Magazin 'Türkiye'nin Rafealla Carra'sı olabilirim'

'Türkiye'nin Rafealla Carra'sı olabilirim'

Paylaş
'Türkiye'nin Rafealla Carra'sı olabilirim'

Ünlü manken, şarkıcı ve oyuncu Tuğba Özay posta.com.tr'ye, özel hayatından kariyerine, gelecek planlarından gündemdeki olaylara kadar pek çok alanda bomba açıklamalarda bulundu

RÖPORTAJ: PINAR YILDIZ

pinar.yildiz@posta.com.tr

Tuğba Özay ile Kuruçeşme'deki Van Kahvaltı Evi'nin terasında oturuyoruz. Yazın kavurucu sıcağı tam dik açıyla ikimizi de terletmekte. Mevzular derin, hava sıcak! Derken işletme, durumu fark edip hemen bir vantilatör getiriyor. Oh, rahatlıyoruz ve serin serin röportajımıza devam ediyoruz. Bu serinlikten olsa gerek, Tuğba Hanım gündemdeki olayları teker teker ele almaya başlıyor.

İşte röportajımızın bu ikinci bölümünde Tuğba Özay'ın kariyer planlarından sanat camiasındaki olaylara kadar pek çok alanda dobra dobra açıklamalarını bulacaksınız.

ANA HABERLERE BİLE KONU OLABİLECEK BİR ŞARKI YAZDIM

Sosyal ve siyasal alanlarda paylaşımlar yapıyorsunuz, sosyal ya da siyasal içerikli bir klip çekmeyi düşünüyor musunuz?

Bir şarkı yazdım tamamen sosyal mesajı olan. Çok uzun bir şarkı. Çok iddialı bir şarkı. Ama bu şarkıyı yayınlarsam sonra başıma iş alır mıyım diye düşünmüyor değilim. Ülke ve dünya gündemiyle ilgili ele almadığım hiçbir konu yok. Sevgili Bülent Seyhan çok istedi bu şarkıyı yapmamı. 3 sene bekledim. Belki bu kış sezonunda bu şarkıyı patlatabilirim. Çıktığı andan itibaren ana haberlere bile konu olabilecek çok ciddi bir parça! Ve klibini de bu tür görselliklerle düşünüyorum.

Peki sıradaki klibinizi hangi parçanıza çekeceksiniz?

Sözü ve müziği bana ait olan Kaderdaş’ım diye bir şarkım var, buna klip çekeceğiz. Kadın temalı bir klip olacak.

Bu tip sosyal ve siyasal içerikli kliplerin Tv’de yayınlanması da zor oluyor. Bu konudan şikayetçi olan sanatçılar da var…

Evet böyle de bir sorun var, malesef. Ben de internetten yayınlarım. Youtube’a verdiğiniz zaman, TV’den daha hızlı daha çok kitleye ulaşıyor.

Türkiye’de klip yayınlanma durumu da çok enteresan zaten. Nerede görülmüş bir klibin yayınlanması için bir kanala ayda 20 bin TL verildiği. Üzerine komisyonlardan geçecek ve sen sanatçı olarak bunu kabul edip para vereceksin. Aksine kanalın sanatçıya para vermesi gerekir. İşte burada da şöyle bir sorun var. Ciddi bir pazar. Sektörün önde gelenleri zaten bir konserden 70-80 bin alıyor. Onlardan para al! Neden işe yeni başlamış insanları baltalıyorsun ki?

Konserlerden çok paralar alan o sanatçılar bir birlik olmalılar ve duruma tepki göstermeliler. Belki o zaman bu duruma bir son verilir.

AJDA PEKKAN BAŞARILI OLAMADI

Madonna ülkemizde konser verdi ve daha sonra benzer şekilde pek çok sanatçı sahne şovlarına ağırlık vermeye başladı...

