Gündem Meral Akşener 'İyi Parti'yi kurdu!

Meral Akşener 'İyi Parti'yi kurdu!

Paylaş
Meral Akşener 'İyi Parti'yi kurdu!

Meral Akşener sabah saatlerinde yeni partisi 'İyi Parti'nin kuruluş dilekçesini İçişleri Bakanlığı'na verdi. Ardından Ankara Yenimahalle'de bulunan Nazım Hikmet Kültür Merkezi'ne geçen Akşener partisinin kuruluşunun ardından ilk açıklamasını yaptı. Akşener açıklamalarının ardından oy birliği ile İyi Parti'nin kurucu Genel Başkanı seçildi.

İşte Meral Akşener'in açıklamasından satır başları...

Biz referandumda çalışırken Bursa'da bir şey vardı, Vallahi de olacak billahi de olacak. Bir Çarşamba sabahı bizi burada toplayan güce, Ol deyince olduran Allah'ım sana şükürler olsun. Mesele Türkiye ise çıkarız yürürüz diyen kahraman dava arkadaşlarım...Tam 21 aydır mücadele ediyorsunuz.

Büyük devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları bu toprakların ikinci defa vatan kılınmasında milli iradeyi esas almışlardır.

1960 askeri darbecileri kendilerini milli irade yerine koyarak siyaseti askıya almışlar gidişatı planlamışlardı. Milletimiz bunları boşa çıkarmış yeni bir parti iktidarı ile Türkiye'nin hızını kesen engelleri ortadan kaldırmışlardır.

(Başbakan Meral sesleri yükseldi) Başbakan değil Cumhurbaşkanı. Koray Aydın da öyle söylüyor Ümit Özdağ da.


"AK PARTİ 2007'DEN İTİBAREN VİZYONSUZ GÜCE DÖNÜŞTÜ"


AK Parti başlangıçta başarılı da sayılır ancak 2007'den itibaren vizyonsuz güce dönüşmüştür. Türkiye operasyonlara açık alan haline gelmiş 2007'den itibaren o operasyonlar sahnelenmeye başlanmıştır. 2007'den itibaren işlevsiz bir muhalefet...Devlet organizasyonundaki denge ise Cumhurbşakanı seçimiyle gevşemiş sonra da ortadan kalkmıştır. 16 Nisan referandumu arkadaşlarını deyimiyle benim de katıldım kirli referandum. 1946 seçimleri adeta tekrar sahnelenmiş siyasal hayatımıza yeni bir usül eklenmiştir. Toplumsal destek yetmezse yargıçlar tamamlar. Demokrasi tehdit altındadır. İktidarın hukuku her şeyin üstündedir. Post modern milli şef dönemi başlamıştır ama sürdürülebilir değildir. Bugün 25 Ekim 2017. Türkiye üzeirne yapılan araştırmalar şunu gösteriyor; Türkiye yorgundur millet yorgundur devlet yıpranmıştır. Siyasal iklimin değişmesi dışında hiçbir çıkar yol kalmamıştır. Şimdi yeni şeyler söyleme zamanıdır. Ama Türkiye'nin büyük sorunları aşacak gücü de var.


"ADİL BİR TÜRKİYE İSTİYORUZ"


Milletimizin siyasi bunalımları aşma tecrübesi var. Milletimiz yeni bir siyasal hareketle yeni bir iktidarla güçlü bir Türkiye yoluna devam etme niyetini açıkça beyan etmektedir. Umutlarımız var. Hayallerimiz var. Zengin bir Türkiye istiyoruz. Gücümüz var. Adil bir Türkiye istiyoruz. Özgür bir toplum istiyoruz. Mutlu bir Türkiye istiyoruz hakkımız var. Yeni bir siyasi hareketle Türkiye kucaklaşmasını başlatıyoruz. Allah insanlığa hayırlı eylesin. İyi adalettir, kararlılıktır, gelecektir, cesarettir, bilgidir, zenginliktir. Bu yolun taşlarını sadece cesurlar döşer. Bizler siyasette bir alan aramıyoruz çağrımız bütün Türkiye'yedir. İnanıyoruz ki partimiz güçlü bir Türkiye'nin yolunu açacaktır.


