Pazar Postası Özgür Bolat: Çocuk geleceğe hazırlanmaz, çocuğa göre gelecek hazırlanır
Paylaş
Özgür Bolat: Çocuk geleceğe hazırlanmaz, çocuğa göre gelecek hazırlanır

Özgür Bolat, kendini eğitime adamış bir eğitim bilimci. Hayatı başarılarla dolu bir isim. Öyle bir hikayesi var ki dillere destan. Abartmıyorum. Herkes örnek alır mı, bilmiyorum ama gıpta edeceğinden eminim. Hikayesini kendisinden dinleyelim.

Sıcak gündemle başlayalım. KPSS iptal edildi ve Türkiye, bir kez daha sınavlardaki şaibeyi tartıştı. Peki, iptal edilen sınavların öğrenciler üzerindeki etkisi nedir?

Haberin Devamı

Stanford’da Walter Mischel tarafından yapılan Lokum (Marsmolov) deneyi var. Çocuklara bir lokum veriyorlar, beklerse bir lokum daha veriyorlar. Yıllar sonra baktıklarında bekleyenler daha başarılı ve mutlu oluyor. Sonra bu deneyi tekrar yapıyorlar ama bir farkla. Öncesinde çocuklara bir şey yaptırıyorlar ve sonunda “Oyuncak vereceğiz” diyorlar ama bir gerekçe uydurarak vermiyorlar. Aynı deneyi bir daha yaptıklarında çocukların bekleme oranı düşüyor. Çünkü çocukların güveni sarsılıyor. İnsanların güvenleri kırıldığında motivasyonları düşüyor. Çalışmayı bırakıyorlar. O yüzden bu tür iptaller insanların motivasyonunu ve disiplinini her zaman düşürmüştür.

Peki, Türkiye’deki sınav sistemlerinde sizce sorun mu var?

Haberin Devamı

Eğitim eşitsizliğinin olduğu toplumlarda rekabet artıyor ve bu durumda sınavlar çok belirleyici oluyor. İnsanlar en iyisine gitmeye çalışıyor. Ve rekabet ortamında insanlar öne geçmek için etik olmayan davranışlar sergileyebiliyor.

Tüm dünya olarak çok zor günler geçirdik. Tabii ülkemiz ve eğitim de bundan nasibini aldı. Sizce pandemi, eğitimi ne kadar yaraladı?

Online eğitim göreceli bir kavram. Bu konuda bir araştırma var. Yüzde 15’i iyiye, yüzde 35’i kötüye gitmiş. Bir dönem İngiltere’de okullarda telefonlar yasaklandı. Bu başarıyı yüzde 14 artırmış. Akademik olarak zayıf olan grubun da başarısı artmış. Akademik olarak başarılı olan çocuğun otokontrolü var. Yanındaki telefona bakmıyor. Akademik olarak zayıf çocuk, telefona bakıyor, canı sıkılıyor. Yani kendi öğrenmesinin sorumluluğunu alamıyor. Öğrenmenin sorumluluğunu alamayan çocuklar, bu dönemde kötüye gitti. Bu çocuklara öğrenmeyi öğreterek toparlayabiliriz. Ayrıca birçok çocukta erişim yok. Gelirdeki eşitsizlik, süreci olumsuz etkiledi.

HAYATIMDA HİÇBİR ŞEYİ ‘ZOR’ DİYE KODLAMAM

Hayatınız tam bir başarı öyküsü ve bu çok etkileyici. Nasıl başardınız bunu?

Boğaziçi Üniversitesi’nde okudum. Bölüm ve fakülte birincisi oldum. Babam çok mutlu oldu. Tanıdıklara falan söylendi, “Birinci oldu yine Özgür!” diye. Hayatımda hiçbir şeyi ‘zor’ diye kodlamam. Sonra Fulbright ve Türk Eğitim Vakfı’ndan burs aldım, Harvard’a gittim. Ardından Türkiye’ye döndüm ve Boğaziçi’nde öğretim üyeliği yaptım.

Haberin Devamı

Üstün zekalılar okulunda çalıştım. Doktora için Cambridge Üniversitesi’ne gittim. Orada ‘En Genç Araştırmacı’ ödülünü aldım. Bir yıl da MIT’ye gittim. Orada da liderlik üzerine çalıştım. Tekrar Türkiye’ye döndüm. Bizdeki bu çocuk yetiştirme modelinin ne kadar yanlış olduğu üzerine kafa yormaya başladım. Aslında Harvard’da başladı değişimim. Oradaki bilim dünyası beni değiştirdi. Türkiye’de ailedeki ve okullardaki çocuk yetiştirme modeline katkıda bulunmak istiyorum.

GELECEĞİN UMUT VADEDEN MESLEĞİ FİLAN YOK

Geleceğin umut vadeden meslekleri neler?

