen kendine ait olan ‘Konuşanlar’ programıyla girdi ve neredeyse bir pop star kadar ünlü oldu. Ardından tüm programlarını YouTube’dan silip Exxen’e taşıdı ve 40 milyonun üzerinde izlenme ile bir rekora imza attı. Karşı karşıya geldiğimiz o an “Hiçbir başarı tesadüf değil” diye hissettim. Zeki, muzip ve çok eğlenceli. Gerçekte de ekranda gördüğünüz o kişi yani. Hikayesini kendisinden dinledik. // Oya Çınar / oya.cinar@posta.com.tr

Tebrikler… YouTube’dan dijital platforma taşıdığınız ‘Konuşanlar’la 40 milyonun üzerinde izlenerek bir rekora imza attınız. Ne hissediyorsunuz?

Haberin Devamı

Şükran doluyum. Ben sadece sevdiğim işi yapıyorum, bütün motivasyonum gülmek ve güldürmek üzerine. Rekor kırmak, tarihe geçmek gibi gelişmeleri hiç hesap etmedim ama olması da çok mutlu etti tabii.

Hafiften bir şımarıklık geldi mi?

Hayır, zaten hayatım boyunca cüretkardım ama bazı ortamlarda bu özelliğim garipsenirdi. Artık hiçbir ortamda garipsenmiyor. Olan bu sadece. Hiçbir zaman şımaracağımı da sanmıyorum.

Neredeyse bir pop star kadar ünlü oldunuz. Allah “Yürü ya kulum” mu dedi? Yaptınız oldu mu? Bu başarıyı neyle açıklıyorsunuz?

Yıllardır sadece işimle ilgileniyorum. Sizin tabirinizle ‘starlık’ benim dışımda gelişen bir durum. Çocukluğumdan beri mizahın her alanında üretici olarak çalıştım. Sanırım yetenek ve çok çalışma bir yerde değerini buldu. Benim bildiğim, başarıya giden kestirme bir yol yok.

Haberin Devamı

YERSİZ ŞAKA YAPAN, AŞIRI NEŞELİ BİR ÇOCUKTUM

Hikayeniz nerede, nasıl başladı?

Güngören’de büyüdüm. Yersiz şaka yapan, aşırı neşeli bir çocuktum. İnsanları güldürdüğümde etrafımdakilerden fırça yerdim. Ama mizah tutkumu meslek olarak yapma fikri rüyalarıma girmeye başlamıştı…

Sonra?

Birkaç yıl setlerde çalıştım. Hem para kazanıyor hem de senaryo yazmayı öğreniyordum. Yazar olarak işler almaya başlayınca sette çalışmayı tamamen bıraktım ve kendimi senaryo yazmaya adadım. 2014 yılında senarist arkadaşların da ısrarıyla, hep ertelediğim stand up gösterilerine başladım. Yani kameranın en arkasından başlayarak sonunda en öne geldim.

İNSAN HAFIZASI DÜRÜST DEĞİL ZAMAN İÇİNDE YAŞANAN TRAVMALARI KÜÇÜLTÜP, ONLARI GÜZEL ANMANI SAĞLIYOR

Zor bir yolculuk muydu?

Çok zordu. Ama güzel olan her şey zordur.

“Hedefe giden yolda çekilen çile kutsaldır” anlayışı genelde kabul görür ama siz “Çekilen her sıkıntı anlamlı değildir” diyorsunuz…

İnsan hafızası bu konuda dürüst değil. Yaşadıklarının üstünden zaman geçtikçe, bellek hayata devam edebilmen için travmaları küçültüp, onları anlamlı ya da olduğundan daha güzel olarak anmanı sağlıyor. Mesela, lisedeyken ot gibi yaşayan tipler her vardır. Yıllar sonra hepsi ‘Hababam Sınıfı’ndakiler gibi bir lise hayatı yaşadığını iddia eder. Yani etrafında gördüğün, kendi hayat muhasebesini “Yaşadığım sıkıntılara değdi” diye yapan çoğu kişi, bugün mutsuz diye geçmişi konusunda kendini kandırıyordur.

Haberin Devamı

Sizin yaşadıklarınızın en zoru neydi?

Bir ustam, yol gösterenim olmasını çok isterdim ama olmadı. Ben de öğrenebildiğim her yerden mesleği daha iyi öğrenip kendimi geliştirmeye çalıştım. Bu ‘yalnızlık’ aynı zamanda çok yıpratıcı oldu. Ama bugün tarzımın kendime özgü olmasını belki de buna borçluyum. Galiba ben de şu an aynısını yaptım. (Gülüyor)

Bu işi yapmaya karar verdiğinizde, ailenizle bir çatışma yaşadınız mı?

Çatışma yaşayacak seviyeye gelmemiz bile zaman aldı. Ailemi ve yakın çevreyi ikna etmem çok uzun sürdü.

BÜTÜN ZAAFLARIM BENİM BEBEĞİM GİBİ

‘Konuşanlar’ın formatı tamamen sizin fikriniz miydi? İnsanlara kendi zaaflarıyla dalga geçirebilmek şahane bir şey.

