Pazar Postası Nilay Deniz: Kimse maskesiz yaşayamaz, özellikle mutsuzken çok maskeliyim
Paylaş
Nilay Deniz: Kimse maskesiz yaşayamaz, özellikle mutsuzken çok maskeliyim

O, her ne kadar, “Kimse maskesiz yaşayamaz” dese de bana hep maskesiz bir insan duygusu geçiriyor çünkü duygusu yüzünden hep rahat okunuyor. Sadece kamera önünde iyi rol yaptığını düşündürüyor. Nilay Deniz, yeni filmi ‘Maske’de, “Sinsi ve yalnız bir kadın” diye tarif ettiği Nergis karakterine hayat veriyor. Buluştuk, hem ‘Maske’yi ve Nergis’i hem de Nilay’ı konuştuk. Oya ÇINAR / oya.cinar@posta.com.tr

 

Yine çok sürpriz bir karakterle karşımızdasınız. ‘Maske’, 9 Haziran’da vizyona girdi. Kendini tekrar etmeyen roller konusunda şanslı mısınız?

Haberin Devamı

Bence karşılıklı gelişiyor o. Ben bunu istiyorum ve enerjimi hep buna yoğunlaştırıyorum. Olabildiğince farklı rolleri canlandırmayı istiyorum ve enerjimle çektiğime inanıyorum.  

Filmin hikayesi, gençlik yıllarına ait travmalarını atlatamayan Barış’ın etrafında dönüyor. Sizce Barış’ın hikayedeki en büyük açmazı ne?

Barış çok yönlü bir karakter. Sürprizlerle dolu. Spoiler vermek istemem. Ancak izlenerek görülebilir; empati kurulabilir ya da hiç anlaşılmayabilir ama kesinlikle izlendiği zaman yorum yapılabilir Barış için.  

TRAVMALARIMI HEP ÖĞRETİYE DÖNÜŞTÜRÜRÜM

Travma deyince sizde nasıl duygular uyanıyor? Sizin de hiç atlatamadığınızı düşündüğünüz travmalarınız var mı?

Tabii ki var, herkesin vardır. Ama travmalarımızı  nasıl yönlendirdiğimiz önemli. Çocukluğumuzda yaşadığımız bir travma ileride hayatımızı nasıl etkiliyor, biz bunu nasıl karşılıyoruz? Acıya ya da öfkeye mi dönüştürüyoruz, yoksa bir öğretiye mi? Yaşayarak şekilleniyor bu da. Ben mesela hep öğreti olarak aldım travmalarımı.

Haberin Devamı

‘Maske’ hem metaforik bir anlam taşıyor hem de filmde nesne olarak da karşılığı var. Siz de maskeye ihtiyaç duyuyor musunuz hayatın içinde?

Ben dahil, kimsenin maskesiz yaşayabildiğini düşünmüyorum bu hayatta. Zaman zaman herkes gibi benim de ihtiyacım oluyor. Özellikle mutsuz olduğumda maskeyle gezmek zorunda hissettiğim anlar oluyor ister istemez.

YALANIN BEYAZI, PEMBESİ OLMAZ

Genellikle ilişkilerinizde, sıfırdan başlayıp 10’a doğru gidenlerden misiniz, yoksa 10’dan başlayıp zamanla not kıranlardan mısınız?

Ben her zaman güvenmeyi seçerim başta ama bu niyet olarak. Başta nötr olurum. Sıfırdan başlar, zaman içinde, yaşadıkça, gördükçe o yükselir ya da düşer.

Nasıl bir insan sizde güven uyandırır?  

Dürüst olan, sinsi olmayan insan her zaman güven uyandırır.

Dürüstlüğün tanımı bazıları için tartışılır. Mesela ‘beyaz yalan’ sizin için affedilir bir şey mi?

Yalanın beyazı, pembesi olmaz bence. O da bir yalan. Beyaz yalan dediğimiz şey de büyük bir yalan. O da üzebilir sonuçta karşındakini ve buna sen karar veremezsin. Bilmesi ve onun karar vermesi gerekir. Dürüstlük her zaman sadece doğruyu söylemekten geçmez. Doğruyu söylememek de bir yalandır. 

Haberin Devamı

Ruh haliniz genellikle çelişkili ve gelgitli midir yoksa her zaman net ve kontrollü müsünüz?