Bana göre geleceğin umut vadeden mesleği filan yok. Bir hocam var. Bunu çok güzel ifade ediyor; “İyi meslek diye bir şey yok, meslekte iyi olmak var.” Mesleğinde iyi olan herkes zaten başarılı olacaktır. İş bulma diye bir kavram da yok. Sen bir şeyde iyi olursan ya iş kurarsın ya da sana iş teklifi gelir. k Herkes için mi geçerli? Tabii ki. İşini iyi yapan herkes için geçerli. Eğer başarılı değilse ya yeteri kadar emek vermiyordur ya da sevdiği işi yapmıyordur.

Haberin Devamı

Günümüz insanının en büyük kişisel problemi ne sizce?

Çağımızın en büyük sorunu bana göre yalnızlık ve sevgisizlik... Özellikle bizim ülkemizde sevgisizlik. Eğitimde koşullu sevgi olduğu için çocuklar değersizlik inancıyla büyüyor. Bu inançla büyüyen çocuklar da ilerde güçlü ilişkiler kuramıyor ve ait hissedemiyor. Koşulla büyüyen nesil, değer odaklı büyüyemez. Değer olmayınca da çok fazla aldatma ve sahtekarlık olur. Sevgisiz büyüyen insanlar, diğer insanlara güvenemiyor.

ÇOCUK KENDİ GELECEĞİNİ KENDİ TASARLAR

Çocukları nasıl geleceğe hazırlayacağız? Hepsi karamsar...

Geleceğe hazırlamak kavramına inanmıyorum. Çocuk geleceğe hazırlanmaz, çocuğa göre gelecek hazırlanır. Benim çocuğum neyi seviyor, hangi konuda kendini geliştirebilir? Çocuk, kendi geleceğini kendi tasarlar.

ÇOCUĞU ŞEKİLLENDİREN DEĞİL KEŞFEDEN AİLE OLMALIYIZ

Haberin Devamı

Ebeveynler de bu konuda katı. Çocukların üzerinde baskı mekanizması kuruyoruz. Yanlış mı?

Ebeveynin kafasındaki geleceğe göre çocukların geleceğini şekillendiriyoruz. Ancak böyle yaparak çocuğa koşullu sevgi veriliyor. Ebeveynler yapamadıklarını çocukları yapsın istiyor. Bu tabii ki bencillik oluyor. Çocuğu şekillendiren değil, keşfeden aile olmalıyız. Ben bu konuyu ikinci kitabım ‘Sorularla Büyüyoruz’da detaylı ele aldım.

ÇOCUKLARLA OLAN İLİŞKİLERİMİZ BİZİM YARALARIMIZIN YANSIMASIDIR

Ebeveynlere ne nasihat verirsiniz?

Çocuklarının güçlü yanlarını keşfetsinler. Mesela “Çocuklar hangi bölümü seçmeli” diye soruyorlar. Bölümden gidilmez. İlk önce yapmak istediği neyse çocuk onu seçer. Sonra “Bölüm buna hizmet edecek mi?” diye sorulur. Hizmet edecekse, o bölüm seçilir. Çocuklarla olan ilişkilerimiz, bizim yaralarımızın yansıması oluyor. Bende gelecek kaygısı varsa çocuğa baskı yaparak ona yüklerim. Koşulsuz sevgi önemli.

TÜRKİYE’DE ONLINE EĞİTİM DİĞER ÜLKELERE GÖRE OLUMSUZ GİTTİ

Online eğitim kalıcı olabilir miydi?

Online eğitimin etkili olması için iki şey gerekli; çocuğun iç disiplini ve iç motivasyonu. Okullarımızın çocuklarda iç disiplini oluşturamadığını gördük bu dönemde. Türkiye’de online eğitim, diğer ülkelere göre olumsuz gitti. Bu bize bir fırsat oldu. Çocuklar bu konuda pratik yaptılar ve bunun da devam etmesi gerekir. k Ancak birçok veli online eğitimden çok şikayetçi... Okul sosyalleşmek için önemli. Ben burada pandemiyi suçlamam. Online olarak iyi bir öğrenme ortamı yaratamamayı suçlarım. k MEB’in TRT ekranlarında verdiği yayınlar nasıldı sizce? Ülkenin internet alt yapısı kaldırmadığı için televizyona kaymak zorunda kaldılar. Oradaki eğitim içerikleri mükemmel olmasa da kötü değildi.

EZBERDEN KURTULAMADIĞIMIZ SÜRECE EĞİTİM SİSTEMİ DEĞİŞMEZ

Eğitim sistemini eleştiriyoruz. Değişmesi gereken neler var?

Yıllardır sistem aynı gidiyor. Öğrenme yok, bilgiler ezberleniyor. Ezberden kurtulmadığımız sürece eğitim sistemi değişmez.

Ezberden nasıl kurtulacağız?

Müfredatın bilgi odaklıdan kavram odaklıya dönüşmesi lazım. Mesela savaşların sebeplerini öğreniyor çocuk. Ama yukarıda bir kavram var; çatışma. Çatışmanın altında yatan temel sebep nedir? Kaynak paylaşımı. Kaynak paylaşımını işlersem çocuk tarihteki tüm savaşları anlamlandırır. Yani kavramsal öğrenmeye geçmemiz lazım.