Madonna'nın arkasından böyle bir şey yapılması komedi, hatta trajikomedi! Madonna bir dünya starı! Rihanna’da bir dünya starı ama Madonna bir ekol! Madonna, Michael Jackson, Elvis Presley... Bu tür insanlar devrim yaratmış insanlar sektörde. Lady Gaga, Beyonce, Rihanna gibi sanatçıların anasıdır Madonna.

Ajda Pekkan, Türkiye’de çok sevilen saygı duyulan biri. Ona ‘Süperstar’ demişler. Zaten bu kavramlar da bir tek bizim ülkemizde var. Madonna’ya kimse yurtdışında süperstar demiyor. Beyonce kimse ‘Diva’ demiyor. Ajda çok beğeniliyor ama ona duyulan hayranlık ve saygı kendi olduğu içindir. Madonna şunu yapmış diye yapan Ajda’ya herkes farklı bakar. İnternet ortamında da gördük. Bana göre bu stratejik bir hatadır. Çünkü Madonna gibi bir ekolün ardından bizim ülkemizde süperstar olarak anılan birinin çıkması doğru değil! Kendisine yaradı mı bilemem. Ajda Pekkan ne yapsa medyada yer alır bunlara gerek yok.

Ajda Hanım kova burcudur benim gibi zekayı temsil eder, hata bence onu yönlendirenlerde. Ben de bu işi yaparım başarılı da olurumsa maksat, hayır başarılı olamadı.

DİNİMİZDEN DOLAYI DÜNYA STARI OLAMAYIZ!

Biz de neden dünya starı çıkmıyor?

Şu gerçeği kabul etmemiz gerekir, ilk neden din faktörüdür. Bugün Hollywood ya da müzik dünyası kimin elinde? Nasıl ki Türkiye’de star olmak için İstanbul’a gelmen gerekir. Dünya starı olmak içinde Amerika’da yaşaman lazım. Yahudilerin elinde. Bizde de çok iyi sesler modeller var ama dünyada isim yapmamız din kavramından dolayı çok zor!

Birkaç yıl önce Playboy dergisinden teklif aldınız ama kabul etmediniz. Neden kabul etmediniz? Bu dünya starı olmak için ciddi bir fırsat değil miydi?

Bu teklif hala devam ediyor. İstesem şimdi de kabul edebilirim. Ama o zaman kafamda yapmak istediğim projelerle örtüşmedi.

Derginin adı çok büyük ve insanların kafasında belli bir imajı var. Ancak derginin şu an içeriğine baktığınızda çok değişti. Erkek dergisinden nispeten uzaklaştı. Ama imajı ‘plaboy’dur

Peki, şu an kabul etme gibi bir durumunuz mu var?

Olabilir neden olmasın. Ama şartları ben belirlersem.

BOYUNDAN AKAN BİR TER DAMLASI DA ÇOK SEKSİ OLABİLİR

Fotoğraf verirken Türkan Şoray kanunlarım mı var, diyorsunuz?

Öyle et pazarı niteliğinde fotoğraflar asla vermem. Gizli bir erotizm olur ama çıplaklık kabul etmem. Bazen bir dudak aralığı ya da bir bakış, boynunuzdan akan bir ter çok seksi olabilir. Burada fotoğrafçının da nasıl yakaladığı önemli!

Örneğin Marilyn Monroe’nin rüzgarda eteği havalanan o meşhur pozunu ondan sonra belki de yüzlerce kişi vermiştir ama kimse onun kadar seksi olmamıştır. Tüm dünyada taklit edilmiştir. Bizde de Seda Sayan vardır mesela. Ben de yapmışımdır, podyumda konsept gereği. Ama hiçbirimiz onun kadar olamadı. Neden? Çünkü o bir ilkti ve taklitleri hep sırıttı.

Şu ön plana şarkıcılığı almış gibi duruyorsunuz? Neden oyunculuk değil de şarkıcılık?

