Son dönemde çevremde herkes sizden ve şarkılarınızdan bahsediyor. “Başarı, farkında olmamaktır, aynada nasıl göründüğünle ilgilenirsen, olduğun şeyi bozarsın” diye bir cümle okumuştum. Siz, aynadaki yansımanızla ilgileniyor musunuz?

Aynadaki yansımamla elbette ilgileniyorum. Kendimin farkında olmazsam tabloda yine bozuk bir his olur. Ama bu cümlede söylenmek istenen, aslında insanı başarıya götüren şey; başarı odaklı olmamak ise evet, başarı odaklı biri değilim.

Sizce başarının tanımı ne?

Başarı, gururla taşıyabileceğim işler üretmek benim için. Bu işlerle de insanların hayatına girebilmek, orda durabilmek. Bir şarkımın bir insana derman olması… Bunu görünce başarmış hissediyorum galiba.

Boğaziçi’nde sosyoloji okumuşsunuz. Müzik tam olarak hayatınıza ne zaman, nasıl girdi?

Ben üniversiteye girdiğimde, ilk iş olarak müzik kulübüne koşmuştum zaten. Senelerce koroda söyledim. Sonra son senemde Baba Zula ile söylemeye başladım. Profesyonel kariyerim de bu şekilde başlamış oldu.

Şarkı sözleriniz şiir gibi, hepsi bir şey anlatıyor. Yazmak, müzikle birlikte mi gelişti yoksa çocukluğunuzdan itibaren yazıyor muydunuz?

Çok teşekkür ederim, bence şiir gibi değiller aslında. Orada çok daha derin bir işçilik var, haşa kendimi şairlerle bir tuttuğum anlaşılmasın. Çocukken yazdığım bir iki şarkı vardı evet, kardeşime ninni yazmıştım misal. Şarkı sözü yazarlığında ilerlemek için daha fırınlarca ekmek yemem gerektiğini düşünüyorum.

YENİLENMEDİĞİM YERDEN UZAKLAŞMAK İSTERİM

“Ben duramam, buralar dar efendi” sözlerinden yola çıkarak, size ne zaman bulunduğunuz yer dar gelir? Ne zaman mekan genişler ve ferahlar?

Yenilenmiyorsam oradan uzaklaşmam gerekir. Mesela şimdi oturduğum ev dar geliyor çünkü tükendi. Çok garip bir his. Ekip arkadaşlarımla çalışmak bana ferah bir ortam açıyor; çünkü birlikte Voltran’ı oluşturduğumuzu hissediyorum. Beraber yaşamakla, üretmekle, çare bulmakla genişliyorum ben.

Ruhen yolculuğunuzun neresinde olduğunuzu düşünüyorsunuz? Neleri çözebildiniz, nelerle kavgalarınız devam ediyor?

Sonbahara girerken benim de gündemime geldi bu sorular. Karantina dönüşü daha da pimpirikli daha da panik bir halim vardı. Şimdi yavaş yavaş kurtuluyorum o duygudan neyse ki.

‘ÖPMEM LAZIM’ ŞARKISI, BANA ÖZLEMEYİ VE FOKUR FOKUR KAYNAYAN BİR KAZANI ÇAĞRIŞTIRIYOR

“Öpmem lazım, her santimini… Tek tek tek tek…” Bu sözler nasıl çıktı ortaya? Hangi duygularla yazdınız?

Çok eski bir şarkı o, ben de tam hatırlamıyorum. Ama “Biraz kıpır kıpır bir şarkım da olmasın mı ya” fikriyle ortaya çıktığını hatırlıyorum. Şimdiki beni çok daha iyi anlatıyor ilginç bir şekilde.

Hayatınızda size böyle hissettiren biri var mı? Bu sözlerin yarattığı duyguyla aşkın duygusu birbirine çok yakın duruyor.

Şarkıyı aşk şarkısı gibi dinlemek isterseniz dinleyebilirsiniz, bana biraz özlemek ve artık fokur fokur kaynayan bir kazanı hatırlatıyor ‘Öpmem Lazım’. Aşık olmadan da birini öpmek isteyebilir insan, öyle değil mi? Ben aşkı çok abarttığımızı ve ayrıksılaştırdığımızı düşünüyorum diğer güzel duygulardan.