"BÜTÜN SİYASİ PARTİ KURUCULARINA TEŞEKKÜR EDİYORUZ"


Bütün siyaseti partilerimizin kurucularına teşekür etmeyi borç biliyoruz. Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Rauf Orbay, İsmet İnönü ve Adanan Menderes'i, Necmettin Erbakan ve Başbuğ Alparslan Türkeş'i, Turgut Özal'ı, Bülent Ecevit'i, şehit Muhsin Yazıcıoğlu'nu ve ebediyete intikal edip de adını zikredemediklerimizi rahmetle anıyoruz. Kafamızı gündemden kaldırıp yaşadığımız dünyaya baktığımızda gelişimin şaşırtıcı olduğunu görüyoruz. İletişim teknolojisiyle dünya düzleşmiştir. İsterse bize bütün basın yayın kapanmış olsun o mecraları açtınız yürüyorsunuz. Çoğumuzun bildiği bir sözümüz var; Yol bulamıyorsan yol açacaksın. Açtınız yolları bugün buradayız.


"GELİŞMELER KAPIKULE'DE DURDURULUYOR"


Zenginliğin kaynağı ranttan bilgiye geçmiştir. Yaşları 30'un altındaki milyarderlerin sayısı şaşırtıcıdır. Bugünkü dünyada, tepedeki abiler duysun, kupon değiller kupon arazilerden daha kıymetlidir. Siyasal liderliklerin temel görevi zamanın ruhuna uygun dönüşümün yolunu açmaktır. 2017'de Türkiye'nin önüne koyulan gündem ile dünyadaki uyuşmamaktadır. Dünyadaki gelişmeler adet Kapıkule'de durdurulmaktadır. Kapıkule'den bazı geçişler kolay ama gelişimde iletişimde yasak hemşehrim. Türkiye tarihin gerisine düşemez. Buna seyirci kalmamak için buradayız.

"O BAKANIN YERİNDE OLMAK İSTEMEZDİM"


Birinci işimiz gelişmenin ve ilerlemenin peşinden koşacak bir Türkiye'dir. 40 milyonu 30 yaşın altından yaklaşık 50 milyon gencimiz var. 142 ülkeden daha kalabalık çok büyük zenginlik. Biz bu zenginliği nasıl değerlendiriyoruz? Fen matematik ve okuduğunu anlamada 72 ülke arasında ne yazık ki 50. sıraya düştük. TEOG'un değişeceğini akşam haberlerinden öğrenen bakan varken ne düşünüyorsunuz derseniz bakanın yerinde olmak istemezdim. Bu iktidar gidici ama çocuklar bizim çocuklarımız. Kindar nesle gerek yok dünyadaki gelişimle rekabet edeceksek yüksek donanımlı gençlerimizin sayesinde olacaktır.


"ÖZGÜRLÜK ALANINI DARALTAN YÖNETİM KORKAKTIR"


Bir ülkede kamu düzeni millet devlet ve hukuk demektir. Kamu düzeninin olmazsa olmazı hukuktur. Devlet çözülür millet bozulur. Devletin temel vasfı adil olmasıdır. Adalet cehaletin düşmanıdır. Korkakların düşmandır. Özgürlük alanlarını daraltan yönetimler korkak yönetimlerdir. Milletten topladıklarıyla devlet ihtişamının arkasına saklanan yöneticiler korkak yöneticilerdir. Bunlar birlik dilini kullanmazlar. Korkak yönetimler insanlığa acıdan başka miras bırakmamışlardır. Adalet ise cesaret ister. Siyasi merkezli yargı kararları düşman kurşunundan daha tehlikelidir. Bir kuruşuna bin can veririz fakat adaleti sağlayamayan yargı milleti bozar devleti çözer.. Siyasetin yargıyı kuşatmasına yol vermeyeceğiz müsaade etmeyeceğiz. Yargıya bugün yapıldığı gibi zabıta amiri gibi davranmasına müsaade etmeyeceğiz.


"ÇOCUKLARIMIZ AK PARTİ'DEN KAĞIT GETİRMEDEN İŞ BULAMIYOR"


Liyakat ve hakkaniyet kalmadı. Gencecik çocuklarımız AK Parti'den kağıt getirmeden iş bulamamaktadır. Annelerin mutfak masrafından kesip üniversiteyi bitirmiş çocuğuna, o günlerde soruları çaldırdılar soruları çaldılar. Bugün ise hamili kart, yakınımdır diye kağıt gitmeden ne devlette ne özelde iş bulamamaktadırlar. Bu milletin insanları böyle bir tabloyu hak ediyor mu?

Türkiye kendine yakışır bir çıkış yakalamalıdır. Rekabetçi siyasal sistemi çalıştırmalıyız. Halk ülke gündemindeki konularda siyasi partilerin görüşlerini öğrenebilmelidir. Dış politika gibi çözüm süreci gibi devleti yöneteni körleştirir. 2023 hedefleri gibi 500 milyar dolar ihracat yazarsınız... Kağıtlara yazarsınız. Zaman ilerler yazdığınız tarihin gerisine bile düşersiniz. Uçak işi var ya...2011 seçimlerinde satamadılar, 2014'te de olmadı 2017'de gider Amerika'dan uçak satın alırsınız.