Aslında benim oyunculuğum küçük yaşlara dayanır. İlkokuldan beri oyun sahneliyordum. Sonra konservatuar tiyatro bölümünü kazandım. Hayatım hep sahnedeydi. 15 yaşında şöhret oldum. Ama güzelliğim çok ön plana çıktı. Sonra Bodrum'da sokakta Müjde Parizyen çoraplarının sahibi beni görüyor ve benle çekim yapmayı düşünüyorlar. Aradan yıllar geçti ve ben Müjde Parizyen kızı oldum. Sonra Türkiye güzeli ve dünya 2. güzeli oldum. Aynı yarışmada dünyanın en iyi vücutlu modeli seçildim. Daha sonra en iyi bacak seçildim. Top model teklifleri aldım. Hayat hep karşıma modelliği çıkardı. Oysa ki oyunculuk yaptım,15 dizi çektim. Daha yeni dizilerde popüler olan insanlar benim başrol olduğum dizilerde oynuyorlardı.

Podyumda kimsenin çalışmadığı kadar çok çalışıyordum. Bir Televole’de bile Tuğba Özay’ın olduğu 5 kaset yayınlanıyordu. Bunun yanında tiyatro da yaptım. Benim asıl geldiğim yer oyunculuk.

KENDİMİ HAKARETE UĞRAMIŞ SAYIYORUM

Ben oyunculuk eğitimi almış, üniversitede bu bölümü beşincilik ile kazanmış biriyim. Beni bir başkasıyla bir tutamaz hiç kimse. Ama güzelliğim ön plana çıktı ve dezavantaj oldu. Hülya Avşar’a da böyle olmuştur.

Peki son zamanlarda Hülya Avşar’ın jüri başkanı olmasıyla ilgili söylenenler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Levent Kırca’ya hak vermiyorum. Levent Abi bilgi donanım açısından böyle bir tepki verdi ama Hülya Avşar, içinde sosyal içerikli filmlerde olan pek çok projeye imza atmıştır. Güzel bir yüz, bebek gibi. Gençlik filmlerine baktığınızda herkes Hülyacı'ydı bu memlekette. Güzel kadına ve popüler kadına bazı çevreler tarafında ciddi bir set var. Hülya Avşar bence bu işi layığıyla yapacaktır. Çok abartılacak bir durum yok. Hülya değil de Gülse Birsel gelseydi tamam mı diyecekti? Ne demek yani, saçma!

Hülya Avşar hangi işe el atsa hemen eleştirilir. Bu da hep belli kesim tarafından oluyor. Hani o aydın elitist denilen kesim. Bence Hülya Avşar, Türk sineması açısından önemli bir isim güzel bir yüzdür. 2+2=4’tür. Bunu da uzatmaya hiç gerek yoktur.

Ben de çok önemli isimlerle çalıştım. Yapımcılar, oyuncular televizyoncular… Bu yüzden beni birileri eleştirdiğinde bir bakmak lazım sen ne yaptın diye.

Türker İnanoğlu, Aram Gülyüz, Samim Değer, Abdullah Oğuz, Hüseyin Karakaş, Fatih Aksoy, Ferhan Şensoy gibi nice nice isimlerle çalıştım. Ve hep övgüyle karşılaştım. Bu insanların notunu almak da çok önemli.

CANSU DERE HEP AYNI İFADEYLE OYNUYOR

Şu an bir dizide oynar mısınız?

Şu an bir dizi teklifi almadım ama gelirse seve seve oynarım. Mesela Cansu Dere iyi kız hoş kız olabilir ama hep aynı ifade. Bu biraz da ilişkilerle doğru orantılı. Kimle irtibatın varsa onlar da seni anımsıyor, rol teklif ediyor. Mankenlikten oyunculuğa geçip çok başarılı olan Kenan var mesela. Kenan İmirzalıoğlu’nu çok beğenirim.

Peki modellikten Tv programcılığına geçenler arasında başarılı bulduğunuz isimler var mı?