Sizi biraz araştırınca, daha geniş kitlelerle buluşmanız biraz geç olmuş hissi uyandı bende. Siz de zaman zaman böyle düşünüyor musunuz?

Bence her şey zamanında oluyor. O yüzden böyle bakmıyorum ben. Akışımdan memnunum.

NE YAPTIYSAM DİŞİMLE, TIRNAĞIMLA YAPTIM; ŞANSA İNDİRGEYEMEM HİÇBİR ŞEYİ

Baba Zula’yla çalışmışsınız uzun süre. ‘Sevmek Suçsa Suçluyum’ şarkısının klibini Tony Gatlif çekmiş. Kırılma noktası denen şeye inanıyor musunuz? Varsa o nokta neydi sizce?

Kırılma noktası diye bir şey yok bence. ‘Tutuşmuş Beraber’in kendiliğinden viral oluşu daha fazla konser yapabilmemi sağladı ve beni daha büyük bir kitleyle buluşturdu. Orda durup bekleye de bilirdim ama üretimime devam ettim. Daha da büyük bir kitleyle buluştum albümümle. Ne yaptıysam dişimle, tırnağımla, emeğimle yaptım. Kırılma noktası ya da şans deyip kariyerimi bir şarkı ya da olaya indirgeyemem.

Melike Şahin nasıl biri desem? Karakterinizin en baskın özellikleri neler?

Eğlenceli biriyim. Gülmeyi severim. Tezcanlıyım, rahatıma düşkünüm. Kalitenin peşindeyim.

Sizi ne öfkelendirir? Ne olunca çiçek açarsınız?

Densizlik beni öfkelendirir. Sevdiklerimle olunca çiçek açarım.

ERKEK EGEMEN ZİHNİYETİN ÇÜRÜMÜŞLÜĞÜNE TAHAMMÜLÜM KALMADI

EŞDERHA GİBİ HİSSEDİYORUM, ÖFKE FIŞKIRIYOR İÇİMDEN

Ülke ve dünya gündemine bakınca ne hissediyorsunuz? İtiraz duygunuzu en tetikleyen şeyler neler?

Bakmamaya çalışıyorum çünkü kötü etkileniyorum. Güzel günler göreceğiz diye inandık, umut da fakirin ekmeği. En asabımı bozan şey kadın cinayetleri ve çocuk tacizleri konusunda hala ve hala sapıkların, katillerin tarafında olan zihniyet…

Kariyerinizde ya da özel hayatınızda sadece kadın olmanın verdiği kısıtlayıcı durumlarla karşılaştığınızı düşünüyor musunuz?

Kadın olup da günlük hayatında iş hayatında herhangi bir baskı yaşamayan bir kişi varsa beri gelsin; yok öyle bir dünya. Artık öfke fışkırıyor içimden, ejderhaymışım gibi geliyor. Erkek egemen zihniyetin çürümüşlüğüne tahammülüm kalmadı.

BENİM LÜGATIMDA ‘PİYASA MÜZİĞİ’ DİYE BİR ŞEY YOK

Müzikte size ilham veren isimler kimler? Kederlendiğinde kimi, neşelendiğinizde kimi dinlersiniz?

Uzun zamandır kederlenmedim çok şükür. Benim dinlediğim şarkıları görseniz şaşırırsınız. Her biri ayrı telden. Neşelenince bir ‘kalite marka’ vururum. Fairouz gibi güçlü seslerin canlı performanslarını izlemeye bayılırım. Çok ilham verir bana.

Yaptığınız müziği ve durduğunuz yeri, genel müzik piyasasını düşününce alternatif gibi görüyor musunuz?

Alternatifle ana akımın arasında değişik bir yerde duruyorum galiba şu anda.

Sık sık ‘piyasa müziği’ diye bir tabir duyarız. Sizin için böyle bir ayırım var mı? Siz neye ‘piyasa müziği’ dersiniz?

Bilmem, çok dinlenen müzikler için kullanılıyor herhalde. Benim lügatımda ‘piyasa müziği’ diye bir tabir yok.

Yakın zamanda sevenlerinize sürprizleriniz olacak mı? Yeni şarkı ya da albüm çalışmanız var mı?

Mert Demir’le bir düet yaptık, en yakın yeni şarkı o. Başka bir şey demeyeyim sürpriz olsun bence.