Çok güler yüzlüyüm genelde ama zaman zaman değişken de oluyor ister istemez. Bir de ben çok yansıtırım her duygumu. Her şeyi içinde yaşayan, belli etmeyen bir insan olamıyorum. Yüzümden okunur. Üzgünsem, kızgınsam insanlar bunu anlar ki bence böyle de olmalı.

Nergis, filmde intikam duygusuyla dolup taşan biri. Siz nasıl anlatırsınız Nergis’i?

Ben, Nergis olmaya çalışmaktan çok onu anlamaya çalıştım. Anlaşılması zor bir karakter. Ama bazı insanlar yaşadıklarının üstesinden kolay gelemez. Kimileri yaşadıklarını doğru yönlendirir, kimileri yanlış yönlendirir Nergis biraz yanlış yönlendirenlerden bana göre. Ama onu oynayabilmek için de ona hak vermem gerekiyordu.

Nergis arkadaşınız olsa, hangi yanlarını eleştirir, hangi yanlarını takdir ederdiniz?

Arkadaşım olmazdı Nergis. Yalnız bir karakter o, yalnız bir insan. “Karda yürür izini belli etmez” diyeceğimiz cinsten. Sinsi bir kadın.

Haberin Devamı


 

SABRIMIN SON SINIRI AŞILDIĞINDA KARŞIMDAKİ İNSAN BENİM İÇİN YOK OLUR

İntikam duygusu size tanıdık bir duygu mu?

Hiç değil, hiç anlamam. Bana zarar verir o tip duygular. İyi gelmez.  

Çok canınızın yandığını hissettiğinizde, bu bir kişiden kaynaklıysa, genellikle o insanla ilişkiniz sonrasında nasıl devam eder?

Devam etmez. Direkt hiç yokmuş gibi olur. Durumun içindeyken sonuna kadar çabaladığım ve çok sabırlı olduğum için, o noktadan sonra bir hiç olur. Ben o ana kadar yapacağım hemen her şeyi yapmışımdır zaten. Çabalayamayacak duruma geldiysem, o noktadan sonra iyi ya da kötü bir şey düşünemem artık o insanla ilgili.

Aşkta da böyle mi?

Evet ama onda da sonuna kadar gitmiş olurum işte. Sonrasında gönlüm rahat olur. Aşmam gerektiğini düşündüğüm noktaya geldiğimde bir anda aşarım onu. Hiç yokmuş gibi olur.

İŞ KONUSUNDA KENDİME ACIMAM

SINIRLARIM YOKTUR

Kendinize en şefkatle yaklaştığınız, kendinizi en zayıf bulduğunuz yanınız ne?

Haberin Devamı

Genel olarak kendime karşı şefkatliyim ama acımasız olduğum konular da var; özellikle iş konusunda kendime acımam. Sonuna kadar kendimin üstüne giderim. Aslında aşkta da işte de genel olarak tüm hayatımda bu böyle. Her zaman verici bir insanım. Ama bu konuda da kendimi çok takdir ederim çünkü bunun doğru olduğuna, her şeyin böyle yaşanması gerektiğine inanıyorum. Sınır koymam kendime. Hele ki iş konusunda.  Tutkulu bir insanım sanırım. (Gülüyor)

KİMSE BENİ AŞKIN ÖMRÜNÜN ÜÇ YIL OLDUĞUNA İKNA EDEMEZ

Aşka biçtiğiniz bir ömür var mı? Bilim ısrarla üç yıl olduğunu söylüyor…  

Hiç inanmıyorum. Aşk evrilebilir, dönüşebilir ama ömrü ‘şu kadardır ve bilimseldir’ gibi yargılara inanmıyorum. Duyguyu anlamak da yönetmek de çok zor. Duygunun bilimsel sonuçları bence tartışılır. Matematik değil sonuçta bu. Benim anneannem ve dedem 52 yıl evli kaldı. Dedem vefat etti, anneannem hala aşık. Hala, “Adamım” diyerek yastığını kokluyor dedemin. O yüzden kimse beni ikna edemez aşkın ömrünün üç yıl olduğuna.

Aşk acısı sizde uzun süren bir şey mi?

Evet.

En son ne zaman aşk acısı çektiniz?

Şu an çok mutlu giden bir ilişkim var. O yüzden hiç girmeyelim oralara. (Gülüyor)