Başarılı olan isimler çok var. Petek Dinçöz; doğal bir kız, onun en büyük avantajı bu! Doğallık izleyici için çok önemli bir faktör. Ağzı laf yapan bir kız. Teklemiyor tüklemiyor. Petek her zaman başarılı olur.

YAPIMCILAR TEKLİF GETİRMEYE CESARET EDEMİYOR

Size neden dizi teklifi gelmiyor dersiniz?

Yapımcılar bana teklif getirmeye cesaret edemiyor. Tuğba kabul etmez, şartları ağır olur, parası az gelir falan diye. Ama böyle bir şey yok. Proje gelir, değerlendiririz. Eğer kafamıza uyarsa şartlarda da anlaşırsak neden olmasın. Zaten ben bu sektördeyim bu alanda eğitim almışım. Gencim. Ben yaşlandıktan sonra mı kapıma gelecekler. Bu yaşta oyunculuk yapmayı çok arzu ederim.

MATRUŞKA GİBİYİM, İÇİMDE FARKLI KADINLAR VAR

En son tiyatroda bir parti liderinin sekreterini, sinema filminde de Clemiti Jeyn’i oynadım. Çok farklı roller olmasına rağmen ikisini de başarıyla oynadım. Bir aşkta olabilir ajanda olabilir. İçimde Jeanne D'arc ve Tomb Taider karışımı biri var. Aslında ben matruşka gibiyim içimde birden çok kadın var. Açtıkça da farklı bir kadın çıkıyor.

Mutlaka başrol mü oynarsınız? İyi ya da kötü rol ayrımınız var mı?

Oyuncu kimliğimle baktığımda rol ayırt etmem. Ama küçük bir rol olsun da istemem. Sonuçta bir projede yer alıyorsam oradaki ağırlığımla da var olmak isterim. Saddam'ın Askerleri filminde bir peşmerge kızıydım. Ne kadar ağır bir rolle izleyicinin karşısındaydım. Köylü kızı, psikopat, mahallenin delikanlı kızı, çok zengin bir iş kadını olarak da çıktım izleyicinin karşısına. Bana hangi rol gelirse gelsin projeye inanırsan kabul ederim.

Zehirli Çiçek diye bir dizim vardı orada kötü kadındım. Oyuncu kimliğimle bakarsanız iyi ya da kötü olarak ayırt etmem.

Şu an oynayan dizilerden en beğendiniz oyuncular kimlerdir?

Beren başarılı, Nurgül öyle. Ayça Bingöl’ü çok başarılı buluyorum. İfadeleri çok karakteristlik geliyor bana. Kıvanç çok geliştirdi kendini. Kenan İmirzalıoğlu’da öyle. İkisi de oynadıkları rolün hakkından geliyorlar.

Tip de çok önemli. İnsanlar güzeli izlemeyi seviyor. Sonrasında diğer özelliklerine dikkat ediyorlar.

DİŞİ ACUN TUĞBA ÖZAY

Onlarca tv programı yaptım. Canlı yayınlar yaptım. Baktığınız zaman Türkçeyi katleden, iki lafı bir araya getiremeyen sosyal konularda hiçbir bilgisi olmayan insanların ekranları parsellediğini görebiliyorsunuz. Ben niye oturuyorum dediğim oluyor. Halktan da çok istek geliyor. Ama ilişki meselesi bu. Açıkçası ben de kimsenin kapısını çalacak değilim. Beni bilen biliyor. İsteyen yerimi yurdumu biliyor. Teklifini getirir. Benim insanlarlar ve medyayla aram iyidir. Kimseyle kötü olmayı sevmem. Polemiklere girmem. Bir gün öleceğiz ve bu anlamsız çatışmaların hiçbir faydası yok.

Nasıl programlar yapmak istiyorsunuz?