Tamamen bana ait. 2016’nın şubat ayında hem komedyenlik hem de yazarlık yapıyorken, seyircilerden doğaçlamamla ilgili yoğun övgü alıyordum. Ben de yabancı bir formatı uyarlamak yerine kendi orijinal talk show formatımı yazdım ve ardından demo çektik. Ama sektörden kime izlettiysek hem çok güldü hem de daha önce yapılmamış bir format olduğu için riskli buldu ve reddetti. Yıllar sonra hayata geçirmek nasip oldu.

Haberin Devamı

Siz kendi zaaflarıyla dalga geçebilen biri misiniz? Kendinizi en çok güldüren zaafınız ne?

Spesifik olarak tek bir zaafımı örnek veremem. Bütün zaaflarım benim bebeğim gibi. (Gülüyor)

Cem Yılmaz’ın tek başına çıkıp insanları güldürmesiyle sizin yaptığınız gibi; belirli bir program dahilinde insanları güldürmek arasında ciddi farklar var mı?

Evet var. İkisi de mizahın farklı kolları. Cem Abi’nin tarzı, sırtını meddahlığa dayayan ve kendi dönemine uyarlanan bir tarz. Benim yaptığım ise tuluat ve orta oyunu geleneğinden gelen tarzın talk show’laştırılmış hali. Ama ikimizin yaptığı da kendi türünün başarılı örnekleri olduğu için kıyaslanması gayet doğal.

YOUTUBE’DAN DİJİTAL KANALA GEÇERKEN ‘ACABA MI?’ DEMEDİM ÇÜNKÜ NETİCEDE BEN BİR YOUTUBER DEĞİLİM

Haberin Devamı

Exxen’e geçtiğinizde çok eleştiren, “Asla aynı etki olmaz” diyenler oldu. Sizin endişeleriniz var mıydı?

Tabii ki “Biz şimdi burada kesin tüm zamanların rekorunu kırarız” gibi bir özgüvenimiz yoktu. Ama “Acaba?” da demedim. Çünkü YouTube, her ne kadar kendimizi göstermemize aracı olsa da ben YouTuber değilim. Kendimi eninde sonunda en üst seviyede test etmem gerekiyordu. Bu seviye de insanların bir şey izlemek için ücret ödediği paralı platformdu ve bizim bu adımı atmamız gerekiyordu.

‘Bir Yer Altı Sitcomu’u da çok izlenen bir dizi oldu ama oyunculuğunuzu eleştirenler de var. Siz, kendinizi nasıl buluyorsunuz?

Beklenti ve izlenme sayısı çok büyük olduğu için eleştirilerin olması normal. Oynadığım işlerin sayısı zamanla artacak ve seyircinin benim oyunculuğumu nerede konumlandıracağını beraber göreceğiz.

MİZAHTA MÜBAH YA DA YASAK TARTIŞMASI YAPMAK GERZEKÇE

“Komedyenlik, seyirciyi kendi neşene dahil etmektir” diyorsunuz. Peki sizin neşenizi ne kaçırır?

Biri benden kaynaklı bir şekilde üzüldüyse onun sorumluluğunu üstümde hissediyor ve mutsuz oluyorum.

Komedyenin kırmızı çizgisi olur mu? “Şakası yapılmaz” dediğiniz konular var mı?

Bence, mizahta mübah veya yasak tartışması yapmak gerzekçe. Zaten yaptığınız şaka herhangi bir insanı rencide ediyorsa seyirci ona amiyane tabirle cezasını verir.

En çok güldüğünüz komedyen kim?

Türkiye’den Cem Yılmaz. Yabancı olarak da Jeff Ross.

DAHA İZOLE BİR HAYA YAŞAMAK BAŞARININ BÜYÜKLÜĞÜNE GÖRE KÜÇÜK BİR BEDEL

“Galiba şöhret oldum” dediğiniz o ilk an… Nerede, ne yapıyordunuz?

‘Konuşanlar’ın ilk altı bölümü biz karantinadayken yayınlandı. Altı hafta sonra evden çıktım, adım başı biri fotoğraf çektirmek istiyor… Sanki 30 yıldır karantinadaydım da o gün karantinadan çıkmışım gibi oldu. (Gülüyor)

Şimdi, “Şöhretin bu kadarı da gereksizmiş” dediğiniz oluyor mu?

Tabii ki daha izole bir hayat yaşamak zorunda olduğumu anlıyorum. Ama bu, başarının büyüklüğüne göre küçük bir bedel bence.

BAŞARI, İNSANI GÜZELLEŞTİRİR

Başarının insanı daha ilgi çekici, daha seksi hale getirdiği fikrine katılıyor musunuz?

Katılıyorum, başarı insanı güzelleştirir.

17 yaşındaki Hasan Can Kaya’ya bir öğüt verseniz ne olurdu?

Panik yapmamasını ve herkesi mutlu etmeye çalışmaktan vazgeçmesini öğütlerdim.

Fotoğraf: Ozan Güzelce