"YAPMAYIN DEDİK ŞİMDİ ABİLER ATTAYA"


Genel merkezin seçimle gelen hiçbir kademeyi görevden alması olmayacaktır. Bazıları şu sıra referanduma can siperane çalıştığına çok üzülüyordur. Yapmayın etmeyin kardeşler demiştim. Kağıt peçete alımını bile kendi düşünmek zorunda kalacak yapmayın etmeyin dedik bizlerin dediği çıktı abiler attaya.


"YOLSUZLUK ÇAMURDUR"


Ekonomik çıkıştan neden düştük? Yapısal hale gelen yolsuzluklar, siyasi operasyonlar, dış politika. Rahmetli Özal döneminde bir bakanla ilgili yolsuzluk iddasına bulunulmuş sözkonusu bakan mahkum olmuştur. Şu sıralar şunu görüyoruz; Yolsuzluk mu? Efendim diğerleri de yapıyor. Yolsuzluk çamurdur çamur yukarıdan aşağıya akar. İmanım gibi inanıyorum ki yolzuluğa bulaşmış kim olursa olsun yolsuzluğa bulaşan cezasını bulmadan bu dünyadan göçmeyecek. Size söz veriyorum göçmeyecek.

Sayın Durmuş Yılmaz 'Ekonominin partonu siz mi olacaksınız?' sorusuna şöyle cevap verdi; Ekonominin patronu güvendir güven.

Yüzde 6'nın aşağısını başarısızlık sayarım. Son 3 yılda ekonominin başlığı ne? Rusya ile domates anlaşması.


"RABİA'YI SUUDİ SOFRALARINA BIRAKIP GİTTİLER"


Bu muhteremlerin politika yapımları dışişlerinin koridorlarından taşındı. 5 büyükelçimiz var. Onlara monşerler dediler attılar kenara. Almanya'dan Rusya'ya kadar el atmadığımız yer kalmadı. Hani bir Rabia var ya, Rabia'yı Suudi sofralarında bırakıp geldiler. Filistin'i İsrail'in müzakere masalarında bırakıp geldiler. Siyasi itibar kaybı ayrı bir maliyettir.

Davutoğlu da Erdoğan da sanki Türkiye bu ülkeye yeni taşınmış diğerleri de 10 yıllık kiracı gibi davrandılar.

Devlette devamlılık esastır. İslam ülkeleri dahil onlarca uluslararası kuruluş bizzat Türkiye Cumhuriyet hükümetlerinin katılımıyla kurulmuştur. Bu muhteremlerden 15 yılda kalan ne var? Bize çok saracak yara bıraktınız. Türkiye'nin yaklaşık 100 yıllık potansiyel gücünü savurup gittiniz.


"15 TEMMUZ'DA MİLLET DEVLETİ SOKAKTAN TOPLADI"


FETÖ ihanet şebekesi 2004'te itibaren bütün operasyonların ana aktörüdür. 15 Temmuz hain kalkışmasının ana ruhunu oluşturmaktadır. 15 Temmuz'da millet devleti sokaktan toplamıştır. 15 Temmuz hain kalkınma darbe teşebbüsünü şehit ettiği 249 şehidimizin ruhuna ailelerine uyduğumuz borç FETÖ ihanet şebekesinin devletin içine sızmış her damarını kesmek, mücadele etmek başta ben ve bütün arkadaşlarımız için namus borcudur. Devlet bir savrulma içine girmiştir. Devlet adamı kıtlığı ülkemize çok pahalıya mal olmuştur.


"BU BİR İKTİDAR YÜRÜŞÜDÜR"


Bütün yollar tutulmuş biz kendi yolumuzu açıyoruz. 28 Şubatçılar bekleyin yoldaşlarınız olacak bugünküler de tarihin çöplüğüne sizin yanınıza gelecekler. 80 milyon kararlı özgürce yaşamaya, özgürce inanmaya, özgürce çalışmaya. Bugün 25 Ekim 2017... Bu bir iktidar yürüyüşüdür. Bu insanımız için bir özgürlük yürüyüşüdür. Devletimiz için bir itibar yürüyüşüdür. Bu güçlü Türkiye yürüyüşüdür. Başaracağız! Türkiye iyi olacak. Allah bizleri bu kutsal yolda utandırmasın.