İnsanları bilgilendirici ve eğlendirici programları yapmak isterim. Ya da İtalyan Rafealla Carra’nın yaptığı şov programı vardır. Türkiye'de neden böyle şov programları yapılmıyor, neyimiz eksik? Bacak var, göğüs var, omuz var, yüz var, zeka var, konuşma var. Bence Türkiye’de müzikal ve şov anlamında bir kadın şovuna ihtiyaç var. Ve ben buna talibim. Bunu yapmak istiyorum. Her hafta farklı koreografiler, farklı şovlarla ekrana çıkmak istiyorum. Oysa şimdi her sezon aynı diziler aynı yarışmalar. Bizde üretme kabızlığı var. Hep aynı şeyler…

Acun nasıl yaptığı işlerde başarılı olmuş bir insandır. Herkes şu an Acun bu sezon ne yapacak diye bekliyor. Helal olsun arkadaşıma.

Evliliğiniz nasıl gidiyor. Bu mesafeye rağmen…

İki ülke arasında yaşamak zor gibi görünse de çok keyifli aslında. Sürekli baskı altında değilim. Zaten baskı altında olmaktan sıkılırım. Karşınızdaki insanla dost olmanız çok önemli. Geçmişinizi kurcalamadan başarılarınızı alkışlaması çok önemli. Komplekslerden egolardan uzak sizinle gururlanması çok önemli. Ben eşimle bu dostluğu yakaladım. Yaptığım işlerle gurur duyuyor. Herkese böyle bir ilişki nasip etsin Allah.

Biraraya geldiğinizde neler yapıyorsunuz?

Birlikte daha çok seyahat ediyoruz. Ev hayatımız da vardır. Oyunlar oynarız, yemekler yaparız evde. İtalya’da çok iyi arkadaşlıklarım var. Eşim güzel yemek yapar; makarnalar, salatalar yapar.

Çocuk düşünüyor musunuz?

Bazen çok istiyorum bazen de çok kaygılanıyorum. Yaşadığımız dünyaya bakınca ürkütücü tablolar çıkıyor. Böyle bir dünyaya bir çocuk vermek ne kadar akıllıca. Bazen ben kendimi çok çocuk hissediyorum. Çocukları çok seviyorum, ilişkilerim de iyidir. Ne çok uzak ne de çok uzak bana bebek. Ama öyle bir planım yok. Eşime kalsa çok var ama…

Şarkıcılıkta gelecek planlarınız nedir?

Yazdığım şarkıların toplumda kabul görmesi beni mutlu ediyor. İki popo sallayana da şarkıcı deniliyor. İnanılmaz teknolojiler kullanılarak değişen sesler de şarkıcı oluyor. Ama ben canlı konserlerimde 3 saatten önce sahneden inmem. Geniş reportuarım var. İnsanları eğlendirmeyi, coşturmayı bazen de kederlendirmeyi seviyorum.

Ekim gibi 3.albüme giriyorum. Elimde çok eser var. Sözler yine benim olacak ama beste alabilirim.

Şöyle bir gerçekte var. Ben podyumdan değilde sadece şarkıcılıktan gelmiş olsaydım. Bu şarkılarla bu kliplerle listelerin başında olurdum. Malesef bu ön yargı var. İkincisi benim bu şarkılarımla bu çalışmalarımla müzik sektöründen gelen biri çıkış yapmış olsaydı bir numara olurdu. Ama Türkiye'de böyle bir ön yargı var. Bunada hak vermiyor değilim. Sadece popo sallayanlar, arkalarına zengin adamları alıp klip çekenler, sponsorlarla hayatlarını yürütenlere baktığımızda bu ön yargı normal. Ama zamanla taşlar yerine oturacaktır. Benimle ilgili biri olumsuz bir şey düşünüyorsa bu kıskandığındandır.

Tuğba Hanım size başarılar diliyoruz ve bu keyifli röportaj için teşekkür ediyoruz.

Asıl ben teşekkür ederim, benim de çok keyif aldığım bir röportaj oldu.

RÖPORTAJIN İLK BÖLÜMÜNÜ BURADAN OKUYABİLİRSİNİZ...

4

Haberin Devamı