Gündem Muharrem İnce: Çobanlık yaptığım günleri hiç unutmuyorum

Muharrem İnce: Çobanlık yaptığım günleri hiç unutmuyorum

Paylaş
Muharrem İnce: Çobanlık yaptığım günleri hiç unutmuyorum

CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Denizli'de konuştu. Muharrem İnce, "Çobanlık yaptığım, kırma masanın altında ders çalıştığım günleri hiç unutmuyorum" diyerek

CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Denizli'nin Bozkurt ilçesinde konuşuyor.

İnce'nin konuşmasından satır başları:

O çöp desin ben kuantum diyeceğim, o küfür etsin ben uzay diyeceğim; onun projesi kanal kazmak olsun benim projem huzur olacak. Her sene 10 bin akıllı çocuğumuzu yurdışına göndereceğiz. Ben bağırıp çağıran, küfreden cumhurbaşkanı değil, yol gösteren birisi olacağım.

"AKILLI TELEFON DA CUMHURBAŞKANI DA LAZIM"


Akıllı telefon lazım da, akıllı cumhurbaşkanı da lazım. Aslında ben ondan daha zenginim. Bir kere ben hukuk devletine, özgürlüklere inanıyorum. İnsanlar arasında ayrım yapmam, benim defterimde yazmaz. Ben ülkemin bütün insanlarını seviyorum, gönlümde hepsine yer var. Malvarlığımız gariban olabilir ama benim gönlüm ona göre çok zengin. Bir kere ben bu ülkenin çocuklarına 16 yıl fizik anlattım. Geleceği anlattım. Bakın böyle bir dünya olacak, uzaydaki taşlardan maden toplayacaklar dedim. Türkiye'nin uydusu olmalı, laboratuvarları olmadı. 30 sene önce size telefonlar olacak, görüntülü arayacaksınız desem gülerdiniz. Peki 30 sene sonra ne olacak, bunu akıllı çocuklarımız bilecek.


"KADIN VE GENÇLERE GÜVENİYORUM"


Güneşli günler göreceğiz çocuklar, motorları maviliklere süreceğiz. Bire bin verecek tohumlar. Madem ekonomi iyi; neden gelişmiş ülkelerde enflasyon yüzde 3'ken bizde 11. Neden cari açığımız bu düzeyde? Neden gençlerin yüzde 20'si işsiz? Ortada bir sorun var. Bir kadınlara, bir de gençlere güveniyorum. Bu iktidarı kadınlar ve gençlerle değiştireceğiz.

"DEVLET İNTİKAMLA YÖNETİLMEZ"


Cumhurbaşkanı olduğunda Recep Tayyip Erdoğan'ı yargılayacak mısın diye soruyorlar. Hayır. O benim işim değil, mahkemelerin işi. Devlet intikamla, rövanşla yönetilmez. Devlet şöyle yönetilir: Birinci sınıf hakimler var. Onların içinden kurayla seçersin yüksek yargıyı. Ona da dersin ki, görevini düzgün yap, çay toplamaya gitme, düğmeni ilikleme. Cumhurbaşkanı olduğumda bir toplantıya gittiğimde o yargıçlar ayağa kalkarsa onlara iki çift sözüm var. Kalkmayacaksınız! O yüksek yargıçlar günü geldiğinde beni de, Tayyip Erdoğan'ı da yargılamalı. Böyle olursa memleket düzelir. Bu düzene son vereceğiz.

"ÇOBANLIK YAPTIĞIM GÜNLERİ HİÇ UNUTMUYORUM"


1986'da Borçka'da öğretmenlik yapıyorum. Okulda bbir hizmetlimiz vardı, iki çocuklu. Çocuklarından birisi hakim, diğeri de genel müdür yardımcısı. Bu böyle değişir. Çocukluğumda çobanlık yaptığım günlerde, bir odada 4 kişi yaşadığımız günlerde, kırma masanın altında ders çalıştığım günleri hiç unutmuyorum. Bugün bu ülkede binlerce böyle çocuk olduğunu biliyorum.